Fatura askere...
Melih Aşık 01 Ocak 1970
“Doğu ve Güneydoğu’da bazı il ve ilçelerde sergilenen şımarıklığın artık sınırları zorlar noktaya geldiğini görüyoruz. O garnizonun içine girip de bayrağı oradan indireni her halükârda indireceksin. İndirmiyorsan görevini yapmıyorsun demektir. Neymiş, çözüm süreci sekteye uğrarmış. Böyle bir şey olmaz, gereği neyse yapmalı.”
Başbakan Erdoğan, yine şaşırtmadı, yine kendisinden beklenen tavrı sergiledi... Diyarbakır’daki bayrak indirme skandalının faturasını da üzerine almayıp askere yükledi.
Doğu ve Güneydoğu’da bazı il ve ilçelerde sergilenen şımarıklık artık sınırları zorlar hale gelmiş! Doğrudur da onları şımartan kimdir? Herhalde son yıllarda özellikle eli kolu bağlanan... Terörist burnunun dibine kadar da gelse vali emir vermedikçe kılını kıpırdatamayan asker değildir. Daha üç gün önce Lice’de iki kişi öldü diye askerlerin silahlarına el konup haklarında soruşturma açılmadı mı?
Diyarbakır - Bingöl karayolunun teröristlerce kesilmesi olayında güvenlik güçlerinin 100 metre ilerideki PKK’lıları seyretmekle yetindiğini gösteren fotoğraf hâlâ hafızalarda... Kurşun yağdıran PKK’lılara karşı, güvenlik güçlerine, “Geri çekilin, zırhlı araçlara girip bekleyin” emri de hakeza.
Teröristleri şımarttıkça şımartacaksın... Askerin elini kolunu bağladıkça bağlayacaksın... Adamlar gemi azıya alıp işi bayrak indirmeye kadar vardırınca da kendi sorumluluğunu unutup faturayı askere çıkaracaksın! Bu son tavır asker için de yeterince uyarıcı olmuş mudur?
Biatçı bazı generaller ne düşünüyor?
Öcalan mesajları
Oyun klasik... Seçim önceleri PKK gerilimi tırmandırıyor... Seçime olaysız girmek isteyen iktidar sükuneti sağlamak için taviz dolabının kapağını açıyor. Yine bu oldu. PKK olayları tırmandırınca koşa koşa Diyarbakır’da çalıştay yapan iktidarın sözcüsü Beşir Atalay müjdeyi verdi:
“Somut ve sonuca götürücü yeni bir yol haritası üzerinde çalışılıyor. Eğer yol haritası gerektiriyorsa yasal düzenlemeler de yapılacak, Meclis’e de gidilecek. Çözüme mecburuz. Hayata, eve, siyasete dönüşler, bütün hepsi değerlendiriliyor...”
Öcalan bu müjdeler üzerine son mesajında umutlu konuştu. O mesajda ayrıca şu satırların altını çiziyoruz:
“Bizim hiçbir ulusun ulusal değer ve simgelerine karşı olumsuz ve rencide edici bir yaklaşımımız olmamıştır, olamaz. Türkiye halkını bize karşıtlaştırmayı amaçlayan son bayrak provokasyonunun da her iki tarafın gerekli kurumları tarafından ivedilikle soruşturulması ve sonuçlarının tüm halkımızla paylaşılması elzemdir...”
Dikkat edilirse Apo; bu ifadesiyle Türkiye ve Türkleri kendileri dışında farklı bir ulus olarak görüyor.
Bayrak indirilmesinın “Her iki tarafın gerekli kurumları tarafından ivedilikle soruşturulması” ifadesiyle PKK’nın Türk devletiyle aynı görevi yapabilecek kurumları olduğunu söylemek istiyor. PKK / KCK’yı devlet özelliklerine sahip yapılar olarak takdim ediyor. Mesajında T.C ile PKK’yı iki eşit taraf gibi değerlendiriyor.
Bu yol barışa ve toplumsal birlikteliğe doğru mu gidiyor? Ne dersiniz?
ÖZEL
Meslektaşımız Osman Yazıcı, Taka Gazete’de “Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel paşa ile komşu olduk...” diyor. Evinin tam adresini güvenlik nedeniyle vermiyor. Ama anlatıyor:
“Ankara - Gölbaşı - Haymana Yolu üzerinde mütevazı bir bahçem bulunuyor.
Hemen arkamda; doktorlar sitesi var, bu sitede 20 villa bulunuyor... Güzel, korunaklı, ortak havuzlu, şirin bir yerleşim birimi.
Genelkurmay Başkanı Necdet paşa, bu mütevazı villalardan bir tanesini satın aldı, hafta sonları geliyor.
Paşanın emekliliğine iki yıl daha var.
Hazırlıklar erken başladı...”
Necdet Özel ve eşi evin eksikleri için sık sık geliyorlarmış... Bir erken emekliliğe hazırlık var gibi...
AKP “Vesayeti yıkıyoruz “ diye “askeri” öyle bir yıktı ki Genelkurmay artık askeri üssün bahçesindeki Türk bayrağına bile sahip çıkamıyor...
***
AKP, Türk askerini PKK’ya silah çekerse “sürece zarar verdiği” için, çekmezse “görevini yapmadığı için” cezalandırıyor...
Akif Kökçe
TESADÜF
Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ, Işık Koşaner, Necdet Özel.
AKP iktidarı döneminde Genelkurmay Başkanı olarak görev yapmış isimlerden AKP’ye en yakın olan ikisi Hilmi Özkök ile Necdet Özel oldu... Ne tesadüf ki...
4 Temmuz 2003’te, yani Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanı olduğu tarihte Amerikalılar Süleymaniye’de askerlerimizin başına çuval geçirdiler... Necdet Özel’in Genelkurmay Başkanı olduğu günümüzde PKK’lı terörist Diyarbakır’da, hava üssünden bayrağımızı indirdi.
Tesadüf mü bu olayların Başbakan’ca tutulan generaller zamanında meydana gelmesi?
