Apo ne ister?
Hasan Pulur 01 Ocak 1970
Bugün, yarın “Apo ne istiyor?” diye sorular olacaktır.
Apo’nun tek isteği vardır:
Cumhuriyet demokratikleş-melidir!
Nedir bu demokratik-leşme?
Abdullah Öcalan, bunu yıllar önce İmralı’da Savcı Talat Şalk’a şöyle anlatmıştır:
“Abdullah Öcalan’a göre cumhuriyetin iki büyük kurucu halkı vardı: Türk ve Kürt halkı. Bu iki halk asırlardır bir arada yaşıyordu; bundan sonra da bir arada yaşayabilirlerdi. Ama bunun için yeni bir düzenleme gerekiyordu. Anayasa, cumhuriyetin iki kurucu halkı olduğu esasına göre yeniden yazılmalıydı. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iki uluslu, iki dilli bir devlet olduğu benimsenmeliydi. Öcalan, İmralı’daki sorgusunda bunları açıkça söylemedi ama cumhuriyetin demokratikleşmesinden kastettiği buydu. Bugün DTP’nin kongrelerinde dile getirilen talepler de Öcalan’ın talepleriyle aynı...
Öcalan’ın, Türkiye’ye getirildiği uçakta uyandığında ilk söylediği söz “fırsat verilirse devlete en büyük hizmeti yapacağımdır.”
***
Savcı Talat Şalk, Apo’yu dinlemiştir.
Şimdi çözüm yoluna girdik.
Öcalan’a göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, cumhuriyetin kurucu unsuru olarak Türk ve Kürt halkı diye iki ayrı halk kabul eder ve anayasasını bu anlayışa göre yeniden düzenlerse akan kan duracak ve bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yapılmış en büyük hizmet olacaktır.
Cumhuriyetin demokratikleşme tezi, Abdullah Öcalan’ın yakalanınca hemen düşünüp hazırladığı bir tez değildi. Abdullah Öcalan, yakalanmadan önce de ara sıra terör eylemlerini durdurur ve tek taraflı ateşkes ilan ederdi. PKK’nın “düz ovada siyaset yapan” kuruluşları da devlet ve PKK’nın anlaşmalarını, Kürt kimliğinin bütün sonuçlarıyla birlikte tanınmasını isterlerdi.
“Apo” şartını değiştirdi mi?
Niye değiştirsin?
Şalk, bu görüşlerinden vazgeçti mi?
Niye vazgeçsin...
Bunun sonunda bölünmeye gidermiş.
Sanki bütününe sahip çıktık da...
Adam yol kesiyor, yolu ikiye bölüyor.
Biz de seyrediyoruz.
Buna da alışırız!