« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Haz

2014

İki komşumuz parçalanırken...

Erhan Başyurt 01 Ocak 1970

Irak ve Suriye geri dönüşü olmayan bir bölünme sürecine doğru hızla ilerliyor.

Görünen o ki, çok iyi çalışılmış ve hayata geçirilen bir senaryo ile karşı karşıyayız.

Irak, mezhep ve etnik temele dayalı olmak üzere “de facto (fiili)” 3’e bölündü.

Sünni Arap bölgesi, Şii Arap bölgesi ve Kürt bölgesi…

Türkiye’nin sınırlarında Sünni Kürdistan, Sünni Irak Arap ülkesi olacak.

Halihazırda petrol ihracatı ve uluslararası ticaret olarak Türkiye’ye bağımlı olacakları için, Türkiye içinde bir kesimin gelişmelere sıcak baktığı anlaşılıyor.

Suriye’nin de benzer şekilde 3 parçaya bölünmesi güçlü ihtimal.

Nusayri (Şii) Arap bölgesi, Sünni Arap bölgesi ve Kürt bölgesi…

Her iki ülkede de Şiiler sahillerde, Sünni Arap ve Kürt bölgeleri ise kapalı kara devleti gibi gözüküyor.

Dolayısıyla, Suriye’de Sünni Araplar’ın denize çıkışı olacak mı?

Suriye Kürtler’i denize çıkacak mı?

Çıkmayacaklarsa, Türkiye’nin sınırında yine iki yeni kapalı kara devleti daha olacak…

Ancak bunlar kâğıt üzerinde senaryolar.

Hiçbir bölge tek başına kalmak istemeyecektir.

Irak ve Suriye Sünni Arap bölgelerinin birleşmesi ki, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adından da anlaşılacağı gibi bunu istiyor.

Suriye ve Irak sınırlarında bölünmüş aşiretler bulunuyor.

Dolayısıyla birleşmeleri mümkün olabilir.

Sünni Araplar gibi iki ülke Kürtlerinin de birleşmesi, federasyon kurmaları söz konusu olabilir.

Türkmenler en perişan grup

Uzun süredir kavgalı Barzani ve PKK uzantılı PYD, IŞİD’in ilerlemesi üzerine bir araya gelip barıştılar.

İttifak yolda…

PKK’nın Kandil kamplarının Irak Kürdistanı’nda olması bu birlikteliği daha da kolaylaştırabilir.

Barzani’ye bağlı peşmergelerin Kerkük, Diyala, Sincar ve Mahmur’u tek kurşun atmadan alması, petrol üretim bölgelerinin denetimini ele geçirmesi ile zengin bir Kürt Federasyonu ya da Barzani başkanlığında bir Kürdistan ortaya çıkabilir.

Türkmenler, bu denklemde en çok perişan olan grupların başında gelmekte…

Neredeyse ortaya çıkması muhtemel 6 devlete dağılmaktalar.

Bölünmüş ve daha da zayıf azınlık gruplar haline gelecekler.

Türkmenler’in karşı karşıya kalacakları sorunlar, PKK’nın süreçte elde edeceği avantajlar gibi Türkiye’yi derinden yaralayacak.

Yaşanan süreçler İran’ın siyasi nüfuzuna da büyük darbe vuruyor.

İran yanlısı yönetimler üzerinden Irak ve Suriye’de kurduğu “Şii yayı” kırılıyor.

Irak ve Suriye’nin iç savaşa sürüklenmesinde çok kültürlü ve katılımcı demokratik sistemlerin oluşturulamamış olmasının payı büyük.

“Birinci Dünya Savaşı sonrasında oluşturulan suni ülkeler ve cetvelle çizilen sınırlar tabi şeklini alıyor” görüşünü savunan siyaset bilimciler de var.

Türkiye odak haline gelebilir

Irak ve Suriye’nin istikrarsızlaşmasında ve iç savaşa sürüklenmesinde dış müdahalelerin rolü de oldukça büyük.

Dış müdahaleleri “40 yıldır gündemden düşmeyen, Ortadoğu ülkelerini 40 parçaya bölme planı” olarak görenlerin sayısı hiç de az değil.

İsrailli uzmanların, 1960’lı yılların sonundan itibaren Araplar’ı etnik ve mezhep temelli bölmeyi, Arap olmayan unsurları güçlendirmeyi, Arap ülkelerini de mümkün mertebe küçük ve sorumlu ülkelere dönüştürmeyi öneren çalışmalar yaptığı biliniyor.

Amaç, Arap ülkelerinin Filistin’in kurtarılması için birleşmelerini önlemek, Arap olmayan dost etnik unsurlarla Araplar’ı kuşatmak ve küçük parçalara ayrılan ülkeleri sorunlar yumağı içinde sürekli zayıf tutmak.

5 milyonluk İsrail’in Arap dünyasının ortasında güvenlik içinde varlığını sürdürebilmesinin etkili bir yolu olarak bu planı sunuyorlar.

Birkaç yıl önce yeni muhafazakârlar (Neocons) olarak bilinen Bush yönetiminde de etkili Musevi entelektüeller, benzer raporlar ve parçalanmış Ortadoğu haritaları yayınladılar.

Bölme planları hayata mı geçiriliyor yoksa dönemsel şartların ortaya çıkardığı plansız gelişmelere mi şahit oluyoruz? Bugünden bilmek mümkün değil.

Ancak, Irak ve Suriye parçalanırsa, yakın çevresinde “domino etkisi” yapmasını beklememek safdillik olur.

Lübnan, Körfez ülkeleri, Ürdün ve İran ile Türkiye’nin de türbülansa girmesi kaçınılmaz olacaktır.

Bugün hedefte gözükmüyorsak bile yakın gelecekte odak olmamız ihtimali yüksektir.

Türkiye, yaşanan gelişmeleri “Musul rehine krizi” dar çerçevesinin dışına çıkıp değerlendirmelidir.

Belki o zaman doğru stratejiler üretmek ve muhtemel krizlere karşı tedbirler almak mümkün olur.

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 83783

ulkucudunya@ulkucudunya.com