« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

18 Ara

2007

Bismillah

HASAN ÜNAL 18 Aralık 2007

28 Kasım tarihinde yetkilendirilen TSK sınır ötesine ilk kapsamlı harekatını havadan yaptı. Pazar gecesi sabaha karşı gerçekleştirilen harekat ile sınır ötesindeki PKK kamplarının hepsine bomba yağdırıldığı anlaşılıyor. 50'yi aşkın savaş uçağının katıldığı operasyonun temel hedeflerinden birisi de Kandil Dağı ve etrafı.
Genelkurmay'ın yaptığı açıklamalara göre, operasyona katılan Hava Kuvvetleri'ne bağlı bütün uçaklar sabaha karşı 01.00 sularında başladıkları harekata 04.15'e kadar devam etmişler ve sonra da üslerine dönmüşler. Öyle anlaşılıyor ki, Güneydoğu'daki çok sayıda hava üssü bu operasyonda kullanılmış.
Ayrıca Batı bölgelerinden kalkan F-16 savaş uçakları da havada yakıt ikmali yapmak suretiyle bombardımana dahil olmuşlar. Hava harekatının tamamlanmasıyla birlikte Kara Kuvvetleri'nin elindeki uzun menzilli silahlarla kaçış yolları ateş altına alınmış ve bu satırların yazıldığı sırada bile bazı bölgelerden top sesleri duyulduğuna dair haberler geçmekteydi televizyonlar ve ajanslar...
Göstermelik Değil...
OPERASYON hakkında televizyonlarda görüş belirten bazı uzmanlar (!), bunun tamamen göstermelik ve Dağlıca saldırısından sonra halkta oluşan infiali yatıştırmaya yönelik bir girişim olduğunu söylemeye başladılar. Ancak bu kadar sayıda uçakla ve bu tarzda göstermelik bir operasyon olmaz. Harekat 1995 yılındaki Zeli Kampı'nın tahrip edildiği operasyona benziyor. Hatta muhtemelen daha da kapsamlı...
DTP'nin operasyonun hemen durdurulmasını talep etmesi bunun en önemli göstergesi. Zaten göstermelik bir harekat olsa ve PKK hedefleri zarar görmeseydi, PKK'lılar çoktan yabancı ajansları ve yerli işbirlikçilerini bölgeye götürüp bir iki yıkık bina gösterirler ve 'işte hepsi bu...' derlerdi. Barzani-Talabani de benzeri laflar ederdi.
Harekatın bütünüyle gece icra edilmiş olunmasının ayrıca üzerinde durmak gerekir. Türk Hava Kuvvetleri'nin yaklaşık on yıldan bu yana gece görüş kabiliyetinin olduğu ve gündüz rahatlığında operasyon yapabildiği biliniyordu. Hatta bu kabiliyet 1999 yılında Kosova meselesinden dolayı Sırbistan'ın bombalanması sırasında NATO hava gücüne dahil olan Türk F-16'ları tarafından başarı ile kullanılmıştı.
Son yıllarda gazete ve televizyonlar vasıtasıyla sürdürülen psikolojik harp yoluyla Türk Silahlı Kuvvetleri'ni 'beceriksiz' ve 'kabiliyetsiz' gibi göstermeye çalışanlara o sırada NATO'nun Askeri Komite Başkanı sıfatıyla bombardımanı planlayan Alman Orgeneral Klaus Neumann'ın emekli olduktan sonra Almanya Federal Parlamentosu'nun savunma komisyonuna verdiği brifingin notlarını okumalarını tavsiye ederiz.
O konuşmasında Neumann, Sırbistan bombardımanında Amerikan hava kuvvetleri ile birlikte gece operasyon yapabilen tek hava gücünün Türkiye olduğunu anlatmış ve Avrupalı ülkelerin hava kuvvetlerinin an azından Türkiye seviyesine yükseltilmesinin ne kadar gerekli olduğunu vurgulamıştı.
Daha önce de bu köşede ele aldığımız gibi (19.11.07), terör örgütü üyelerine karşı kapsamlı hava harekatı karlı kış aylarında daha kolaylıkla yapılabiliyor. Kapsamlı kara harekatı zorlaşırken, hava harekatının daha kolay icra edilebilmesi, kış şartlarında teröristlerin topluca mağaralara sığınmak zorunda kalmasından kaynaklanıyor. Oysa yaz aylarında aynı teröristler üçerli beşerli gruplar haline araziye dağılıyorlar ve havadan vurulmaları zorlaşıyor. Ciddi ve kapsamlı hava harekatı gerekiyor.
Devamı Şart
HAFTA sonunda icra edilen bu operasyon terör örgütüne bir darbe ve ona arka çıkan Barzani'ye de ciddi bir uyarıdır. Çok kuvvetle muhtemeldir ki, bu operasyon sadece bir başlangıçtır ve devamı gelecektir. Zaten bir sınır ötesi vuruşla terörün kökünün kazınacağını zannetmek yanlış olur. Bu operasyonların küçüklü büyüklü bir şekilde ve ihtiyaçlara uygun olarak sürdürülmesi şarttır.
O zaman Barzani-Talabani ikilisinin devletleşme çabaları da bu operasyonlardan olumsuz etkilenecek ve Türkiye'ye rağmen burada bir kukla devlet kurulamayacağı düşüncesi hakim olmaya başlayacaktır. Bu ilk harekatın PKK'ya ne kadar zarar ve zayiat verdirmiş olduğu ayrı bir tartışma konusudur. Zarar ve zayiatın çok büyük oranda olması da sınırlı düzeyde kalması da muhtemeldir. Ancak esas darbe psikolojik alandadır.
PKK ve Barzani-Talabani ikilisinin morali bozulurken, Türk Milleti'nin morali yükselecek ve bu uzun soluklu mücadele Türkiye'nin psikolojik üstünlüğü elinde tuttuğu bir atmosferde devam edecektir. Türkiye'nin hiçbir şey yapamayacağını düşünerek plan yapanlar yanıldıklarını anlayacaklar.
Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen, esas sorun devam edip gidecek gibi görünüyor. AKP'nin gerek PKK'ya gerekse Barzani-Talabani ikilisinin devletleşme çabalarına karşı mücadelede sergilediği, en iyimser ifade ile, kafa karışıklığı ve isteksizlik olarak adlandırabileceğimiz sorun aynen yerinde duruyor.
Bir diğer problem de Türkçe lisanıyla yayın yapan gazete ve televizyonlar. Operasyonunun önemini ve PKK'ya verdiği zarar ve zayiatı küçük göstererek, sınır ötesi operasyon konusunu yozlaştırmaya çalışırlarsa hiç şaşırmam. Ancak her şeye rağmen operasyon yerindedir ve kapsamlıdır. Devamı dileğiyle...

Ziyaret -> Toplam : 125,47 M - Bugn : 56398

ulkucudunya@ulkucudunya.com