« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Haz

2014

Sünni penceresinden bakış ve IŞİD

Nazlı Ilıcak 01 Ocak 1970

Türk dış politikasının, Suriye’nin yanı sıra Irak’ta da büyük bir darbe yediği ortada. Kimse, konsolosluk baskınını, “işin doğasında var” şeklinde izah edemez. “Neden tedbir alınmadı” diye sormak hakkımız. Sadece gaflet mi yoksa “Sünni İslâm” gibi değerlendirilen IŞİD’in Türkiye’ye zarar vermeyeceğine duyulan inanç mı?

Konunun uzmanı gazetecilerden Cengiz Çandar, bu gönül beraberliğine dikkat çekiyor: “80 dolayında vatandaşımızın rehin alınması karşısında, neredeyse vurdumduymazlığa varacak ölçüde sergilenen rahatlık, hatta siyasi olarak sergilenen pişkinlik, gelişmelerin ‘Sünni veçhesi’ ile yakından ilgili olmalı. Türkiye’nin çeşitli birimleri ve kurumları ile IŞİD’in, Suriye sınırında nasıl işbirliği içinde olduklarının bir sürü görgü tanığı var… IŞİD’liler ve kimi müttefiklerinin ‘yaramaz’ ama yine de bir tür ‘Bizim çocuklar’, bir şekilde görüşülüp söz geçirilebilecek unsurlar gibi algılanmış olabilecekleri ihtimalini dikkate almalıyız.”

Benzer bir güven duygusunu, AK Parti’yle düşünce kardeşliği içinde olan gazetelerde de müşahede ediyoruz. Belli ki ideolojik pencereden bakınca, objektif yorum yapmak zorlaşıyor. 13 Haziran’da Yeni Şafak, El Cezire Araştırma Enstitüsü’nün uzmanı Beşir Nafi’ye dayanarak, IŞİD’in Türkmenler’i hedef almayacağı zira Ankara’dan çekindiği haberini yayınladı. Bu haberden 2 gün sonra, IŞİD, Telafer’e saldırdı. Şimdilik, 10 ölü ve 40 yaralı mevcut. Türkmen Cephesi, “Teröristler her yerimizi sardı; ailelerimizi korumak için savaşıyoruz” açıklamasını yapıyor. Vaziyet vahim.

Bu arada, Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, meselenin vahametini azaltmak için mi yoksa farklı bir sebepten dolayı mı, “Konsolosluk görevlileri rehin alınmadılar, sadece alıkonuluyorlar” demekte. Bir adım ötesi, “misafir ediliyorlar.”

Türkiye herhalde kendisini bataklığın içine iyice çekecek bir adım atmayacaktır. Zaten, hükümet de ABD’den yardım istiyor. Hem Ahmet Davutoğlu hem de Feridun Sinirlioğlu “Rehinelerimiz kurtarılmadan sakın bir askeri operasyona girişmeyin” diye ABD yetkililerine rica ediyorlar. Aynı talebi Bağdat’a, Maliki’ye de iletmişler. (Tolga Tanış/Hürriyet.)

Ama dış politikadaki bu başarısızlığı örtbas etmeye çalışıyoruz ya… Havuz medyası görevde! Sabah Gazetesi manşet atmış: “Başbakan Erdoğan, ABD Başkan Yardımcısı Biden’i uyardı: Sakın Musul’da harekât yapmayın.” Neredeyse “talimat verdi” diye yazacaklar. Bir hezimetten, ayıptan, gene bir kahramanlık öyküsü çıkarabilirler. Yolsuzluğa “darbe” diyenlerden, böyle bir başarı beklenebilir.

Çatı aday

Çatı aday belli oldu: İslâm İşbirliği Teşkilâtı eski Başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu…

CHP ve MHP’yi kutlamak gerekiyor. “İki parti çatı adayı gösteremez” diye burun kıvıranlar da, herhalde tarihi bir ders almış olmalı. Ben her zaman umudumu korudum. Faruk Gürler’e karşı, son anda Fahri Korutürk üzerinde anlaşan Ecevit ve Demirel örneğinin tekrarlanabileceğini düşündüm. Yanılmamışım… Ekmeleddin İhsanoğlu, hiçbir siyasi partiye yakın değil. Ama Türk toplumunu kucaklayacak özelliklere sahip. Uluslararası camiada da etkili bir isim. Zaten, tarafsız, günlük siyasete müdahale etmeyen, ayırımcılık yapmayan, gerektiğinde başvurulan güvenilir bir ismin Çankaya’ya çıkması anayasamıza uygun.

AK Parti’ye oy vermiş olsa dahi Tayyip Erdoğan’ın bir cumhurbaşkanından beklenen özelliklere sahip olmadığını düşünenler mevcut. Bu yüzden, Ekmeleddin İhsanoğlu, AK Parti tabanına da hitap edebilir. Seçim meydanlarına çıkmasına gerek yok. Mühim olan, güvenilir, adil ve dürüst bir insan izlenimi yaratması. Sırtında yolsuzluk bagajı yok. Öfkeli ve ayırımcı bir söyleme sahip değil. İyi bir Müslüman ama siyasal İslâm’a mesafeli.

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 87219

ulkucudunya@ulkucudunya.com