Omurga uzmanından böcek raporu
Emre Uslu 01 Ocak 1970
28 Şubat’ın ünlü bir müfettişi vardı: Candan Eren. Kendini Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemdeki yolsuzluklarına adamış bir cengâverdi Müfettiş Eren. O raporlar dönemin siyasileri ve medyası onun raporlarını manşetlere taşırlardı. Amaç Erdoğan’ın önünü kesmekti.
Aradan yıllar geçti yöntemlerde değişen bir şey yok. Bu sefer Erdoğan geldi iktidara. Kendi müfettişlerini buldu; onlar raporluyor Erdoğan ve medyası manşetlere taşıyor.
Böcek soruşturmasında 28 Şubatçı müfettiş Candan Eren’e benzer iki müfettiş bulmuşlar, tamamen siyasi rapor hazırlamışlar. Rapor o kadar çelişkilerle dolu ki, her yanından zorlama bir rapor olduğu görülüyor.
Öncelikle raporun hazırlanış tarihi sorunlu. Düşünün ki Aralık 2011’de Başbakanlık ofislerinde bulunan iki böcekle ilgili hazırlanan raporun tarihi 16 Ocak 2014. Yani iki yıl sonra Erdoğan- Cemaat kavgası çıktıktan sonra rapor hazırlamak akıllarına gelmiş müfettişlerin.
Tıpkı 28 Şubat’ın yargısı gibi raporu yazan müfettişler de, raporu yazmaya başlamadan önce MİT’e gidip özel bir odada brifing almışlar. Bunu raporlarında kendileri anlatıyor.
Böcek bulununca, MİT, böceği incelemek üzere iki defa TÜBİTAK’a göndermiş. İkisinde de böceğin konduğu tarih aralığı 4- 5 Aralık olarak tespit edilmiş. Ancak MİT ve müfettişler konuyu Emniyet’in üstüne yıkmak için kanırttıkça kanırtmışlar. İTÜ’ye yazıp yeni rapor istemişler. İTÜ bunu biz tespit edemeyiz teknik imkânımız yok demiş. Bunun üzerine müfettişler çok orijinal bir yol bulmuşlar. TÜBİTAK’ın kimyasal analiz raporunu TOBB Üniversitesi’nden Doç. Dr. Teyfik Demir’e yorumlatmışlar. Peki, Teyfik Demir Kimya doçenti mi? CV’inde yazan şu: “Doktora konusu Omurga cerrahisinde kullanılan protezlerin biyomekanik performansları.” Gerçekten de Dr. Demir biyomedikal alanda, omurga konusunda çok uzman biri ama kimya uzmanı değil...
Hatırlanacağı gibi TÜBİTAK eski yöneticisi Dr. Hasan Palaz “MİT, böceğin konulduğu tarihi erkene alın diye bize baskı yaptı. Biz tarihi geri almayınca görevden alındık” diye açıklama yapmıştı. Daha sonra da böcek soruşturması kapsamında gözaltına alınmıştı.
MİT’in bilimsel raporları değiştirip, böceğin konulduğu tarihi geriyle aldırma çabasını müfettiş raporunda çok net olarak görüyoruz. MİT, TÜBİTAK’tan rapor istemiş, istediği tarihi tutturamayınca, İTÜ’ye yazmış. Oradan da gerekli cevabı alamayınca TÜBİTAK’tan tekrar ayrıntılı rapor istemiş. TÜBİTAK tekrar aynı tarihleri içeren rapor yazmış. Bütün bu çabalara rağmen polislerin Başbakanlık ofisinde arama yaptığı 24 Kasım 2011 tarihini bulamamışlar. İşte bu noktada raporu yorumlayacak bir omurga uzmanı olarak Doç. Dr. Teyfik Demir’e başvurmuşlar.
Doç. Demir bile TÜBİTAK’ın yaptığı araştırmayı: “Açıkça ifade etmek gerekir ki araştırmacı çok akılcı bir yöntem kurgulamış ve kontrollü deneylerle bunu doğrulamıştır. Özetle yöntem bilimsel ve gerçektir” diyerek TÜBİTAK’ın deneyini doğruluyor. Ancak böceğin yapıştırıldığı silikonun kapalı ortamlarda daha uzun sürede donacağını belirterek MİT’in talep ettiği, “bu böcek, 4- 5 Aralık tarihinde değil daha önce kondu” iddiasına “bilimsel” bir gerekçe uyduruyor.
Yani TÜBİTAK’ın laboratuarda yaptığı testlerle bulduğu sonucu, --ki buna müfettişlerin bulduğu “uzman” bile itiraz edemiyor--, bir omurga uzmanı bir kalemde bertaraf edip MİT’e ve müfettişlere istedikleri tarih uzatımı fırsatı vermiş. Soruşturma siyasi olunca ne savcı, ne müfettiş, ne de medya bu tuhaflığı sorguluyor...
Müfettişler TÜBİTAK’ın laboratuarda elde ettiği sonuca ilişkin Demir’in yorumunu “bilimsel analiz” diye sunmuşlar.
Belli ki içine düşülen durumu ancak bir omurga uzmanının düzeltebileceğini anlamışlar. Bence de memlekette omurga uzmanlarının yapacağı çok iş var ama bu, kimyasal analiz yorumlamak olmamalı...
