« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Tem

2014

Kürtleri sevin

Amberin Zaman 01 Ocak 1970

Kendisini “İstanbullu Türk” diye tarif eden Şebnem Hanım tam da öyle yapmış. İstanbul’da tanıştığı Liceli bir Kürd’e âşık olmuş, evlenip Lice’nin Yalaza köyüne gelin gelmiş. Altı ve 11 yaşlarında iki kızı olmuş. Zazaca öğrenmiş. Yalaza’da bu hafta tanıştığım Şebnem Hanım “Kürtlere ne zulümler yaşatıldığını burada öğrendim, onların mücadelesine sonuna kadar hak veriyorum,” diyor. Annesi ve babası önümüzdeki günlerde ilk kez Yalaza’ya gelecekmiş. “Kürtlerin ne kadar düzgün insanlar olduklarını kendi gözleriyle görsünler istedim. Kızıma satranç oynamayı hevaller öğrettiler” şeklinde sözlerini sürdüren Şebnem Hanım'ın “Hevaller” ile kastı PKK militanları.

Yalaza, Abdullah Öcalan’ın “komünal toplum” modelini uygulaya koymakla meşgul olan bir dağ köyü. PKK ile halen iç içe yaşandığı Yalaza, 1990’larda Lice’nin birçok köyü gibi yakılmış, köy ahalisi zorla boşaltılmış. 2000’li yılların ortasında dönen köylüler, geçimlerini esrar ticaretiyle sağlamış. Daha geçen yaza kadar köyün etrafı hintkeneviri tarlalarıyla doluydu. “Askerler buraya tayin olmak için can atıyorlardı, esrarı pazarlayıp kendilerine yazlık alıyorlardı” iddiasında bulunan köylüler artık esrar yerine tütün ekiyorlar, çünkü PKK bölgede esrar ekimi ve ticaretini yasakladı. Uymayanlar cezalandırılıyor.

Bu arada Yalaza’da, Türkiye’de ilk kez Kürtçe dilinde eğitim verilecek okulun inşaatı tamamlanmak üzere. Dört katlı binada beşinci sınıfa kadar eğitim verilecekmiş. “Türkçe ve İngilizce seçmeli ders olacak,” diyor Felat adında bir genç.

***

Lice- Diyarbakır karayolunda Duru Karakolu’na bir kilometre kala yol kenarında PKK’nın bayrağı dikili duruyor. Yanında da Abdullah Öcalan’ın portresi. Bir grup kadın bizi çevirip bir çadıra götürüyor. Lice’deki “kalekol” yapımına karşı protesto düzenleyenler burada nöbet tutuyorlar. Geçen ay askerler protestocuları dağıtmaya kalkınca iki kişi hayatını kaybetmişti. Binlerce Kürt yurdun dört bir tarafında sokağa dökülmüş, barış süreci direkten dönmüştü. Şu an kalekol yapımı dondurulmuş görünüyor. “Halk geri adım atmadı ve atmayacak,” diyor Yeliz Akyıldız adında sosyoloji mezunu genç bir kadın. “Kürdistan’ın her yerinde eylem var. Siyasi tutsaklar bırakılana kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz.”

***

Bu kez Diyarbakır’ın çiçeği burnunda BDP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile biraraya geliyoruz. Yüzündeki gülümseyişi bir an eksik etmeden, sakin bir dille 80 darbesi sonrası, Diyarbakır Cezaevi’nde geçirdiği işkence dolu günleri anlatıyor. Köpek kulübesine, pislikler arasında, tek başına kapatıldığı günleri. Ve bölgedeki değişimi şu sözlerle özetliyor: “Kürtlerin öncelikli meselesi kimliklerinin tanınması iken artık temel mücadeleleri egemenliğin paylaşımına dönüştü. Bugün bölgede referandum olsa halkın yüzde sekseni özerklik lehine oy kullanır.” Ya bağımsızlık için? “Aynı şekilde” yanıtında bulunuyor.

***

Sıraladığım bu kesitler karşısında “AK Parti bunları şımarta şımarta başımıza sıçrattı” dediğinizi duyar gibiyim. Tam tersi Kürtler yıllardır maruz kaldıkları baskılardan ötürü bu kıvama geldiler.

Dolayısıyla onları geri kazanmak, Türkiye’nin bölünmesini gerçekten istemiyorsak “orayı” emlak portföyümüzdeki bir “arsa”, Kürtlere “düşük paraya oturan kiracı” gözüyle bakmaktan vazgeçelim.

“Bu Kürtler de fazla kaçıyor” üstenciliğine son verelim. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Abdullah Öcalan’ın barış adına attıkları her adıma yatıp kalkıp şükredelim Devamının gelmesi için hep beraber dua edelim. İstanbullu Şebnem Hanım gibi Kürtleri tanıyalım. Kürtçe öğrenelim. Kürtleri sevelim.

Ziyaret -> Toplam : 125,19 M - Bugn : 74685

ulkucudunya@ulkucudunya.com