« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Tem

2014

Başında saksı taşıyan Başbakan

Mümtaz’er Türköne 01 Ocak 1970

Hepimizin merak ettiği soruyu bu sefer Başbakan Erdoğan, Denizli’deki mitingde soruyor: “Bunlar arazide niye yoklar, neredeler? Adeta saklambaç oynuyorlar.”

Bu soruda, ağız tadıyla siyasî kavgasını veremeyen siyasetçinin gönül kırgınlığı var. Geniş bir kadro “vizyon belgesi” hazırlamış. Parti teşkilatı hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan 32 ilde miting organize etmiş. Emrindeki medya, ağzından çıkanları reklam şirketinin marifetiyle sadece manşetlere değil her yere taşıyor. Devlet imkânları, araçları emrinde. Yeri göğü sarsarak yürüyecek, haşmeti-heybeti yanında muhalefet eriyecek ve sinek gibi ezilecek. Vatandaş küheylan gibi kişneyen Başbakan’a bir de topal ördek gibi ortalıkta dolaşan zavallı muhalefete bakacak ve “benim ülkeme bu adam yakışır” diyecek. Nafile! Olmuyor. Çünkü, muhalefet ortalıkta yok. Boks maçı değil ki hükmen mağlup ilan edelim. Nerede bu saksı?

Başbakan’ın başının tam üzerinde. Düşürmemek, kırmamak için dikkatli olmak zorunda.

Türkiye “sandıkta cumhurbaşkanı seçme” işini ilk defa tecrübe ediyor. Sadece vatandaş değil, girdiği her seçimi kazanan Başbakan da bu işin acemisi. Mitinglerle, vizyon belgeleriyle ve polemikleriyle bildiği seçim taktiklerini uyguluyor. “Adeta saklambaç oynuyorlar” şikâyeti, bir şeylerin yanlış gittiğini fark etmesinden olmalı. Bir başka işaret seçimi, “cumhurbaşkanlığı” yerine, “cumhurbaşkanlığı ile kuvvetlendirilmiş başbakanlık” seçimi kampanyası olarak sürdürmesinde görülüyor. “Anayasa’daki yetkileriyle sınırlı cumhurbaşkanı için seçim kampanyası mı yürütülür?” Başbakan’ın “fiili başkanlık” vaadi, biraz da kampanyaya heyecan katmak ve bu anlamsızlık duygusundan kurtulmak için olmalı. İddialı bir seçim kampanyası için ortada iddialı bir hedef olmalı.

Başbakan’ın hukukla arası iyi olmadığı için, yetkilerin ve görevlerin hukuki statüsü ile pek ilgilenmiyor. Erdoğan, başbakanlığını devletin en tepesine, “sorumsuzluk” zırhını da kuşanarak taşımak istiyor. İstediği, başkanlık sisteminin bile çok ötesinde. Hem parlamenter sistemin başbakanının yasamaya dair yetkilerini alacak hem de bu kadar yetkiyi “sorumsuz” cumhurbaşkanı sıfatıyla kullanacak. Yargı şu anda bile kontrol altında olduğuna göre, istediği “tek başına devlet olmak”. Bu kadar büyük bir iddia için İstiklâl Savaşı bile yetmez; “çağ açıp çağ kapayacak bir fetih” lazım.

Bu iddiaları sırtlayıp götüren Erdoğan’ın dev seçim kampanyası, başka bir yükü, yani “saksı”yı ve yaman bir çelişkiyi de taşımak zorunda kalıyor.

Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçim kampanyasını da yüklenmiş durumda. “Bunlar arazide niye yoklar?” serzenişini bu yükten şikâyet olarak okumalı. İhsanoğlu’nu seçmen nereden tanıyor? “Erdoğan’ın polemiklerinden” cevabını veriyorsanız, Başbakan rakibinin de kampanyasını yürütüyor demektir. İhsanoğlu, başkanlık sistemi hakkında ne düşünüyor? Cumhurbaşkanı metrolarda, trenlerde kondüktör olmalı mı, yol denetimi yapmalı mı? Ortadoğu politikamız ne olmalı? Bu soruların cevabını doğrudan İhsanoğlu’nun beyanlarından mı, yoksa Erdoğan’ın polemiklerinden mi takip ediyorsunuz? İkincisi doğru ise İhsanoğlu’nun kampanyası Erdoğan’ın mahir ellerine emanet demektir. Peki kime yarar? Bu sorunun cevabı nüanslarda değil, ak ile kara gibi birbirine taban tabana zıt iki kişilikte ve stratejide saklı.

Erdoğan tek başına devlet olmak istiyor, kampanyaya sadece cumhurbaşkanlığı hedefini değil, güç ve iktidar namına ne varsa her şeyi boca ediyor. Kaçınılmaz olarak bu seçimi “ya hep, ya hiç” kulvarına sokuyor. İhsanoğlu ise anayasada madde madde yazıldığı biçimiyle cumhurbaşkanlığına talip oluyor. Aradaki açı çok büyük. İki aday derin bir boşluğun iki tarafında karşı karşıya gelmiş oluyorlar. Kişilikleri, siyasî beklentileri aşan esaslı bir seçimle karşı karşıyayız.

Mutlak yetkileri olan bir kral mı yoksa haddini hududunu bilen cumhurbaşkanı mı seçeceksiniz?

Ne dersiniz? Cumhurbaşkanı, Çankaya Köşkü’nün fazlaca büyük arazisinin bir kısmını satıp, oraya bir AVM kondurabilmeli mi? Yoksa o bahçede dev bir saksıda ulu bir çınar olarak, 77 milyona istikamet göstermekte mi yetinmeli?

Ziyaret -> Toplam : 125,23 M - Bugn : 115006

ulkucudunya@ulkucudunya.com