« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Tem

2014

Erdoğan Devlet. Karşısında Millet

Can Dündar 01 Ocak 1970

Yıllarca mağdur rolünün ekmeğini yedi Erdoğan…
Devlet yapımı siyaset filminde hep hakkı yenen, ezilip örselenen, dışlanıp hapsedilen mağdur rolünü oynadı.
Oysa mesela 12 Eylül’de yaşıtları işkenceden geçirilirken o, komutanlarla neşeyle şakalaşıyordu. (Bkz: Mehmet Metiner, “Yemyeşil Şeriat, Bembeyaz Demokrasi”, Karakutu, 2008)
Erbakan’dan “Sistemle zıtlaşmayalım, uzlaşalım” diye kopmuştu.
Hapisten çıktıktan hemen sonra TÜSİAD’la yemek yemiş, ABD başkonsolosunu oğlunun nikâhına davet etmiş, Amerikan ve Yahudi lobilerine gidip “ılımlı İslamcı” olduğunu kanıtlamaya çalışmıştı.
Sistem onu “Büyük Ortadoğu Projesi”ne eşbaşkan yapmaya karar kılmıştı aslında…
Kapatma davaları, askerin ve medyanın tavrı, önünü kesmeye değil, tersine mağdur rolünü daha rahat oynamasına ve kazanmasına hizmet etti.

***

Şimdi roller değişti.
Artık filmin yapımcı koltuğunda oturuyor Erdoğan…
Devlet, askeriyle, polisiyle, istihbaratıyla elinde…
Meclis, medya, sermaye, üniversite emrinde…
Meydanları yasaklama, parkları kapatma, sevmediği yazarı kovdurma, ihaleleri yandaşlarına dağıtma yetkisi kendisinde…
İktidar olma sürecinde kur yaptığı TÜSİAD’a, ABD’ye, AB’ye meydan okuyor, eski ortağı cemaati tasfiyeye çalışıyor.
Kendi medyasını, sermayesini, servetini yarattı, büyütüyor.
Hal böyleyken hâlâ mağdur rolü oynamaya çalışması sakil duruyor.

***

Mağdur rolünü rakiplerine kaptırdı.
TRT’nin adaylara ne kadar süre ayırdığına dair RTÜK’teki rakamlar, tek parti dayatmasına kanıt teşkil ediyor:
Erdoğan: 305 dakika.
İhsanoğlu: 0 dakika…
Demirtaş: 0 dakika…
Tek parti devleti, bütün kurumlarıyla ona çalışıyor.
Muhalif adayların ne yarışacak gücü var, ne sermaye birikimi…

***

Ancak hissedilen o ki yıllardır Erdoğan’ı başrole çıkaran mağduriyet koltuğu, şimdi muhalefeti yükseltiyor.
Başbakan hep “Onlar devlet, biz milletiz” diyerek oy istedi ya; şimdi roller değişiyor.
Kitleleri devletten soğutan o üstten bakan, kibirli tavır, Erdoğan’a yapıştı; rakiplerini mağdur ediyor.
“Sultan”ın, danışmanlar ordusuna yazdırdığı hamasi nutuklar ve bildik azarlayan üslubuyla meydanlara çıkması, ucuz polemiklerle gündem belirlemeye çalışması, ters tepiyor.
Diğer adayların polemik tuzaklarına düşmemesi, tevazuu, samimiyeti, sükûneti, Erdoğan’ın kutuplaştırıcı diline karşılık, kucaklayıcı bir üslubu tercih etmesi, Erdoğan’ın zenginliğine karşın kısıtlı olanaklarla yarışa girmesi, dengeleri değiştiriyor.
Daha Köşk’e çıkmadan “Taraf olacağım” diyerek anayasayı çiğnemeye hazırlanan Erdoğan, “Yol yapmasın, yeter ki yolsuzluk yapmayacak biri olsun” diyen ılımlı seçmeni, karşıtlarına doğru itiyor.
Rakipleriyle bir TV programında buluşmaktan kaçınması, karizmasını çiziyor.
“Devlete karşı millet” sloganı, şimdi devlet koltuğunda oturan Erdoğan’ı, “mağdursever millet”le karşı karşıya getiriyor.
“Siyasette nasıl gelirsen, öyle gidersin” derler ya…
Erdoğan da devletleşerek kendi sonunu hazırlıyor.

Ziyaret -> Toplam : 125,23 M - Bugn : 115796

ulkucudunya@ulkucudunya.com