Arka sokaklarda neler oluyor?
Güler KÖMÜRCÜ 25 Aralık 2007
Öncelikle... Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım ey kıymetli okur. Bu özel günde sizleri gündemin ağdalı konularıyla bunaltmak istemiyorum ancak soluk aldığımız hava bu kadar kasvetli iken, çiçek-böcek muhabetleriyle lay lay lom yapamayacağım (tamam, ben sıkıcı biriyim ama inatçıyım da, aşağıdaki konuyu 'sıkıcı olmayı' kabul ederek, bilginize sunmak istiyorum efendim).
Konu; savaşın, terör üretim merkezlerinin kırsallardan, 'gecekondulara-şehrin arka bahçelerine hızla kayan' yeni boyutu. Geçenlerde okuduğum bir yazı işte bu endişe verici durumu irdeliyor, Yenal Bilgici'nin derlediği yazıyı (Aktüel dergisinde yayınlandı) aynen aktarıyorum;
'ABD yeni bir savaş doktrini geliştirdi. Bu doktrine göre savaşın yeni cepheleri, gelişmekte olan ülkelerin milyonlarca nüfuslu kenar mahalleleri! Eylül ayı sonunda Washington'da düzenlenen bir konferansta tartışılan konu da bu cephelerde nasıl ve hangi silahlarla savaşılacağı üzerineydi.
Binbaşı Ralph Peters, 1996 yılında, ABD Kara Harp Akademisi'nin dergisi Parameters'da şunları yazıyordu: "Geleceğin savaşları dünyanın bozuk şehirlerini meydana getiren sokaklarda, kanalizasyonlarda, yüksek binalarda ve geniş alanlara yayılmış evlerin arasında olacaktır. Peters'in daha 1996'da aklından geçen gerçek bugün Irak'ta yaşanıyor; Amerikan ordusunun kontrol edemediği gecekondu bölgelerinde. Her köşe başında bekleyen isyancılar ve intihar bombacıları ABD'yi Irak'tan çıkmaya zorluyor.
İşte bu denetimi sağlayamama durumu ABD ordusunun bugün üzerinde en çok kafa patlattığı konu. Iraklı direnişçilerin rahatça hareket ettikleri ve isyanı örgütledikleri gecekondularda hakimiyet kuramayan ABD, savaş konusunda bildiklerini yeniden gözden geçirdi. Pentagon'un savunma yatırımları şehirlerin en yoksul kenar mahallelerinde askeri başarıyı sağlamak üzere şekillenmeye başladı. Ve ortaya epey belalı bir savaş doktrini çıktı. Buna göre, dünyayı gelecekte gecekondu savaşları bekliyor...
Pentagon, gelişmekte olan ülkelerin kalabalık şehirlerinin bugün 1 milyar civarında olan ve BM raporlarına göre her yıl yaklaşık 25 milyon artan nüfusunu potansiyel tehdit olarak algılıyor. Gerektiğinde buralarda kullanabilmek için yeni nesil silahlar sipariş ediyor.
3 ay önce, Eylül ayı sonunda sessiz sedasız toplanan ve konunun uzmanları dışında kimsenin haberdar olmadığı bir konferans işte bu doktrinin pratikteki 'faydalarını' tespit etmeyi hedefliyordu. "Kolektif Şehir Operasyonları" başlıklı konferansta Pentagon uzmanları yeni hedeflerinden ve silah ihtiyaçlarından bahsetti. Konferanstaki konuşmacılardan Duane Schattle, "Bugün Irak'ta yürüttüğümüz aslında bir sonraki savaş" diyor, "yani geleceğin savaşı." Bugün üst düzey istihbarat danışmanlığı yapan emekli tuğgeneral Wayne Michael Hall de Amerikan ordusunun hedefleri konusunda net: "Önümüzdeki dönemde şehirlerde savaşacağız."
Pentagon 'geleceğin savaşı' konusunda sadece laf üretmiyor. Pentagon'un Kolektif Şehir Operasyonları Ofisi'nin üst düzey yetkilisi Berry Fox, Raytheon, L-3 Communications ve SAIC gibi büyük şirketlerle 18,4 milyar dolarlık bir araştırma ve geliştirme anlaşması imzalandığını duyurdu.
Konferansta en çok rağbet gören teknoloji duvarların arkasındaki insanları ve nesneleri görebilmeyi sağlayan 'sense-through-wall' sistemiydi. Bir diğer ilgi çekici konu da UAV'lerin (insansız hava aracı) yeni modelleri oldu. Lite Machines Coop.'un geliştirdiği minicik, hafif, alçaktan uçan ve neredeyse bir oyuncağa benzeyen UAV'lerin pencerelerden içeri girebileceği, camları kırabileceği, hatta evleri işgâl edebileceği vurgulandı.
Başvurulan yeni teknolojinin ana hedefi Amerikan askerinin, yabancı şehirlerin kenar mahallelerini 'arka bahçesi' gibi karış karış tanıyabilmesi. '
Evet, ne dersiniz efendim, terörün yeni boyutu; gelecek yıllarda, şehirlerimizin arka bahçelerinde üretilebilecek tehlike, "Kolektif Şehir Operasyonları" ulusal güvenlikler adına son derece kritik bir konu değil mi?