‘Yeni Türkiye’den manzaralar
Mustafa Ünal 01 Ocak 1970
‘Yeni Türkiye’ AK Parti’nin sloganı. Bir zamanlar Süleyman Demirel’in ağzındaydı: ‘Yeni Türkiye, Büyük Türkiye’. Şu sıralarda Erdoğan’ın. Vizyon belgesinin adı. ‘Yeni Türkiye yolunda’.
Alt başlığı ‘Demokratik Yönetim’, ‘Refah Toplumu’ ve ‘Öncü Türkiye’. Merhum Erbakan da ‘Lider Türkiye’ derdi.
Siyasetin vazgeçilmezi: Sihirli kelimeler, iddialı sloganlar... İleri demokrasiye, artan refaha, öncü Türkiye’ye kim hayır diyebilir? Vaatler güzel. ‘Cumhurbaşkanı adayı’ Erdoğan ‘tek başına’ 12 yıldır ülkeyi yönetiyor. Kâğıt üzerinde değil. Kelimenin tam anlamıyla ‘muktedir’ olarak. Bir süredir ‘devlet’ olarak.
Bakmayın ‘Milletin Adamı’ diye marşların söylendiğine. Devlet onun şahsında çoktan ete kemiğe büründü. ‘Manzara-i umumiye’ onun eseri. Sadece Dicle’nin kenarında değil, İstanbul’un göbeğinde kurtların, çakalların kaptığı kuzuların hesabını ‘Adl-i İlahi’ ondan soracak. Kaçış yok.
Erdoğan’ın ‘Yeni Türkiye’si’ bir vaat değil, her şeyiyle bugün yaşadığımız Türkiye. İnşası tamamlanmak üzere.
‘Yeni Türkiye’ nasıl bir ülke? ‘Rüya gibi’ mi? Yoksa ‘Özbekistanlaşma yolunda’ mı? Erdoğan devr-i iktidarına iyi başladı, AB’ye doğru reformlarla yürüdü, ‘sessiz devrimin’ mimarı oldu. Ama son döneme kadar. Şimdi makarayı geri sardı. Askeri vesayetle mücadelenin adı ‘kumpas’ oldu, darbeci ise ‘kahraman’.
En iyisi lafı fazla uzatmadan ‘Yeni Türkiye’den manzaralar aktarmak. Geriye gitmeden, hemen önümdeki gazetelerden işte bir haber. ‘Torba yasa komisyondan geçti’. Hedef Soma’nın acısı dindirmek, maden işçilerinin hakkını vermekti. Torba büyüdü büyüdü, çuval oldu. İçine her şey kondu.
Yalnızca iki maddeye dikkat çekmek isterim. Şiddetli itirazlara rağmen ‘Risale-i Nurlar’ devlet tekeline alındı. Eserlerin basımı tamamen Bakanlar Kurulu’nun inisiyatifine geçti. Niyet halis değil. Acısı ileride çıkacak. Bir başka madde... İktidarın görevden uzaklaştırdığı bürokratlar geri dönemeyecek. Daha doğrusu mahkemelerin ‘iade kararı’ uygulanmayacak. 2 yıl sonra başka bir görev için belki.
Kanunun kuvvetler ayrılığına aykırı olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı?
Avukatların dosya görme hakkını sınırlandıran düzenleme torbaya konulmamıştı. Şimdi yasa teklifine dönüşmüş. Tek maddelik kanun Meclis’e sunulmuş bile. İktidarın neden elini çabuk tuttuğu malum. Düzenleme Parlamento tatile girmeden yasalaşacak. Avukatların dosyaya ulaşması nasıl kısıtlanır? Avukat, görmediği, muhtevasına vâkıf olmadığı dosyayı nasıl savunacak?
Amaç belli. Niyet halis değil. Bu kadarı, savunma hakkının engellenmesi darbecilerin bile aklına gelmemişti. Yeni Türkiye’nin hukuku. Torba, yeni Türkiye’nin özeti gibi.
Bir başka haber... Maliye Bakanlığı’nın bünyesinde ‘darbe toplantısı’ yapılmış. Hükümetin muhalif şirketlerin üzerine gittiği sır değil. Binlerce işadamı ve esnafın defterleri toplandı. Rutin değil, olağanüstü inceleme. Olağanüstü 10 maddelik şirket batırma planı devreye sokulmuş.
Bir diğer haber Bolu’dan... Anafen Dershanesi ile Fatih Koleji’nin ilkokul, ortaokul ve anaokulu binaları belediye ekiplerince mühürlendi. Hiçbir uyarı yapılmadan. Olağan değil, olağanüstü uygulama. Önüne ‘idam fermanı’ gibi levha konuldu. Skandal içinde skandal. Anaokulu binası belediyeye ait. 7 yıldır faaliyette. Belediye başkanı, koltuğuna yeni oturmuş biri değil. 2004’ten beri görevde. Mevzuat, kural hak getire. Emir büyük yerden.
Ve son haber... Zabıta, Samanyolu TV’nin İftar Zamanı ekibini Üsküdar’daki Büyük Selimiye Camii’nden atmak istedi. Diyanet’ten alınan izne rağmen. Hiçbir gerekçe göstermeden. Talimat yukarıdan.
Birkaç habere yansıyan ‘Yeni Türkiye’den manzaralar sizi bilemem ama beni fena halde endişelendiriyor.