AK Parti'li bunu da söyledi: 'Fethullah Gülen Müslüman değil!'
Ömer Şahin 01 Ocak 1970
Biraz hafıza tazeleyelim. Filmi geriye saralım:
30 Mart seçiminden iki hafta öncesi. AK Parti’li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu “cemaat”e verip veriştiriyor. Konuşmasının bir yerinde şöyle diyor:
“Fethullah Gülen Lawrence’tir”.
Sanırım “Lawrence”ı tanımayan yoktur. Hayatı filmlere konu oldu.Arapları Osmanlı’ya karşı ayaklandırdırmıştı. Kendisini “Müslüman” olarak tanıtan ama aslında Hristiyan olan ünlü İngiliz casusuydu.
Mayıs ayının başları olmalı. Murat Yetkin, dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Radikal’de yayınlanan yazının başlığı “Damat Fethullahçı ama kızım Müslüman” şeklindeydi.
Olay bir hasta ziyaretinde geçiyor. Murat Yetkin'in de bulunduğu ortamda söz dönüp dolaşıp siyasete,17 Aralık operasyonu ve cemaat tartışmalarına geliyor. O anda AK Parti’li bir ismin ağzından ,”Biliyorsunuz benim damat Fethullahçı ama kızım Müslüman” sözleri dökülüyor.
İlk kez duyduğu bu söz karşısında “kanım dondu” diyerek şaşıran Yetkin muhatabına müdahele ediyor. “Yani Fethullahçı diye damadınızı Müslüman mı saymıyorsunuz artık?” diye soruyor. Aldığı cevap, “Yani benim kızım gerçek Müslüman” oluyor…
Bu haftaya dönelim. AK Parti’nin 2 numarası Mehmet Ali Şahin’e kulak verelim şimdi. Bayramın ilk günü şöyle demişti Şahin:
--Cem Sultan başaramadı, Pensilvanya'daki zat da başaramayacak. Korkarım orada hayatını kaybedecek. Cenazesi Cem Sultan gibi 5 yıl orada kalsın istemiyorum.
Kardeşi İkinci Beyazıt ile iktidar mücadelesi veren Cem Sultan’ın Papa’ya sığınışını hatırlattıktan sonra söyledi bu sözleri Şahin.
Yukarıda hatırlattığım üç olay medyaya yansımıştı.
Şimdi sıra kendi tanıklığımda...
Haziran ayının ortalarıydı. Tanışıklığımız 15 yılı bulan bir AK Parti milletvekiliyle Meclis bahçesinde turluyoruz. Mevzu “cemaat” konusuna gelince O milletvekili öyle şeyler söylüyor ki inanılır gibi değil:
-Fethullah Gülen aslında Müslüman değil. Hristiyan ve Papa’nın gizli Kardinali.Başbakan da yakında Hoca’nın Kardinal olduğunu açıklayacak...
Kulaklarıma inanamıyorum!
Gayet saf bir şekilde “Espri mi bu?” diyorum.
Ne gezer!Karşımda “kesin inançlı” bir siyasetçi duruyor.
Aynı ciddiyetle devam ediyor:
- Fethullah Hoca’ya 12 Eylül öncesi Türkeş’in misyonu verildi.ABD göndermeyecek. Vatan hasreti içinde ölecek. Cenazesi bile gelmeyecek…
Bazıları yeni duymuş olabilar ama bu "Kardinal" konusunda kısa bir hatırlatma yapmada yarar var. “Gizli Kardinal” tartışmasının kökleri 28 Şubat günlerine dayanıyor . Aytunç Altındal “Tapınak Şövalyeleri”ni anlattığı kitabında Papa’nın iki “in pectore” yani “gizli kardinal” atadığını yazmıştı. Altındal isim vermemişti ama bazı çevreler o iki kişiden birinin Fethullah Gülen olduğunu iddia etmişti.
Gülen, iddialar üzerine o günlerde Zaman’da çalışan Fehmi Koru’ya şu açıklamayı yapmıştı:
-Benim Müslüman olduğuma herkes şahit ve bugün ülkede bazılarınca Müslümanlığım sorgulanıyor. Hayatımın 60 yıllık en açık gerçeğine rağmen, böyle bir iddiada bulunmanın veya bunu ciddiye almanın ne ile bağdaşabileceğini temiz vicdanlara havale ediyorum.
Beni şaşkınlık içinde bırakan milletvekiline o gün şunları anlattığımı hatırlıyorum: Kendisi gitmemiş olabilir ama Pensilvanya’yı görmeyen gazeteci, siyasetçi,iş adamı kalmadı nerdeyse. Ben de gazeteci olarak iki kez gittim. Orada gördüğümüz 24 saati ibadete ayarlı bir yaşamın sürdürüldüğüydü. Sürekli namaz kılan, Kur'an okuyan, dua eden insanlar… Bu insanlar nasıl “gizli Hristiyan” olabiliyor akıl alır gibi değil!
Yaşananlar yoksa "siyaset" görünümlü "din" tartışması mı?
Bilmiyorum bir nokta sizin de dikkatinizi çekiyor mu?
28 Şubat hesaplaşması, Mavi Marmara kırgınlığı, 7 Şubat MİT krizi kızgınlığı,17/25 Aralık operasyonları öfkesi tamam da...
Cemaatin politik duruşu, söylemi,yöntemi ,ilişkilerine dönük eleştirileri aşan bir tartışma yürüyor.
Lawrence, Cem Sultan örnekleri boşuna verilmiyor!
Kardinal yakıştırmaları, Papa,Vatikan hatta Haçlı Seferi durup dururken hatırlatılmıyor!
Hukuk ve siyasetin dili yerini dini terminolojiye bırakmış durumda.
İş o noktaya gelmiş ki artık “iman sorgulama”sı yapılıyor!
Tehlikeli bir mecraya doğru sürükleniyoruz...
Bilmem hatırlatmaya gerek var mı?
Bunun varacağı yer “Tekfir” dir, yani karşındakini “kafir” görmektir,
Ve sonuçları çok ağırdır.Herşeyden önce vebali vardır...
Öyle bir sözdür ki bu; eğer karşındaki öyle değilse dönüp söyleyeni vurur.
Faturası ağırdır. Hiç mi tarihten ibret alınmaz?
İslam Tarihi'nde yaşanmış nice acılar vardır.
Bir zahmet "google"a müracaat edelim,
Hariciler kimdir? Sıffin Savaşı nelere yol açmıştır?
O kadar geriye gitmeye bile gerek yok. Bugüne gelelim; yanı başımıza, Irak'a, Suriye'ye bakalım..
Birbirini "Tekfir" eden Müslümanlar ne yapıyor?
Cevabı Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Hoca versin:
"Günde ortalama bin Müslüman katlediliyor. Yüzde 90'ı Müslüman bir kardeşi tarafından katlediliyor."