Ekmeleddin İhsanoğlu’na niçin oy vereceğim?..
Uğur Dündar 01 Ocak 1970
Ahmet Hakan “Tarafsız Bölge”de soruyor:
- Arap dünyasından çok dostlarınız var mı?
“Evet…”
- Peki ya Batı dünyasından?..
“Evet…”
İsim vermiyor,
Şunu iyi tanırım, bununla gayet dostça konuşurum… Falanca beni arar ve “der ki…”, filanca beni arayıp “söyler ki…” şeklindeki “arabesk” muhabbetlere hiç girmiyor. Dünya liderleriyle dostluklarını bire bin katarak anlatmıyor!
Halbuki diğeri olsa, böyle bir soru sorulsa, öyle bir anlatır, öyle bir anlatır
ki, cevap ancak sahur vakti biter!..
Anlayacağınız şahane (!) bir program, pardon monolog olur!
* * * *
Ahmet Hakan ustaca soruyor:
- Siz vesayetin adamı mısınız?
Gülüyor…
“Evet, Coca Cola’nın adayıyım. Çünkü çok büyük güç! Ama Pepsi Cola’yı da unutmayalım, o da güçlü, onun da adayı olabilirim!” diyor.
Halbuki diğeri olsa, ona böyle bir soru sorulsa… Ahmet Hakan öyle bir azar işitir ki, sorduğuna soracağına bin pişman olur!
Maçın başında ters yumruk almış bir boksöre döner!
* * * *
Ahmet Hakan güzel güzel sormaya devam ediyor:
- Alışverişe çıkar mısınız?
“Çıkarım… Hanımla birlikte markete, bakkala gider alış veriş yaparız. Ben fildişi kulelerde yaşamıyorum, halk adamıyım…”
Halbuki diğeri olsa, ona böyle bir soru sorulsa…
Cevaba “Sen bu soruyla ne demek istiyorsun?” diyerek başlar, bir yığın fırça attıktan sonra, “Aferin patronundan aldığın talimatı çok güzel yerine getiriyorsun. Bunu sordun diye sana zam da yapar” diyerek bitirir!
Ahmet Hakan da neye uğradığını şaşırır!
* * * *
Sevgili okurlarım,
O benim gönlümün adayı değil.
Zira dünya görüşümü ve düşüncelerimi temsil etmiyor.
Ama kendisi gibi düşünmeyenlere saygı duyduğunu ve bunların özgürce dile getirilebilmesi için uğraş vereceğini söylüyor.
Basın üzerindeki baskılara ve sansüre karşı çıkıyor.
Kimseyi ötekileştirmiyor, suçlamıyor, kutuplaştırıp bölmüyor, toplumun bir kesimini diğerine düşman etmeye, hedef göstermeye çalışmıyor.
Tam tersine kucaklayıcı, birleştirici, barıştan, bütünlükten yana, hoşgörü ve umut dolu mesajlar veriyor.
Mezhep ayrımcılığına şiddetle karşı çıkıyor.
Ortadoğu’nun niçin kan gölüne döndüğünü, Türkiye’nin dış politikasındaki çöküşün nedenlerini gerçekçi yaklaşımlarla çok iyi analiz ediyor.
Sorunlara sağlam teşhisler koyuyor, akılcı çözüm yolları anlatıyor.
En aykırı sorularda bile sinirlenmiyor, sesini hiç yükseltmiyor. Belli ki güzel düşüncenin bağırmaya ihtiyacı olmadığını biliyor.
Demokrasiye, parlamenter sisteme, kuvvetler ayrılığına ve hukukun üstünlüğüne inanıyor.
Anayasa’ya bağlı kalacağını, değiştirilmez maddelerine saygılı olacağını, üniter yapıyı koruyacağını, bayrağa sonuna kadar sahip çıkacağını belirtiyor.
İşte bu özellikleri nedeniyle Ekmeleddin İhsanoğlu benim oyumu hak ediyor.