Müslüman Türkiye'de bir Müslüman
Mehmed Şevket Eygi 01 Ocak 1970
Bendeniz Türkiyeli bir Müslümanım. Irkçılık ve kavmiyetçilik yapmadan etnik kökenimin Türk olduğunu bildiririm. Türkiyeyi, vatanımı, memleketimi severim. İnsan zamanla ve mekanla kayıtlı bir yaratıktır. Vatanım olmasa ben ne yaparım.
Türkiye halkının çoğunluğu Müslümandır. Vatanımda, bir Müslüman olarak hür yaşamak isterim. Yaşım ilerledi, son seksen sene içinde çok kötü, çok kara, çok zulümlü günler gördü Müslüman çoğunluk. Kendilerine Kemalist diyen veya Kemalizm postuna bürünen egemen azınlıklar, vesayetçiler Müslümanlara sömürge yerlisi muamelesi yaptı. Sovyet Birliğindeki zulümlere paralel olarak, Türkiyede Müslümanlara kan kusturdular. On binlerce camiyi, medreseyi, tekkeyi, vakıf binasını yıktılar, kapattılar, kiraya verdiler, sattılar, gayesi dışındaki işlerde kullandılar; genç nesillere din eğitimi verdirtmediler, zikrullah yapanları, Risale-i Nur okuyanları, Kur’an ve iman hizmeti yapanları ezdiler, ağır cezalarda muhakeme ettiler, zindanlarda inlettiler.
Tarihî İslam kabristanlarının yüzde doksan yedisini yok ettiler.
Bir tek, kendi kabristanları olan Üsküdar Bülbülderesi Dönmeler mezarlığına dokunmadılar.
Dine savaş açtılar. Ezan-ı Muhammedîyi bile yasakladılar, okuyanları hapislere attılar.
Halkevlerinin aylık dergisi Ülkü’de, “En iyi din terbiyesi dinden hiç bahs etmemektir” diye yazdılar.
Çok şükür o kapkara günler geride kaldı, memlekete bir miktar hürriyet ve çoğulculuk geldi ama bu sefer de din sömürücüsü, mukaddesat bezirganı, yarı mühtedi, dini imanı para olan birtakım alçakların, G. Y.’lerin hücumuna uğradık.
Müslüman çoğunluk cahil bırakıldı. Öylesine cahil ki, beş vakit namaz kılan sıradan bir Müslümanı tarihî bir kabristana götürünüz, 1928’den önceki Türkçe mezar taşlarını okuyamaz.
Faşist egemen azınlıklar icazetli hoca yetiştiren İslam Medreselerini kapattılar.
Olgun Müslüman yetiştiren dergah ve tekkeleri kapattılar.
Müslüman toplumun temeli olan aile kurumunu dinamitlediler.
Riba, zina ve yüksek binayı yaygın hale getirdiler.
Ehl-i Sünnet İslamlığını içinden yıkmak için sahte dindarlar türettiler.
Mutezile mezhebini hortlattılar.
Müslümanların arasına ajanlar, casuslar, provokatörler soktular Ümmet birliğini paramparça edip, mü’minleri bin hizbe, fırkaya, İslamcılığa ayırdılar, birbirleriyle çekişip tepiştirdiler.
Bendiniz bu satırları 2014’te yazıyorum. Artık Türkiye Ehl-i Sünnet Müslümanları tek bir Ümmet değil. Başlarında kendisine biat ve itaat edilen âdil ve râşid bir İmam yok.
Müslümanların büyük çoğunluğu ilmihalini bile bilmiyor. On milyonlarca Müslüman var ama güç, vasıf ve keyfiyet yok.
Birkaç Dönme, Kripto, Pakraduni milyonlarca Müslümanı parmağıyla oynatıyor.
Kafirler ve münafıklar Müslüman yığınları şifahî kültürlü dedikodu mübtelası yaptı.
Ahlaksızlık, fuhşiyyat, azgınlık, içki, kumar, rüşvet, haram yeme, çıplaklık, müstehcen yayınlar, rant haydutluğu yaygınlaştı.
Kur’an, Sünnet, Şeriat gözlüğüyle bakılınca manzara fecaat, manzara dehşet.
Bir toplumu çökertmek mi istiyorsunuz, onun mekteplerini bozunuz, eğitim sistemini dejenere ediniz., başka bir şey yapmaya gerek kalmaz.
Evet bendeniz okur-yazar bir Müslüman olarak böyle bir memlekette, böyle bir toplum içinde yaşıyorum.
Zaman zaman şiddetli cemaat-iktidar kavgaları oluyor.
Müslümanlar o kadar dağınık ki, Ayasofya’yı bile camiye çevirtmekten acizler.
Çocuklarını misyoner mekteplerinde okutmak için çırpınan dindar anne babalar.
Cemaat veya tarikat holiganlığı, militanlığı, fanatizmi yapanlar.
Siyasî partisini dinin üzerinde tutanlar.
Din, iman elden gidiyor, cami şadırvanlarından Osmanlı şerbeti akıtmayı marifet sananlar.
Bugünkü bozuk düzeni iyi bir düzen sananlar. Hattâ bu günkü düzen eskisine göre çok iyidir diyenler.
Daha iyi meskenler, daha iyi yazlıklar, daha iyi otomobiller, daha iyi yemekler için çalışıp çabalayan milyonlar.
Sabah namazlarında (Eyüb Sultan Camii dışında) İstanbul camilerine gidip cemaati görünüz. Beş on ihtiyar… Bir tek dindar liseli veya üniversiteli genç yok.
Geçen Ramazan İstanbul bir günahlar ve isyanlar şehriydi. Gündüzleyin yiyenin, içeninin haddi hesabı yoktu
Bizim hacı beyin umurunda mı hiç. Caminin şadırvanından şerbet akıttı ya, işler yolundadır onun için.
Din, iman, mukaddesat tehlikede. Bizimkiler lüks umrelerde.
Benim cemaatim senin cemaatinden üstündür.
Benim şeyhim senin şeyhini döver.
Bizim caminin hoparlörleri daha bağırtlak.
Yaza yaza dilimde tüy bitti. Ey Müslümanlar Irak’tan, Suriye’den, Libyadan ibret alın; en kısa zamanda Ümmet olun, başınıza râşid bir İmam seçip ona biat ve itaat edin diye bağırmaktan yoruldum. Hiç tepki yok.
Memleket bölünüyor, hattâ bölünmüş bile, aldıran yok.
Benim cemaatim, benim şeyhim…
Durum eskisine göre daha iyiymiş. Be geri zekalı nâbekâr, zinanın suç sayılmadığı bir İslam ülkesi nasıl iyi oluyormuş, bana bir anlatsana.
Halkın sadece yüzde onunun namaz kıldığı bir ülke nasıl iyi oluyor?
Bir İslam ülkesinde TC başlıklı vesikalarla serbest, yasal, KDV’li, polis nezaretinde seks köleliği yapılabilir mi?
Kur’ana, Sünnet, Şeriata, hikmete aykırı bunca isyan, tuğyan, açık günah olan bir ülke nasıl iyi oluyor?