Merkel'e bir şey demeyecek misiniz ağalar, beyler?
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
Almanya medyası günlerdir bas bas bağırıyor:
Ey Türkiye halkı ve Türkiye yöneticileri. Alman istihbaratı BND Türkiye’yi hem de sadece hükümeti, yöneticileri değil bütün Türkiye’yi dinliyor.
Öyle ki, bu durum Almanya’da ve medyasında gündem olduğu kadar Türkiye’de bir etki meydana getirmiyor.
Elbette Alman İstihbaratı’nın Türkiye’yi dinlemesi çok önemli ve bizler bu ülkenin vatandaşları olarak yöneticilerimizden, en çok da “Paraleller bizi dinlemişler, mahremimize girmişler, yatak odalarımızı izlemişler” diye bas bas bağıranlardan bir tepki bekliyoruz.
Ama nerede...
Arkadaşlarda tık yok!
Hatta hükümetten birileri çıktı ve Almanya’nın Türkiye’yi dinlemesinin normal olduğunu bile söyledi.
Bu saçma sözü doğrusu pek önemsemiyorum. Söyleyenin cahilliğine verip geçiyorum.
Fakat “nasıl olur” diye sormadan da edemiyorum.
- Beyler, papazın kızı Merkel’e bir şey demeyecek misiniz?
- Yaptığı yanına mı kalacak?
- Yoksa Türkiye’yi yöneten herkes “Dinlemeleri normal” saçma düşüncesine katılıyor mu?
Oysa bu düşünce önce Almanlar tarafından dile getirilmişti. Alman hükümet kaynaklarıFrangkfurter Allgemeine Gazetesi’ne Türkiye’yi dinlemelerinin hakları olduğunu söyledi.
Neden:
Çünkü Almanlar’a göre:
- Türkiye ABD, Fransa ya da İngiltere gibi Batılı ortaklarla kıyaslanamaz.
- Almanya’nın güvenliğini yakından ilgilendirdiği için Türkiye’yi dinlemeleri makul.
- Türkiye hükümeti Almanya’daki Türk kulüpleri ve dernekleri üzerinden yıllardır siyasi amaçlarını gerçekleştirmeye çalışıyor. Başta PKK olmak üzere sol ve sağ grupların faaliyetleri Türkiye bağlantılı uyuşturucu ve kaçakçılık vakaları var.
- Türkiye Almanlar için BND’nin(Alman İstihbarat Servisi) çekirdek ülkelerin başında geliyor.
Buyurun bakalım.
Haydi gereğini yapın.
Bir başka ülke sizi dinliyor.
Dinlediğini de siz keşfetmiyor, kendileri itiraf ediyorlar.
Bunun karşılığında hükümetimiz ne yapıyor? Kendisine ait ülkenin her dönem ana operasyon gazetesi olan Sabah ile insansız ve dolayısıyla sorumsuz gazete olarak nitelenen Takvim Gazetesi ortak “Paralel Merkel” başlığı atıp içe dönük algı operasyonu yapmaktan başka…
Haydi beyler Merkel’e bir şeyler söyleyin.
Onların da inlerine girin.
Onlara da su vermeyin.
Mesela Deustshce Bank’ı batırın.
Danışmanlar korsan isimlerle açtıkları Twitter hesaplarından çat çat çat tweetler atıp paralelleri korkutsunlar.
E haydi, daha ne bekliyorsunuz?
Merkel’e de bir şey söyleyin, bakalım.
Erkekler dururken Merkel’e bir kadın meydan okudu…
Siyasilerden kimin önce başından aşağı bir kova buzlu su dökeceği merak edilirken CHP bu konuda ilk oldu. Ama bunu yaparken Aylin Nazlıaka’nın amacı sadece ALS hastalarına destek olmak değildi. Bir diğer amacı da Almanya Başbakanı Merkel’e meydan okumaktı.
Nazlıaka, TBMM bahçesinde bir kova buzlu suyu başından aşağıya döktü ve “Bu hareketimle Türkçe bilmeyen fakat istihbaratı kuvvetli Merkel’e meydan okuyorum” dedi.
Bu eylemi hükümet partisinden birinin yapmasını beklemek en doğal hakkımızdı ama hükümet mensupları şu sıralar genel başkanlarını Çankaya’ya uğurlamak için yapılacak törenlerin organizasyonu ve bu ayın 28’inde yapılacak AKP kongresi ile meşguller.
Olsun, aranırsa Merkel’e hükümet adına gerekli cevabı verecek birisi bulunur.
AKP’de kimse Merkel’i karşısına almak istemiyor olsa bile havuz medyasında bu gibi işlere gönlü teşne kişiler elbette çokça var.
Almanya’nın Türkiye’yi dinlemesine karşı hiçbir şey yapamıyorsanız bile Aylin Nazlıaka gibi Meclis bahçesinde başınıza bir kova buzlu su da mı dökemiyorsunuz hanımlar beyler?
3 dönem kuralının olduğu yerde yeni yetmeler…
Gerçekten insanlar kendilerine “yeni yetme” “dünkü çocuk” gibi sözlerle hitap edilmesine çok kızıyorlar.
Çocuklara “hey küçük”, “ufaklık” gibi hitap etmek küçükleri ve ufaklıkları bile çileden çıkarabiliyor.
Rahmetli Erbakan dönemine kadar gidelim. Bugünün yöneticilerinin çoğu Erbakan tarafından“dünkü çocuk” olarak görülürdü, ki gerçekten rahmetliye göre bunlar o zaman “dünkü çocuk”sayılırdı.
Bir defasında Erbakan’ın kendilerini böyle görmesine sinirlenen bugünün etkili ve yetkili bir siyasisi “Ya bize çocuk muamelesi yapıyor, Fatih İstanbul’u fethettiğinde 23 yaşındaydı”diyerek sitem etmişti.
Diyeceğim şu: Siz siz olun kimseye yaşına başına, turnikeye girişine, partiye katılışına göre dünkü çocuk muamelesi yapmayın. Çünkü 3 dönem kuralının olduğu yerde dünkü çocuklar daha avantajlı oluyor!
Günün tweeti
Türkiye'nin şu anda 2 cumhurbaşkanı, 2 başbakanı 100'lerce bakanı, 6 bin de Aktrolü var... Ne kadar şükretsek az!