« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

08 Eyl

2014

Havada bulut, 25 Aralık'ı unut!

Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970

Yeni adli yıl açılışı ne kadar da hızlı başladı görüyor musunuz?

Yargı acayip hızlı girdi olaya ve yeni adli yılın ilk gününde birbirinden ilginç olaylar yaşadık.

Gözlerimizi polislere 3. dalga operasyonu ile açtık. Arkasından Sayın Cumhurbaşkanı 4. dalga da olabilirdiyerek yargıya müdahale etmediğini açık ve net biçimde ifade etti.

25 Aralık operasyonunu yapan polisler gözaltına alınırken başsavcılık 25 Aralık hakkında takipsizlik kararı verdi.

Bu ne anlama geliyor:

"Havada bulut, sen 25 Aralık'ı unut."

Vay anasına...

Bu gerçekten müthiş bir yetenek.

- Hem yeni adli yıl açılışı gününde...

- Hem Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı'nın yeni adli yıl açılışını protesto ettiği bir günde...

- Hem 25 Aralık operasyonunu yapan polislerin gözaltına alındığı bir günde...

25 Aralık soruşturmasına takipsizlik vermek bu işten kurtulmak çabalarının ürettiği akıl ile ancak mümkün. Yoksa bu kadar şey nasıl aynı güne denk gelebilir ki?

Bu noktaya nasıl gelindi ve bundan sonra ne olacak?

1- Önce 25 Aralık soruşturmasının savcısı Muammer Aktaş'ın soruşturmayı yapması engellendi ve sonra görevden alındı.

2- Zamanın Başbakanı Tayyip Erdoğan bizzat savcıyı hedef tahtasına oturttu.

3- Sonra Sulh Ceza hakimliğini ihdas eden yasa çıkarıldı.

4- Yasayla böyle bir takipsizlik kararı verildiğinde bunu denetleyecek müesseseler ortadan kaldırıldı.

5- Bilal Erdoğan ifade verdi.

6- Soruşturmada görev alan polislere operasyon yapılmaya başlandı.

7- Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi.

8- Yeni savcı takipsizlik kararı verdi.

Peki şimdi ne olacak?

Olacağı şu: Takipsizlik kararı verilen soruşturma dosyası evrakı imha edilecek. Böylece hem deliller ortadan kaldırılmış olacak hem de dosya kapatılmış olacak.

İşte bu kaos işareti...

Olup bitenlerden kaos, felaket işaretleri çıkardığım için olmalı bazıları bana "Felaket tellalı" demeye başladı.

"Ülkemizin en güzel günlerini yaşadığı şu günlerde" diyen mesajlar "Böyle güzel bir dönemde sen nasıl felaket tellallığı yaparsın" diye bitiyor.

Arkadaş... Felaket tellallığı değil yapılan, gelecek öngörüsü.

Olup bitenlere gözünü kapatırsan elbette hiçbir şeyi görmezsin.

Dün Ankara'da yapılan yeni adli yıl açılış töreninde olanlar, söylenenler sizce neyin işareti olabilir?

Adli yıl açılış törenleri önemlidir. Ülkeyi yönetenler bu toplantıya katılmamak için "Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun da burada konuşma yapacak olmasını" bahane ederek toplantıya katılmadılar.

Biliyorlardı çünkü yargıçlar kendilerinin yüzlerine okuyacaklardı yaptıkları hukuksuzlukları.

Gitmediler çünkü ne yaptıklarını ve hukukçuların bunları yüzlerine okumalarının bir tür suçlama yapmak anlamına geleceğini biliyorlardı.

Onlar gelmemeyi tercih ettiler ama hukukçular yine söylediler söylemek istediklerini.

Dikkat ettim de Cumhurbaşkanı ve hükümetin protesto ettiği yargı yılı açılışına bütün yargı kurumları eksiksiz katıldı.

Özetle, Yargıtay Başkanı Ali Alkan ne dedi:

- Yargıya müdahale edip yargının susmasını beklemeyin.

- Hakim ve savcıları siyasete çekmeyin.

- HSYK seçimlerine karışmayın.

- Özel amaçlarla yasa çıkarmayın.

- Bizi zorla polemiğe sokmayın.

- Hukuka uygun tek bir delil sunmadan operasyon yapmayın.

Şimdi... Yargıtay Başkanı'nın bunları söylediği-söyleyeceği bir toplantıda Tayyip Erdoğan, Bekir Bozdağ vb. olduğunu düşünün.

Barolar Birliği Başkanı'nın sözlerine tahammül edemeyenler Yargıtay Başkanı'nın sözlerine hiç tahammül edemez, orada büyük olay olurdu ve bu da hükümet için hiç iyi olmazdı!

Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı'nın ortak sözleri...

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Almanya'nın Türkiye'yi dinlemesi ile ilgili olarak şöyle diyor:

"Dünyada istihbaratı güçlü olan ülkelerin farklı ülkeleri dinlememe diye bir şeyi yoktur, bunu bilmemiz lazım. Bunu hepsi yapıyor. Bu konuda neyi nasıl yaptığı, neyi nasıl deşifre ettiği çok çok önemli."

Aynı açıklamaları İçişleri Bakanı Efkan Ala da yapmış, bir televizyon konuşmasında Almanya'nın dinlemesinin normal olduğunu söylemiş ve "Dinlemek normal ama bunlar kamuoyu önüne yansımayacak şekilde olursa normal" demişti.

Şimdi... Her iki yetkili de aynı şeyi söylüyor. İlginçtir, dinlenmek olağan karşılanıyor fakat bu dinlemelerin nasıl deşifre edildiği ve kamuya nasıl ve bunlardan nelerin açıklanacağı konusuna dikkat çekiliyor.

Burada ortak bir mesaj var: "Yani diyorlar ki, biz bu dinlemeleri sorun etmeyiz ama siz de dinlediğiniz her şeyi kamuoyu ile paylaşmayın."

Durum bu. Almanya dinlemeler vasıtasıyla çok önemli kozları elinde tutuyor ve bunları kamuoyuna açıklarsa, yandı gülüm keten helva...

Günün tweeti

"TBMM’de yemin eden Numan Kurtulmuş'a, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, "sözünün adamı ol" hatırlatması yaptı..."

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 82566

ulkucudunya@ulkucudunya.com