Gerçeğin yolu açık dursun..
Güngör Mengi 01 Ocak 1970
Demokrasileri ayakta tutan, iktidarları güvenilir yapan güç temiz siyasettir.
Özellikle 17 ve 25 Aralık rüşvet ve dolandırıcılık operasyonundan sonra Türkiye’de siyasetin bu özelliği zayıflamıştır.
İktidar dört bakanı ile bulaştığı bu çamurdan sakınmayla çalışırken zaafını daha fazla belli etti.
Çünkü bu suçlamalar şiddetle kovuşturulacak yerde suçlamayı yönelten irade, bir darbe teşebbüsünün kaynağı olmakla suçlandı.
Çocukça bir şaka gibi…
Sonra operasyonun hedef aldığı bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkında düzenlenen fezlekelerin Meclis’te daha fazla oyalanamayacağı görülerek zorunlu adım geç de olsa atıldı.
Dört eski bakanla ilgili yolsuzluk ve rüşvet iddialarını soruşturmakla görevli komisyon kuruldu fakat bu sefer de zaman kazanma taktiklerinin uygulanmasına geçildi.
Haziran çok uzak
Başarı da elde edildi. İktidar partisi cumhurbaşkanı seçimi sürecinde 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarının gölgesinde yıpranmaktan kendini koruyabildi.
Şimdi hedef bir yolunu bularak 2015 Haziran’ındaki genel seçimi bu dört bakan hakkındaki soruşturmanın yıpratıcı etkilerine karşı korumaktır.
Çünkü soruşturma hakkıyla hukukuyla yapılacak ve hedefine ulaşacak olursa, önümüzdeki genel seçimin bu soruşturmadan etkileneceğini herkes tahmin edebilir.
Komisyonun başkanı AKP’li Hakkı Köylü komisyonun 1 Ekim’den önce toplanmasına ve fezlekelerle ekli belgelerin komisyon dışına çıkarılmasına izin vermedi.
İktidar taktisyenlerinin zaman kazandıran oyunlar konusunda Meclis açıldıktan sonra ne yaratıcılıklar gösterecekleri merakla bekleniyor.
Söz kamu vicdanında
İktidara yönelik yolsuzluk iddiasında bulunanları darbeci suçlaması ile susturmanın cumhurbaşkanı seçimi sürecinde yararı görülmüş olabilir ama önümüzde sekiz-dokuz ay var; çok uzun bir zaman, milletvekili seçimlerine kadar kullanılamaz bu susturu silâh.
Doğru seçenek önce iddiaların gerçekle ne kadar örtüştüğünü saptamaktır.
Olayın bu yanı aydınlatıldığı takdirde iktidarın Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak suçlanan bakanları Yüce Divan’a göndermemesi büyük bir sorun yaratmaz.
Çünkü öncelikli ihtiyaç dört bakanın Yüce Divan’a verilip mahkûm edilmeleri değil suç işleyip işlemediklerine toplumsal vicdanın karar vermesidir.
Halkın kanaati daha yönlendiricidir.
İktidar partisi dört bakanı halka rağmen korumaya devam edemez!