« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 Eyl

2014

ABD’nin sessiz ortakları; Irak, İran, belki de Suriye olacak

Lale Kemal 01 Ocak 1970

Esasen Amerikan Savunma Bakanı Chuck Hagel, ocak ayı sonlarına doğru Türkiye’ye ilk ziyaretini yapmayı planlıyordu.

Ne var ki, çok önceden planladığı ziyaretinin birkaç hafta öncesinde ortaya çıkan 17 Aralık yolsuzluk olayı, dönemin Amerikan elçisinin, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından istenmeyen adam ilan edilmesi çağrısı ve yaklaşan 30 Mart yerel seçimleri, iç politika malzemesi olarak kullanılacağı endişesiyle Hagel’in o tarihteki ziyareti iptal edildi.

Ancak IŞİD terör örgütünün, Suriye’den sonra haziran ayında Irak’a girip bu ülke topraklarını işgal etmesiyle gelişen olaylar, ulusal çıkarları, Ortadoğu bölgesindeki müttefikleriyle ilişkilerini muhafaza etmesi gerekliliğini dikte ettiren ABD’yi Türkiye ile yeniden yakınlaşmaya itti. Uzunca süredir, Erdoğan’ın da bizzat itiraf ettiği üzere telefonlarına çıkmayan ABD Başkanı Barack Obama, geçen hafta Galler’de düzenlenen NATO toplantısında cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Erdoğan ile uzunca bir görüşme yaptı. Savunma Bakanı Hagel’i önceki gün Ankara’ya gönderdi.

Obama’nın, NATO zirvesi sırasında, IŞİD ile mücadele için kurulmasını öngördüğü 10 koalisyon ülkesi arasında tek Müslüman ülke Türkiye. NATO’nun bölgedeki tek üye ülkesi olması, Ankara’nın bu koalisyon içinde yer almasını dikte ettiriyor.

Ne var ki, IŞİD’in, geçen haziran ayının başından bu yana rehin tuttuğu aralarında Musul başkonsolosunun da bulunduğu 46 kişiyi misilleme olarak öldürme endişesi Ankara’nın, bu terör örgütüne karşı mücadelede aktif olarak bir koalisyon içinde yer almasını engelleyici bir faktör.

Ancak IŞİD, Ankara’nın önemli bir ihmali sonucu Türkleri rehin almamış olsaydı dahi Türkiye’nin, bu örgüte karşı verilecek savaşta aktif bir rol alması beklenmiyordu. Zira Ankara, masada oturmayı ister ama risk taşıyan görevlerde pasif kalmayı tercih eder, tıpkı ABD’nin 2003 Mart’ında koalisyon güçleriyle Irak’ı işgalinde devre dışı kalmış olması gibi. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, boşuna, TSK’ya, gelişmiş ülkelere göre yetersiz olan muharip güç sayısını artırması gerektiğini söylememişti.

Ankara’nın IŞİD’e karşı oluşturulması planlanan koalisyona lojistik destek sağlaması, yani koalisyon uçaklarının İncirlik üssüne inmesi, askerlerin burada mola vermesi ve gıda, giyecek gibi stok yapmalarına izin vermesi beklenebilir. Ancak Ankara, örneğin, bomba yüklü uçakların yani savaş uçaklarının saldırı amaçlı silahlı bir şekilde üslerinden kalkışına izin vermez.

Diğer yandan, ABD’nin, IŞİD ile mücadelesinde Ankara’dan asıl beklentisi, bu örgüt mensubu yabancı savaşçıların Türkiye toprakları üzerinden Suriye’ye geçişlerine yönelik son aylarda aldığı önlemleri daha da sıklaştırması.

Her ne kadar, ABD’nin, IŞİD’e karşı kurulmasını öngördüğü koalisyon ortakları arasında bulunmasalar da, bu örgüte karşı savaşında gerçek ve sessiz ortaklarının Irak ve İran ve şimdi olmasa bile yakınlarda Suriye rejiminin olması beklenebilir.

ABD’nin bazı müttefikleri koalisyon ortakları olarak görünse de Washington işleri bizzat yürütmeyi ister ve IŞİD’e karşı mücadelesinde zaten bu örgüt mevzilerine karşı hava akınları düzenlediği Irak’ın hükümeti ile yakın işbirliğinin devamı kaçınılmaz. ABD’nin, Irak’taki Şii yönetimine desteği bilinen İran ile alenen olmasa da perde arkasında IŞİD’e karşı savaşında bu ülke ile işbirliği yaptığını bilmek lazım. Keza, IŞİD mensuplarının Suriye’de de bulunuyor olması nedeniyle Şam yönetimi ile Washington arasında ortak düşman gördükleri bu örgüte karşı işbirliği beklenebilir.

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 81736

ulkucudunya@ulkucudunya.com