« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 Eyl

2014

IŞİD'in faturası kime çıkacak?

Adem Yavuz Arslan 01 Ocak 1970

15 gün öncesine kadar ‘IŞİD’e karşı bir harekat planımız yok’ diyen ve bu yüzden ağır eleştiriler alan Obama, dün gece üzerinde çalıştığı stratejiyi açıkladı.

Aradaki saat farkı nedeniyle yazıyı Obama’nın açıklamalarından önce yazdım.

Ancak Washington’daki hava ABD’nin izleyeceği stratejinin ana hatlarını ortaya koyuyor. Yani bugünden yarına büyük değişiklik beklememek lazım.

Kaldı ki NATO zirvesi ve sonrasında yapılan ikili temaslar çerçeveyi de çizmiş oldu.

Ana hatlarıyla özetlersek Obama’nın yol haritası şöyle:

Öncelikle ABD’nin binlerce askerle yeniden Irak’a dönmesi ihtimal dahilinde değil. Önceki akşam bir TV mülakatı veren Obama bunu açıkça deklare etti. Bunun meali şu: Eğer birileri karada IŞİD ile savaşacaksa ki mutlaka bu olacak, o ABD askeri olmayacak.

Amerikan medyasına yansıyan analizlere göre mücadelenin askeri ayağında Kürtler, Araplar ve az da olsa Suriye muhalefeti olacak.

ABD mücadeleyi zamana yayacak ve ‘çok cepheli’ yürütecek.

Önceki gün kongre liderleriyle konuşan Obama, IŞİD’e karşı harekete geçmek için gereken yetkiye sahip olduğunu söyledi ki bu bir bakıma ilave asker istemeyeceğinin de işareti.

IŞİD’e karşı iş bölümünün şu şekilde olması planlanıyor:

ABD hava harekatlarını yapacak. İstihbarat desteği verecek. Koalisyonun diğer ülkeleri ise lojistik ve mali destek sağlayacak.

Obama’nın yol haritasında enteresan bir vurgu daha var.

ABD ‘Sünni ülkeleri ön plana çıkaracak.’ Yani IŞİD’e karşı bölgedeki Sünni ülkelerin daha fazla inisiyatif alması bekleniyor.

Türkiye nasıl yaklaşıyor?

Obama’nın beklentilerini ilgili ülkelere ilettiği de kulislerde konuşulanlar arasında.

Öte yandan bugüne kadar IŞİD tehdidine karşı kulaklarını tıkayan ABD kamuoyu iki gazetecinin vahşice öldürülmesinden sonra ayağa kalktı.

Öyle ki; ana akım medyanın anketlerine yansıyan verilere göre ABD halkının büyük bir kısmı El Kaide gibi IŞİD’in de ABD topraklarına saldırmasından korkuyor.

Stratejinin Türkiye’ye bakan tarafı ise biraz karmaşık.

Her şeyden önce ABD’nin Türkiye’ye her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Irak ve Suriye’ye yönelik her operasyonda Türkiye kilit ülke.

Ancak Türkiye’nin içinde bulunduğu özel durum kağıt üzerindeki denklemi çok bilinmezli yapıyor.

90 küsur gündür 49 vatandaşı IŞİD’in elinde esir bulunan Türkiye, Obama’nın istediği koalisyonda açıktan yer almakta isteksiz. Bu hassasiyet ABD tarafından da makul karşılanıyor.

Ancak pratikte İncirlik başta olmak üzere çok sayıda üssü kullanmak istiyorlar.

Nitekim NATO zirvesi sonrası Ankara’ya giden ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel birtakım somut talepleri gündeme getirdi.

Ve istediğini de aldı.

Yani ABD, IŞİD’e karşı yapılacak operasyonlarda sadece İncirlik’i değil başka askeri üsleri de kullanacak. ABD ayrıca Türkiye’den sınırların daha iyi kontrolü, IŞİD’e katılımların engellenmesi gibi başlıklarda da somut adım bekliyor.

Peki Türkiye bu taleplere nasıl yaklaşıyor?

Yeni talepler gelebilir

IŞİD’in elindeki rehineler nedeniyle Türkiye geri planda durmak istiyor. Kamuoyuna yapılan açıklamalar bu yönde.

Ancak perde gerisinde ABD’nin ilettiği tüm taleplere evet dendi. Yarın bir gün gelecek yeni taleplere de benzeri bir tutum sergilenmesi sürpriz olmaz.

Maalesef içinde bulunduğumuz durumda Türkiye’nin Batılı başkentlerden gelen taleplere hayır deme lüksü yok.

Bir diğer sıkıntılı nokta da şu: Her şekilde faturayı biz ödeyecek gibiyiz.

Eğer ABD IŞİD ile mücadelesini Irak ile sınırlı tutarsa örgüt Musul’dan elde ettiği ağır silahlarla Suriye’ye daha da yerleşecek.

Bu durum hem Esed’in elini güçlendirecek hem de zaten bitme noktasına gelen muhalefeti iyice köşeye sıkıştıracak. Bütün bu hengamede PKK’nın da hiç olmadığı kadar geniş bir oyun alanı kazandığını unutmamak lazım.

En büyük risk ise Türkiye’nin bu vahşi örgütün doğrudan hedefi haline gelecek olması.

Türkiye’de 1,5 milyon mültecinin olması, sınırların korunamaması, El Kaide gibi örgütleri takipte uzman kadroların ‘paralel yalanlarla’ tasfiye edilmesi gibi özel şartlar da riski büyütüyor.

Yani her şekilde Türkiye’ye ağır faturalar çıkacak.

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 81342

ulkucudunya@ulkucudunya.com