« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 Eyl

2014

Yel değirmenleriyle savaş

Mehmet Kamış 01 Ocak 1970

Bütün yaşadıklarımız çivisi çıkmış bir ülkenin uç vermesinden başka bir şey değil. Hukukun, adaletin, devlet geleneklerinin birer birer askıya alındığı, her şeyin iki dudağın insafına bırakıldığı bir süreç yaşıyoruz. Darbe dönemlerinde bile görmediğimiz uygulamalara şahitlik ettiğimiz bu dönem, Türkiye için hiç de iyi şeylere sebep olacak gibi görünmüyor.

Önceki gün Mecidiyeköy’de yaşanan asansör faciası da Soma’da yaşanan kömür faciası da Türkiye’nin bu imtiyazlı, ayrıcalıklı ve doğal olarak da denetimsiz bölgesinin ne denli problemlere yol açtığının ayak sesleri sadece. Türkiye’deki her şeye bir kişi karar veriyor ve o verilen kararın hukuka, adalete, devlet geleneklerine uygun olup olmaması gözetilmiyor. Bütün büyük ihaleleri dar bir işadamları kadrosunun aldığı, ne ihale kanununun, ne şeffaflık ilkesinin, ihale verilmesinde hiçbir önem arz etmediği bu süreç, Türkiye’yi büyük bir kazaya doğru sürüklüyor. Bu kazanın en büyük davet edicisi ise bir devletin yapması gereken denetimlerin, partiye yakın şirketlere uygulanmıyor olmasıdır. Bu denetimsizlik, bu ayrıcalıklı tutum, bundan sonra Allah muhafaza kazaların artarak peş peşe gelmesine neden olabilir. Unutmamak gerekir ki devlet olmanın en temel gereklerinden birisi de iş dünyasında herkesi kanunların yazdığı çerçevede denetime tabi tutmaktır.

Ama asıl tehlike; dünyanın en karışık, en kavgalı bölgesinde bulunurken, Suriye sınırlarından giren çıkanın belli olmadığı bir süreç yaşarken şehir güvenliğinin neredeyse ortadan kaldırılmış olmasıdır. Son on yılda terörün belini kıran, kentleri güvenli mekanlar haline getiren çok iyi yetişmiş polisler, irrasyonel gerekçelerle görevlerinden alındı. Dünyanın IŞİD’e karşı operasyona hazırlandığı bir zamanda, bu kadar militanın Türkiye’nin her şehrine girip çıktığının bilindiği bir dönemde, Türkiye’nin güvenlik gardının düşürülmesi iyi niyetle tevil edilebilir mi?

Bugün partiye yakın herhangi bir şirketin, herhangi bir suçtan dolayı yargılanması, ceza alması, denetime tabi tutulması neredeyse mümkün değil. İş güvenliğindeki denetimsizlik, tarafgirlik ve kayırmacılık Soma’da olduğu gibi büyük iş kazalarına neden oluyor ancak bütün bunlar diyelim ki bir şekilde tolere edildi. Ya şehirlerin güvenliği ne olacak? Kentler yeniden mafyanın ve suç odaklarının yuvası haline geldi. Ancak daha da önemlisi, bu kadar karışık günler yaşayan bu coğrafyada birçok şehir, terör örgütünün açık hedefi durumunda. Bunlara karşı koruma sağlayacak, onlarla mücadelede başarılı olacak bütün kadrolar ya yerlerinden edildi ya tutuklandı ya da açığa alındı. Üstelik kanunlarda yazmayan son derece sübjektif gerekçelerle bunlar yapıldı.

Türkiye büyük bir savaşın tam ortasında olmasına rağmen ülkeyi yönetenler her şeyi bırakmış yel değirmenleriyle savaşıyor. Devletin bütün enerjisi bir muhal denizinde yok ediliyor. Ülkenin bütün birikimi, yetişmiş elemanları gözlerimizin içine bakıla bakıla harcanıyor.

Çevremizde bütün haritaların yeniden çizildiği bugünlerde, Türkiye kuruluşundan bu yana hiç bu kadar büyük bir tehditle karşı karşıya kalmamıştı. Bunun farkında mısınız?

Ziyaret -> Toplam : 125,17 M - Bugn : 50665

ulkucudunya@ulkucudunya.com