'O', Türkiye'nin en büyük medya patronudur, itirazı olan?
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin sadece Cumhurbaşkanı değildir. Manevi tarafını bilemem. Açıkçası bilmek de istemem. “Babasıdır” diyenler bile var.
Ama Türkiye’de maddi büyüklükler söz konusu olduğundaTürkiye’de her şeyin en büyüğünün Tayyip Erdoğanolduğuna kuşku yok.
Kaldı ki taraftarları sadece Türkiye ile yetinmiyor onu“Dünya lideri” olarak kabul ediyorlar.
Olabilir! Bir Obama, bir Putin, ne bileyim bir Merkel olmak matah bir şeyse elbette “Bizim liderimizin bunlardan ne eksiği var” deyip bu övgüyü de artı hanesine yazabiliriz.
Ama bu türlü sıfatlandırmalar soyut şeyler. Boş verin dünyayı, Yeni Türkiye’ye gelip somut verilere odaklanalım.
Somuta gelince Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’de “En”ler sıralamasının en tepesindedir.
1- Tayyip Erdoğan Türkiye’nin en zengin adamıdır:
Evet, Cumhurbaşkanı olmadan önce mal beyanını açıkladı ama, aile efradı da dahil olmak üzere kimse o malvarlığı beyanının doğruluğuna inanmıyor.
Elbette, “Yalan beyanda bulunuyor” demiyorum dikkat ederseniz.
Hem Türkiye’de kim malvarlığıyla ilgili, kazancı ile ilgili, birikimiyle ilgili konulardaki soruları doğru cevaplıyor ki?
Ayrıca, nasıl nerede kazandı, nasıl biriktirdi, nasıl saklıyor, nasıl sıfırlıyor, bunlar beni ilgilendirmez.
Çetelesini de tutacak değiliz!
Bu sadece benim kanaatim.
Bir de bir insana “En zengin adam” demenin ne sakıncası var.
Bunları söylerken bir şey ima ettiğimi söyleyenler çıkacaktır. Peşin olarak net biçimde, gıllıgışsız olarak söyleyeyim: “Bunları söylerken hiçbir şey ima etmiyorum.”
Bana göre Tayyip Erdoğan Türkiye’nin en zengin insanı. Ama bu önemli değil dostlar. Önemli olan gönüller zengin olsun değil mi?
2- Tayyip Erdoğan Türkiye’nin en büyük medya patronudur:
Tamam, “Türkiye’nin en zengin insanıdır” sözüne itiraz edebilirsiniz. Ama “En büyük medya patronudur” sözü itiraz edilemez bir gerçektir.
Önceki gün emrindeki “gazeteci” ve “medya patronları” ile “basına kapalı” bir toplantı yaptı.
Herkes işin bu boyutuyla ilgileniyor. Diyorlar ki: “Basın mensupları ile basına kapalı toplantı mı olur?”
Neden olmasın. Yeni Türkiye’de her şey olur!
Bu cümlede yanlışlık var.
Bir kere onlar basın mensupları değil ki. Onlar Tayyip Erdoğan muhipleri derneğinin yasal üyeleri. Onlar Tayyip Erdoğan’ın emrinde çalışan gazeteciler ve yazarlar ve yayın yönetmenleri ve medya patronları. Hatta onlar için “Büyük Patron’un çalışanlarıyla yaptığı rutin bir toplantı” denilse abartılmış olmaz.
Kaldı ki ilk defa bir araya gelmiyorlar. Defalarca yaptılar aynı toplantıyı.
Malum, Türkiye’de gazeteci esnafının düzeyi düşük. Onun için bu toplantılar için “gazetecilerin Cumhurbaşkanımızın vizyonundan yararlanmaları ve kendilerini geliştirme toplantıları”da diyebiliriz.
Bu noktada üzücü olan, Cumhurbaşkanının vizyonundan faydalanma konusunda toplantıya çağrılmayan diğer gazeteci ve medya patronlarının hakkına giriliyor olmasıdır. Çünkü onun vizyonuna hepimizin ihtiyacı var!
Neyse, bütün bunlar O’nun Türkiye’nin en büyük medya patronu olduğu gerçeğini değiştirmez. Evet, o aynı zamanda Türkiye’nin en büyük medya patronudur da… İtirazı olan!
Aslında bu listeyi uzatabiliriz. Mesela “O Türkiye’nin en büyük golcüsüdür” diyebiliriz.
Dediğim gibi liste uzar gider… Benden bu kadar gerisini siz tamamlarsınız artık…
Cumhurbaşkanı, çalışanlarıyla ne görüşmüş olabilir?
‘Basına kapalı basın toplantısı’ndan hiçbir bilgi sızmış değil.
Oysa “İki kişinin katıldığı toplantı bile gizli değildir” denilir. Burada onlarca kişinin katıldığı bir toplantıdan söz ediyoruz.
Doğrusu bravo, gazeteci olup da bir toplantıdan çıktıktan sonra orada neler olduğuna dair konuşmayan gazeteciye pek rastlamadım. Ama bunlar içeride olup biteni “devlet sırrı” gibi saklıyorlar. Bilgi vermiyorlar, her birisi Cumhurbaşkanının yaveri gibi ser verip sır vermiyor.
O halde içeride ne konuşulduğuna dair bilgiye nasıl ulaşabiliriz?
Onlar bilgi vermeyince elbette bilgisiz kalacak değiliz. Biz de Alman gazetelerine, dergilerine bakarız.
Bir de, az bekler, söz konusu yayın organlarının yayınlarını izleriz. Bir hafta içinde net biçimde anlaşılır, patronun yeni yayınların nasıl yapılacağına dair ne tür talimatlar verdiği...
Etiketler…
Cumhurbaşkanının maiyetindeki gazeteci ve medya patronları ile yaptığı toplantıyla ilgili internet sitelerinde yer alan haberlere şöyle bir göz attım. Yazılanlardan çok haberlerin etiketlerinde yer alan kelimeler dikkatimi çekti. Cumhurbaşkanın bir toplantısı işte böyle etiketleniyor:
Akreditasyon, Antidemokratik, gizli toplantı, ayrımcılık, basına kapalı basın toplantısı, kamu hizmeti, devlet bütçesi, medya patronu, embedded gazete, embedded gazetecilik, RTE, Beylerbeyi Sarayı, Erdoğan’ın emrindeki gazeteciler, RTE medyası, toplumun medya yoluyla manipülasyonu, yalan haber, yalan haber hazırlıkları, devlet gazeteciliği, yeni Türkiye yeni medya…
Günün Tweet’i
“Halkını fişleyen, Naziler gibi insana kodlar veren zihniyetin sonlarını öğrenmek için tarih kitaplarına bakın yeter.”