Çözüm süreci ve Öcalan’ın şartları
Erhan Başyurt 01 Ocak 1970
Çözüm sürecinde “Yol Haritası ve Takvimi” üzerinde uzlaşıldığına dair çok alametler belirdi…
AK Parti Sözcüsü Beşir Atalay çözüm süreci yol haritasının büyük oranda hazırlandığını açıkladı.
“Önümüzdeki günlerde hareketliliği siz de göreceksiniz” dedi.
HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan da Atalay’ı teyit etti.
Yol haritasını oluşturan metnin giriş bölümünü hükümetten aldıklarını ifade etti.
Buldan, devlet ile İmralı’nın mutabakata vardığını, metni bu hafta Kandil’de KCK yetkilileriyle görüşeceklerini söyledi.
Öcalan’ın diyalog için Kandil’den gelen bir kişi ile görüşebileceğini dile getiren Buldan, “süreç tamamlandığında Öcalan’ın özgürlüğünün gündeme gelebileceğini” vurguladı.
Devletin nihai hedefi, örgütün şiddete son verip silahı bırakması…
Örgüt ise Öcalan’ın cezaevi şartlarının iyileştirilmesini ve nihayetinde serbest kalmasını sağlamak istiyor.
Kobani eylemleri ‘bilek güreşi…’
Kobani eylemlerinin de şartların kabul ettirilmesi için bir “bilek güreşi” olduğu görülüyor.
Gelinen aşmada, “Örgüt 3 günlük eylem performansı ile şartlarını kabul ettirmeyi büyük oranda başardı” denilebilir.
Hükümet kanadından yapılan sert ve milliyetçi tondaki “misliyle cevabını veririz”, “hesabını sorarız”, “dünyayı başlarına yıkarız” tarzı açıklamalar sizi yanıltmasın.
Bunlar seçmene yönelik “gaz alma” ve “algı oluşturma” çabaları.
Nitekim olayların zirve yaptığı günün gecesinde “Öcalan’a tabanı ile mesajlaşma” imkânı sunuldu.
Şimdi de Öcalan’ın cezaevi şartlarının iyileştirilmesi ve “sekretarya” oluşturulması gündemde.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Hürriyet’e verdiği röportajda “Öcalan’ın cezaevi şartlarında süreç ilerledikçe iyileşmeler olabilir” dedi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala da şu sözlerle Akdoğan’ı dün tasdik etti:
“Çözüme katkıda bulunacaksa, Öcalan’ın cezaevi şartları için adımlar atarız.”
Yeniden terör ortamına dönülmemesi, kardeş kanı akmaması herkesin ortak temennisi…
Sorun, İmralı’nın ve Kandil’in bildiği Yol Haritası’nın kamuoyundan hatta can güvenliğimizi teslim ettiğimiz Genelkurmay’dan bile saklanması.
Gizli müzakere açık mutabakat!
Ne söz verildiği ve hangi takvime göre karşılıklı adım atılacağı bilinmiyor.
Bu da süreci istismara açık hale getiriyor. PKK söz verdiğinin aksine bugüne kadar silahlı güçlerini Türkiye’den çekmedi.
Hükümet her “bilek güreşi” sonrası tek taraflı adımlar attı.
Kamuoyunda “geri dönüşü olmayan tavizler verildiği” algısı var.
Kobani olayları ile “bölgeden artık şehit haberi gelmiyor” tezi de çöktü.
Yol haritası açıklanırsa, sürecin kesintiye uğramasının sorumlusunu kamuoyu takdir eder ve ilgili taraf üzerinde baskı kurar.
Örgüt, Kobani örneğinde olduğu gibi “yeni şartlar” dayatamaz.
Devlet de belirlenen takvimden “siyasi kaygı” nedeniyle erteleme veya geri dönüş yapamaz.
Müzakerelerin gizli olması doğruydu ancak mutabakat açık olmalı.