Amerika'ya giden bir mektup...
Hasan PULUR 15 Ocak 2008
BAZILARINI inandırmak, ikna etmek mümkün değil!
Onlara göre "Amerikalılara mutlaka bir şeyler verdik!"
Ne için?
"PKK'nın Irak'taki üslerine yapılan hava ve yer harekâtına Amerika izin vermezse bunlar yapılmazdı.
Tayyip Erdoğan, Amerika'ya gidince Bush'la anlaştı, harekât başladı."
Peki, neyin karşılığında?..
İşte onu bilen yok!
* * *
ÜSTELİK Başbakan bunu söyleyenlere ateş püskürdü, çünkü bunu söyleyenler "PKK sorununu siyasal kabul ederek dolaylı da olsa kapıyı aralamıştık" diyorlar.
* * *
BAŞBAKAN Erdoğan bu yorum ve tahminleri şiddetle reddediyor ve çok sert tepki gösteriyordu.
"Türkiye Başbakanı şerefsiz değildir" diyordu.
* * *
ERDOĞAN'ın bu tepkisinin mürekkebi kurumadan Cumhurbaşkanı Gül, Amerika'ya gitti, Bush'la konuştu ve arkasından bir haber çıktı; ismi açıklanmayan bir ABD yetkilisince, "Gül ile Bush'un PKK sorunu için, politik çözümü de içeren görüşmeler yaptıkları" belirtiliyordu. Cumhurbaşkanı Gül'ün de buna tepkisi çok sert oldu; soruyordu:
"El Kaide de dışarıdan terör yapıyor; buna politik çözüm bulalım deniliyor mu?"
* * *
GEÇENLERDE Prof. Erol Manisalı'nın son çıkan kitabı, "AKP, Ordu, Amerika Üçgenindeki Türkiye"yi okurken birden hayrete düştük, hani bazı keskin kalemlerin "Dehşete düştüm" demesi gibi, biz de hayrete düştük, "Bu olacak iş mi?" diye...
Demek oluyormuş...
* * *
BİR mektup yazan Recep Tayyip Erdoğan, muhatabı ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz, mektubun yazılış tarihi 3 Kasım 2002. Tayyip Erdoğan, henüz başbakan değil, yasaklı olduğu için seçime girememiş, partinin başkanı ama, Başbakan şimdiki Cumhurbaşkanı Gül...
* * *
TÜRKİYE'den Amerika'ya giden mektupta şöyle deniliyor:
"Değerli Wolfowitz,
Ülkelerimiz arasındaki ortaklık ve dostluğun gelecekte de sürmesi için mesajımı ortak dostlar aracılığı ile doğrudan size ulaştırıyorum.
Seçim sonuçlarının bizim Genelkurmay saflarında biraz rahatsızlık yaratmış olabileceğinden, resmi konumunuz gereği hiç kuşkusuz nahaberdarsınızdır. Bilmenizi isterim ki, onların Türkiye'nin müreffeh ve dünya topluluğunun güvenilir bir üyesi olması ümitlerini parti ve ben de paylaşıyoruz. Ve geçmişte hiç olmadığı kadar birleşmiş olan ülkelerimizin çıkarları için en iyisi olacak şekilde birlikte çalışacağımız düşüncesindeyim.
Bu amaçla Orgeneral Özkök ile mümkün olduğu kadar kısa sürede özel bir toplantı yapabilmeyi ümit ediyoruz. Özel cep numaramız şudur: 0532 7......
Sizinle kişisel olarak görüşmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
En iyi dileklerimle.
R. T. Erdoğan
Genel Başkan"
Böyle bir mektup sizi şaşırtmaz mı?
Bu mektup, yazılışından iki yıl sonra 14 Ocak 2004'te "Star" gazetesinde yayımlanıyor.
Prof. Erol Manisalı'nın yorumu şöyle:
"Türkiye'de seçimleri kazanmış partinin genel başkanı ABD'li devlet adamından, kendi Genelkurmay Başkanı'yla özel bir görüşme ayarlamasını istiyor; kendisini Amerika'ya bu kadar yakın hissedebiliyor. (.....) Bu mektup AKP'nin iktidara gelişinde ABD misyonunu çok açık ortaya koyuyor. AKP üst yönetimi kendilerini ABD'ye bu kadar yakın hissedebiliyor. / Truva Yayınları."
* * *
SİZ aynı görüşte değil misiniz?
Biz, Erol Manisalı ile aynı görüşteyiz de...
"Türkiye'ye ne verdik?" diye soranlara da ne cevap verirsiniz?