« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Eki

2014

Maskeli devlet ve çıplak vatandaş

Orhan Kemal Cengiz 01 Ocak 1970

Bundan böyle molotof atıp kamuyu zarara sokandan bütün bu zarar ziyan tahsil edilecekmiş.

Peki neden rüşvet alandan, yolsuzluk yapandan, ihaleye fesat karıştırandan, ellerinin altındaki kamu bankalarından sağa sola şeker dağıtır gibi kredi dağıtanlardan, kamuya verdikleri zararlar tahsil edilmiyormuş?

***

Bundan sonra, insanların üstünü, konutunu, işyerini aramak için “somut delil” bulunmasına gerek olmayacakmış,“makul bir şüphe” bulunması yeterli olacakmış.

Peki kimmiş bu şüphesine güveneceğimiz makul adam? Gezi’ye; yolsuzluk soruşturmasına darbe diyen adam mı? Çarşı Grubu’nu darbeci diye dava edenler mi? Yolsuzluk ve rüşveti soruşturanları darbeci diye içeri tıkanlar mı?

***

Bundan sonra telefonların dinlenmesini sadece Sulh Ceza hakimleri karara bağlayacakmış.

Peki ne olmuş da “insanların mahremine giriyorlar, bu işler çok suistimal ediliyor artık”diyerek, dinleme kararlarını üç Ağır Ceza hakiminin oy birliğiyle alacağını karara bağlayan AKP,bugün bu işi bir tek hakime havale etme kararı vermiş? Tamamı bu iktidarın isteğiyle atanan, bir avuç Sulh Ceza hakiminin bu işi suistimal etmeyeceğine mi kani olmuş? Yoksa nasıl olsa artık bizi kimse dinlemez diyerek, biz de dilediğimizi sınırsızca dinleyelim arzusu mu hasıl olmuş?

***

Bundan sonra, mahkemeler sanıkların taşınmazlarına, hak ve alacaklarına daha geniş bir suç yelpazesi altında el koyabilecekmiş.

Peki, bu sanıkların mallarına el konulabilecek suçlar arasında neden bir tane bile, yolsuzluk ve rüşvetle ilgili suçlar yokmuş da tamamı “devlete ve hükümete” karşı işlenen suçlardan oluşuyormuş? Hükümetin kafasını kızdıranların, malına mülküne el koyma arzusu mu depreşmiş?

***

Taraf Gazetesi’nin dünkü haberine göre, hükümet kişisel verilerin toplanmasıyla ilgili olarak yedi kişilik bir kurul oluşturup, vatandaşların sağlık, psikoloji-kültür dahil tüm kişisel verilerinin toplanabilmesini düzenleyen yasa teklifini Meclis’e havale etmiş.

Peki, Sayıştay’ın bile hükümetin harcamalarını denetleyemediği bu ülkede, bu hükümet insanların ırkını, mezhebini, hangi derneğe üye olduğunu, kan ve idrar tahlil sonuçlarının neler olduğunu öğrenme konusunda neden bu kadar hevesliymiş?

Neden kendini binbir zırhla donatan bu hükümet, vatandaşının karşısında çırılçıplak durmasını istiyormuş?

Neden bütün yasal değişiklikler, yolsuzlukların soruşturulmasının imkansız kılındığı ama muktedirin kafasını kızdıran herkesin sürüm sürüm süründürülebileceği bir Türkiye’ye çıkıyormuş?

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 18137

ulkucudunya@ulkucudunya.com