Erdoğan yarı ilah psikozunda mı?
Sebahattin ÖNKİBAR 15 Ocak 2008
- “Ben Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıyım. Şahsımla alakalı olarak düşünebiliyor musunuz dava açıldı.”
Evet Tayyip Erdoğan’ın sözleri kelimesi kelimesine böyle.
Böyle bir sözü Hitler, Mussolini, Saddam, Markos ya da Kral Abdullah gibiler bile hiç mi hiç etmedi.
Erdoğan’a göre kendine karşı bir davanın açılmasının düşünülmesi bile söz konusu olmamalı.
Tayyip Bey’in incilerini dinlemeye devam edelim:
- “Ben ceza alıyorsam bu cezaya inanmalıyım. Olmaz böyle şey, hukuk bu kadar zedelenmemeli.”
Breh, breh, breh... Vah ki ne vah..!
Peki Başbakan bütün bunları hangi konu bağlamında mı söylüyor?
Apo eşkıyasına sayın, şehitlerimize de kelle dediği için açılan üç kuruşluk tazminat davasını kaybettiği konu için..
Tayyip Bey yukarıdaki sözleri yoksa, işlenen suçun, suçlu tarafından da benimsenmesi ve ona göre cezalandırılması modelinin teklifi midir?
Eğer öyle ise böyle bir bakış dünya yargı ve hukuk sistemi için yeni bir buluştur, lakin benimseneceğine dair zerre bir ümidimiz de yoktur..
Yoksa söylediği başkaları için değil de, sadece kendisi için mi geçerlidir?
Yani Tayyip Erdoğan asla hata yapmaz ve kat’a ona karşı dava açılamaz mı demek istiyor!
Bir Başbakan Meclis kürsüsünden yargıyı ve dolayısı ile hukuku bu şekilde nasıl hedef alabilir?
Yok yok böyle bir şeye Moritanya’da, Papua Gine’de, Nijer ve benzeri yerlerde tanık olamazsınız.
Böyle bir şey ancak Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu Türkiye’de görülebilir.
Söyler misiniz bunun adı kendini ilah gibi görme psikozu mu yoksa başka bir şey mi?
Tayyip Erdoğan ettiği sözlerle yargı sistemine gözdağı mı veriyor yoksa kafasındaki kendi konumuna müdahale gibi gördüğü şeylere itiraz mı ediyor, hangisi? Sahi Sayın Başbakan’ın kendini kutsanmış ya da seçilmiş biri gibi görme ihtimali mevcut olabilir mi?
Diyeceksiniz ki mümkün değil.
Doğrusu ben de aynı kanaatteyim ama ya zaman zaman takındığı narsist çizgi ve son olarak ettiği o sözler, bunları nasıl yorumlamalı?
Meclis’de ettiği laflarda bir ayrıntı da yargılamanın Kartal’da yapılması olayıdır.
Tayyip Bey burada aslında yargılamayı yapan yargıcı hedef alıyor ve kasıt yapıldığını ima ediyor.
Ama böyle bir uygulama, yani farklı yerlerde dava açılması olayı sadece Başbakan için söz konusu değil ki!
İşte size bir örnek:
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, Sabah Gazetesinin yönetimi olayında AKP adına militanca hareket ettiği mealindeki yazıma açtığı ceza ve hukuk davaları da, nedense aynı merkezde yani Kadıköy’de açılmıştır ki Ertürk bu tür davaları hep ama hep burada açıyor. Şimdi biz de Başbakan gibi ortaya çıkıp hazırlık soruşturması olmaksızın uluslararası sözleşmelere aykırı olarak yani kural dışı ceza davası açan savcıyı başka şekilde mi itham edelim?
Söylemek istediğim bu tür uygulamalar Türkiye’de hep oluyor.
Ama başkaları Tayyip Bey’i hiç mi ilgilendirmiyor. Söz konusu kendi olunca feveran edip imalarda bulunuyor ve yargıyı şaibe atına sokuyor.
Evet Tayyip Erdoğan’ın önceki gün yargıya ya da hukuka takındığı tavır, Türkiye’nin değil hukuk devleti, kanun devleti bile olmadığını gözler önüne seriyor. Bir başka boyut da Erdoğan’ın eleştirdiği şeyleri kendisi söz konusu olduğunda hatırlaması olayıdır. Tayyip Bey yaptığı yargı eleştirilerini kendi mahkûmiyeti dışında yapsaydı saygı değer bulunabilir ve tartışılabilirdi, oysa var olan tablo şahsi ve nefsi yani kişiseldir.