Askere yeni emir ve kapı üzerindeki işaretler
Saygı Öztürk 01 Ocak 1970
Askerler için “çarşı izni” önemlidir. Askeri birliğin dışına çıkmak, lokantaya gidip istediği yemeği yemek, çay içmek ayrı bir özlemdir. O gün kimlerin çarşı iznine çıkacağı okunur. “Tek tip” denilen üniformalar ütületilir, botlar boyatılır ve kahvaltıdan sonra çıkışlarına izin verilir.
Askerlerin üniformasını giyip çarşı iznine çıkarılması uygulaması önce turistik yörelerde kaldırıldı. Güneydoğu’da askere karşı bazı olumsuz tavırlar dikkate alındı ve Güneydoğu il ve ilçelerinde de, askerlerin “sivil kıyafetle” çarşıya çıkmalarına izin verildi. Sonra, bu uygulama yaygınlaştırıldı. O yüzdendir ki özellikle erleri, askeri öğrencileri üniformalı göremezsiniz.
Kapı üzerinde PKK işaretleri
Yüksekova’da üç askerimiz cadde ortasında şehit edildi. Başbakan “askerlerimizi şehit edenlerin yakalandığını” açıkladı. Ancak, birçok olayda olduğu gibi bu açıklama da sadece “gaz alma”dan başka bir şey değildi. Doğru, gözaltına alınanlar oldu. Ancak bunların da son olayla ilgilerinin olmadığı anlaşıldı. Yani, “kanları yerde kalmayacak” açıklamaları sözde kaldı.
Yüksekova’dan sonra Diyarbakır’da bir askerimiz eşinin yanında şehit edildi. Teröristlerin askerleri niçin hedef aldığı konusunda değişik iddialar var. Örgüt yandaşlarına, “Geçmişte çok sayıda faili meçhul cinayetler yaşandı. Şimdi onların intikamlarını alıyoruz” deniliyor. Bazıları da öldürülen her PKK’lıya karşı, asker öldürdüklerini öne sürüyor. Ama asıl amaç istedikleri yönde hükümeti harekete geçirmek ve “istediğimiz zaman eylem yaparız” mesajı verilmesidir.
Diyarbakır’da, asker ve polis lojmanları dışında oturan bazı asker ve polis ailelerinin kapılarının üzerine örgütün renklerini simgeleyen çıkartmalar yapıştırıldı. Polis, subay ve astsubaylara göre sarı, kırmızı ve yeşil renkler kullanıldı. Bu, “sizin kim olduğunuzu, nerede oturduğunuzu biliyoruz” mesajıydı.
“Devlet saklanıyor”
Bu durum, askerlerin bağlı olduğu birlik komutanlarına bildirildi. Zorunlu olmadıkça zaten evinden çıkmayan askerlerimize şimdi, “hiç çıkmayın” uyarıları yapılıyor. Örneğin Hakkari’de bu konuda genelge bile yayınlandı.
Terör örgütüyle bağlantılı olanlar bu durumu da kullanıyorlar. Caddelerde ne polis, ne de asker görebiliyorlar. Halk arasında “Devlet saklanıyor” yorumları yapılıyor. Askerin, polisin görev yaptığı caddelerde dolaşamaz, ihtiyaçlarını karşılayamaz hale getirilmesi de, hep “açılım”, “çözüm süreci”nden sonra yaşanmaya başlandı.
Açıkçası askerin de, polisin de morali bozuk. Önemli bir bölümü eş ve çocuklarını görev yaptıkları il ya da ilçelere götüremez hale geldi. Araya hasretlik girdi… Ailelerini Güneydoğu’ya götürenler, çocuklarını okula gönderiyor ama akılları hep onlarda kalıyor.
Sinsice yaklaşıp, vuruyorlar
Güneydoğu’da askerlerimiz şehit oluyordu ama terör örgütü militanlarıyla kahramanca mücadele ediyordu. Yani, ateş edeni biliyordu. Şimdi, terör örgütü militanları dağdan indi. Onlar da il ve ilçelerde eylemlere giriştiler. Haince askerimizin arkasından yaklaşıyor, silahını çekip kafasına sıkıyor.
Askerlerimiz için uzun süredir lojman yapılmıyor. Subay ve astsubayların önemli bir bölümü kiralık evlerde oturuyor. Bazıları askerlerin lojmanlarda neredeyse kira vermeden kaldıklarını sanır. Durum hiç de öyle değil. Örneğin Diyarbakır’da 90 metrekarelik lojman için 350 lira, 120 metrekarelik lojman için 400 lira, Ankara’da 450 ile 500 lira arasında değişen kira, kış aylarında yakıt ücretiyle 600 liraya ulaşıyor.
Ankara’da lojmanları pahalı bulan ya da daha iyi bir semtte oturmak isteyen askerler lojmanlara taşınmıyor. Akıncılar üs bölgesindeki lojmanların neredeyse yarısı boş. İşte, çocuklarını Güneydoğu’ya götüremeyen ailelerin, boş lojmanlardan yararlandırılması her halde orada görev yapan askerlerimizi de rahatlatır.