Provokasyon yok eylem var
Gültekin Avcı 01 Ocak 1970
Erdoğan ne diyordu Köşk’e çıkmadan önce?
“Hamdolsun çözüm süreci çok iyi gidiyor.”
Artık PKK eylemleri o kadar çoğaldı ki iktidar medyası karartamıyor.
Bingöl ve Yüksekova’da mert bir düşmanın bile yapmayacağı alçaklıkla şehit edilen polis ve askerlerimiz…
Hâlâ “çözüm sürecini provoke etmek”ten bahsedenleri görünce nutkum tutuluyor.
Sanırım PKK her gün 10 kişiyi öldürse, bunlar da her gün “bu provokasyonu kim neden yaptı” sorusunun peşine düşecekler.
HPG, Bingöl saldırısının bizle ilgisi yok demiş.
Neden hain bir terör örgütünün açıklamalarını doğru kabul etmek zorundayız?
PKK, TAK’ın da örgütle ilgisi olmadığını açıklamıştı.
Ama aksine TAK’ın PKK’nın batı bölgelerinde şehir bombalamalarını yürüten özel bir ekip olduğu ortaya çıktı.
ABD Dışişleri Bakanlığı bile, 2008’de PKK ile bağlantılı TAK örgütünü küresel terör örgütü ilan etmişti.
Bingöl ve Yüksekova saldırıları ise provokasyon değil PKK eylemleridir.
PKK bölgedeki egemenlik ve otoritesinin tabana karşı sarsılmaması için bu eylemleri gerçekleştirdi.
Örgüt, devlete karşı, bölgenin egemen otoritesi olduğu konusunda kendi tabanında yerleşik inancın sarsılmasını istemiyor.
Karşı eylem stratejisi
Kendini bölgenin egemen otoritesi olarak kabul ettiği ve ettirdiği için, devletin her operasyonuna,“karşı eylem stratejisi”ni uyguluyor.
Akdoğan’ın dediği gibi “çözüm korkusu bacayı sardığı için” değil.
Dönem stratejisi şehir gerilla modelini aktive etmeyi gerektirdiği için.
Erdoğan ise “PKK barış istemiyor” diyebildi.
Ama artık çok geç.
Çünkü artık PKK’nın çözüm sürecine ihtiyacı yok.
Mevcut formattaki çözüm sürecine sadece AKP’nin ihtiyacı var.
Suç ve günahlarını kamuoyundan saklamak için.
Süreç AKP’nin kendince oynadığı ve kurguladığı bir hayal oyunu formunda.
PKK, kritik eşiği aşalı çok oldu.
Bugün neredeyse tüm Batı ülkeleri KCK/PYD oluşumuna her türlü silah ve lojistik yardımı yapıyor.
Hele AKP’nin ciddiyetsiz ve romantik dış politikası sonucunda, PKK terör listelerinden çıkmanın eşiğine geldi.
Çözüm sürecinin PKK’da sadece iki anlamı var:
-Apo’yu kurtarmak.
-Kuzey Suriye’nin akıbetini beklemek, beklerken de çözüm sürecinden faydalanarak örgütü takviye edip güçlendirmek, iki cephede (Türkiye ve Suriye) birden savaşıp zarar görmemek.
Üniformalı, silahlı HPG yetkilileri geçen yıl Meydana Kolya yaylasına topladıkları binlerce kişiye şunları söylemişti:
"Bizim için çözüm sürecinin tek anlamı var. O da önder Apo'nun özgür olması. Yoksa barıştır, çözümdür böyle bir şey yok... Süreçle ve Kürtler’in ulaştığı bilinçle yakaladığımız bu büyük fırsat kıyamete kadar elimize geçmez. Bu süreçteki tek amacımız Apo'yu kurtarmaktır... Bizim için tek çözüm bağımsızlıktır. Tüm şartlarımızı kabul etseler bile vazgeçmeyeceğiz."
İşte 29.08.2013 tarihli “PKK’da İç Savaş Hazırlığı–4” başlıklı yazımdan bazı alıntılar:
PKK'nın farklı bir isim altında yeni bir oluşuma gitmesi bekleniyor. Bu oluşum askeri aparat olarak HPG ve PKK milislerini kullanacak…
PKK'daki yeni oluşum projesiyle, saldırı ve silahlı eylemler için bu yeni yapının adres gösterilmesi bekleniyor ve eylemlerin sürece sabotaj olarak yorumlanması…
PKK'nın, bu yeni oluşum tarafından yapılan terör eylemlerini kati bir dille reddetmesi, 'biz çözüm yanlısıyız, bunlar bizden değil' tavrı göstermesi...
Eylemler gerçekleştiğinde, BDP-PKK makamlarınca "Çözüm sürecine saldırı yapan biz değiliz" denilerek, sürecin başkalarınca sabote edildiği söylenecek…
YDG-H, Cizre'de mezuniyet merasimi yapıp yol kontrolü yaparken, molotoflarla ortalığı yakarken PKK-BDP ekseni ne dedi?
“Bazı gençlerin bizi bağlamayan eylemleri, araştıracağız...”
Güneydoğu’da en fazla sayıda silahlı PKK milisinin olduğu nokta Yüksekova.
Sadece Yüksekova’da HPG dışı PKK milis kadro sayısı geçen yıl 3 bindi. Ve halk arasında PKK iç savaş kıvılcımlarının Yüksekova’dan başlayacağı konusunda yerleşik bir inanç var.
