Bu defa Başbakan'ı türban da kurtaramayacak
ESFENDER KORKMAZ 23 Ocak 2008
DÜN bu satırları yazdığım öğlen saatlerinde, Uzakdoğu borsaları kapanmıştı... Tokyo Borsası günü yüzde 3.9 düşüşle kapadı. Bombay Borsası'nda gün içi kayıp ise yüzde 8'i aştı. Hong-Kong Borsası'nda ise bir günlük kayıp yüzde 5.5 oldu.
Avrupa borsalarında da şok düşüşler yaşandı. Bu defa tüm dünya borsaları aynı şekilde düştü.
Bu şokların evrensel nedenleri var... ABD ekonomisinin durgunluk endişesi tırmandı. Mortgage krizi devam ediyor... Dev finans kuruluşları 10 milyar dolarla ifade edilen zarar açıklıyor... Dolar-Yen paritesi düştüğü için, Carry-trade yapanlar telâşlandı... Ve nihayet tüm dünyada bir durgunluk korkusu yaşanıyor. Borsalarda panik satışları var. Dünyada, Zimbabve'den sonra en kırılgan ekonomi Türkiye' ekonomisidir. Dün öğleden sonra bir günlük düşüş yüzde 8'e ulaşmıştı.
İstanbul Borsası yere çakıldı
İMKB Ulusal 100 endeksi, 2007 yılının 15 Ekim günü 58.864 değerine çıkmıştı. Bu güne kadar 13.564 puan geriledi. Yani yüzde 23.04 geriledi.
Bu kadar oynak bir piyasa, durgunluğun ötesinde topluma zarar getirebilir bir yapı demektir...
Ekonominin bu kadar kırılgan olması yalnızca dış faktörlerle izah edilemez... Daha da önemlisi, AKP iktidarının ekonomiyi IMF'ye ve sıcak paraya teslim etmesidir. AKP iktidarı düşük kurun getirdiği afyon etkisini de istismar etti. YTL aşırı değer kazandı... Başbakan YTL'yi unuttu. Milli gelir dahil, her şeyi dolarla ifade etmeye başladı. Yüce Meclis'te, sürekli dolar konuşmaya başladı.
TÜİK şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde, rakamlara takla attırmaya başladı. Büyüme revizyonları ve enflasyon revizyonları ile halkı aldattı.
MHP tuzağa düştü...
ŞİMDİ halkın dikkatini ve gündemi değiştirmek için, Başbakan "Türban"ı kullanmaya başladı.
Başbakan'ın türbana sarılmasının iki hedefi var :
1) Toplum, ekonomik ve sosyal sıkıntıları bu konudaki başbakanın başarısızlığını konuşmasın.
2) "Negatif toplumsal dönüşümün" yolu açılsın.
Bu tuzağa MHP düştü. Başbakan AKP tabanının bir kısmının aynı zamanda MHP tabanı olduğunu biliyordu. MHP'nin türbanı AKP'nin elinden almak isteyeceğini de hesaplıyordu. MHP de boş durmadı... Bu tuzağa düştü.
AKP'nin hesap edemediği, türban tartışmasının da ekonomideki düşüşü hızlandırdığı gerçeğidir. Hükümet sıcak para ve düşük kura karşı hiçbir önlem almadı. Bu yanlışları türban tartışmalarıyla kapatmaya uğraştı. Uluslararası sermaye, Başbakan'ın ve Hükümetin bu şokları türbanla kapatmaya çalışması, güven azalmasına ve olumsuz beklentilere neden oldu. Başbakan'ın bu yaklaşımı da bu günkü kırılmayı hızlandırdı. MHP de bu kırılmaya paravan oldu.
Başbakan'ın sinirleri bozuk
BAŞBAKAN, bu telâş içinde, sağa sola yüklendi. Anayasal görevlerini yapan, Yargıtay ve Danıştay'a yüklendi. "Kimse kendisini yürütme ve yasama organının üstünde göremez" diye tehdit savurdu.
Turizmcilere konuşurken, "Edebe, adaba sığmayan ahlâk dışı engeller çıkarıyorlar. Birçok şey harabe halinde... Biz bu harabeleri otel haline getirelim diyoruz. İstemezzük diyorlar."
Ve yine, Anayasa'nın ve yasaların verdiği sorumlulukla davranan bir rektöre de "Sen kimsin?.. Otur oturduğun yerde..." diyor. Rektörü ihtilâl çağrısı yapmakla suçluyor. Gerçekte ise, rektör böyle bir yaklaşım içinde olmadığını belirtiyor.
Başbakan'ın endişeleri ve hedefleri kendinde kalmıyor. Zararı tüm toplum çekiyor.