Zarardan dönmek...
Güngör Mengi 01 Ocak 1970
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptırdığı süper lüks sarayı kimsenin kıskandığı yok.
Sorun ilke çarpılmasıdır.
Cumhuriyete kötü gelenek bırakacak bir yanlışı görmezlikten gelmeye kimsenin hakkı olamaz, olmamalı.
Hele Cumhurbaşkanlığı Sarayı (AK Saray) gibi simge olacak bir yapı söz konusu ise...
Başarılı olduklarına inanan iktidarlar tarihin her döneminde kendilerini anıtlaştırmak istemişlerdir.
Bu alandaki aşırılığın doğuracağı yanlışlardan ülkeyi demokrasinin eleştiri özgürlüğü korumaktadır.
Demokratik rejim iyi işliyor olsaydı Türkiye bugün şaşaalı bir Başkanlık Sarayı'nın gerekliliğini tartışıyor olmazdı.
İktidar "saray"ı savunacak gücü kendinde bulamamıştır.
Çünkü Atatürk Orman Çiftliği mirasına karşı suç işlenmiştir.
Sorumlular aldıkları inşaat talimatını gizleyerek ve gizlenerek yerine getirmişlerdir.
Maliyeti üstünde o kadar çok spekülasyon yapılmıştır ki gerçeği söylemek daha koruyucu görülmüştür.
Maliye Bakanı Şimşek saklanan maliyetin 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıklamak zorunda kalmıştır.
Gösteriş merakı bu yapıyı yaratan iddianın özünde vardır.
Yapılırken pek çok gereklilik ihmal edilmiş, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bile uygunsuzluğu, uygun bir tarzda açığa vurmuştur.
Şu sözler onun:
"Bir katrilyonun üstünde masraf yapıldı. 'Bu kadar olmamalıydı' derseniz bu tartışılabilir. Az para değil. Rakam yüksek, israfa karşıyım.."
Arınç'ın itirazı, dikkatli bir eleştiri getiriyor. Belli belirsiz bir tamirat yolu gösteriyor.
"Rakam yüksek" ise geri dönülür ama geçti, bu eleştirilerin düzeltme kabiliyeti artık yoktur.
Tren kaçmıştır artık.
Cumhurbaşkanı demokratik usullere dayanmayan icraatın yarattığı sıkıntıları unutmaz da yeni kuşak siyasetçilerle paylaşırsa zararın bir kısmını karşılamış olur!