« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

10 Kas

2014

Saray

Mehmet Kamış 01 Ocak 1970

Yönetim yerleri ülkelerin dünyaya açılan yüzleriymiş, o yüzden çok görkemli, çok ihtişamlı olması gerekirmiş.

Ne kadar pahalı, ne kadar debdebeli olursa devletin itibarı da o kadar şatafatlı ve görkemli olurmuş. Bu mantığa göre dünyadaki ülkelerin itibar sıralaması krallarının, yöneticilerinin saraylarıyla ölçülüyor olmalı. Çavuşesku yaptırdığı ucu bucağı olmayan sarayı sayesinde dünyanın en itibarlı adamlarından birisi olacaktı ki, yönetim ömrü buna yetmedi. Bu örnek bile bu açıklamaların yersizliğini, yanlışlığını göstermeye yeterli. Saray eleştirileri karşısında yapılan savunmalar, her tarafı yamalı bir adamın çok pahalı bir papyon takıp çok zengin ve itibarlı göründüğünden bahsetmesi gibi bir şey değil midir?

Hukuksuzluğun, partizanlığın, parti devletçiliğinin zirve yaptığı, devletin tel tel döküldüğü, çivisinin çıkartıldığı bir zamanda görkemli saraylarda oturup dünyayı mı etkileyeceksiniz? Yabancı diplomatlar o binaları görecekler ve ‘vay canına sarayları böyleyse ülkenin gerisi kim bilir ne kadar zengin ve güçlüdür’ diye mi düşünecek? Dünyanın bütün ülkeleri saraylarınıza bakarak sağınızdan hizaya mı geçecek?

Oysa her kaza, ülkedeki gelir adaletsizliğini, yoksulluğunu, fakirliğini hem bizim hem de dünyanın yüzüne bir kere daha vuruyor. Sarayların ışıltısı, debdebesi, yetim ve gariplerin asgari ücretlerinden kesilen vergilerle bunların yapıldığı gerçeğini örtbas edemiyor. Kimse Ege’nin köylerindeki yoksulluğu görmeyecek, Ermenek’te, Zonguldak’ta bir dilim ekmek için çekilen onca ezadan, cefadan, yoksulluktan haberdar olmayacak ve sizin saraylarınıza bakarak ihtişamınızın altında ezilecekler öyle mi? Kaybedilmiş itibarımızı milyarlarca lira harcayarak saraylar yaptırsak düzeltebilir miyiz dersiniz? 400 milyon liraya mal olan uçakla gidilen Letonya, uçağımıza bakıp tir tir titreyecek öyle mi? Tam 1 milyar 370 milyon lira harcayarak inşa ettiğiniz saraylar, bize yitirdiğimiz itibarımızı geri verecek öyle mi?

Sarayımız dünyaya iyi anlatılamadığı için mi 2008’de 151 oy aldığımız BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğinde bu yıl 60 oya düştük? Şimdi bütün asgari ücretliler, hayatların söndüğü maden ocaklarında çalışanlar, 20 lira yevmiyeyle mevsimlik işçi olanlar şu soruyu sormaz mı; hiçbir ihtiyaç yokken, bizim alın terlerimizden aldığınız paralarla 1100 odalı bu sarayı niye yaptınız?

Oysa bir ülkenin ihtişamı, görkemi hukukuyla ve o hukukun sağlayacağı adaletle ortaya çıkar. Bir ülkede ihtişamın yolu gelir adaletinin sağlanmasından geçer. Vatandaşın emanetine sahip çıktığınız, kamu malına yetim malı muamelesi yaptığınız zaman bu ülkenin ihtişamı göz kamaştırır. Saraylara gömülmek ve itibarı sarayların debdebesinden beklemek en iyi ifadeyle hesapsız bir kaybedilmişliktir. Bir maden işçisinin bir ay çalışıp da kazandığını bir akşamlık yemekte harcayanların yönettiği ülkenin itibarını hiçbir saray kurtaramaz.

Bir ülkede yönetenlerin sebep olduğu yüzlerce ölümün hiçbirisinin hesabı sorulmuyorsa, zulüm ve hukuksuzluk peynir ekmek yemek kadar sıradanlaşmışsa, bütün adalet kitaplarını çöp kutularına atmışsanız sarayların yalancı dünyası size bir gramlık itibar ve ihtişam sağlamaz. Kendi vekilleriniz bile şehrine gitmeye korkuyor, can güvenliği endişesi yaşıyorsa içinde kendinizi çok güvende hissettiğiniz saraylarınızın size hiçbir faydası olmaz. Nitekim tarih boyunca bu sarayların hiçbir kimseye faydası olmadı.

İtibarı saraydan beklemeye başladıysanız başka bir şey konuşmaya gerek bile yok demektir.

Ziyaret -> Toplam : 125,29 M - Bugn : 46476

ulkucudunya@ulkucudunya.com