Devlet sırrı fıkrası
Tarık Toros 01 Ocak 1970
“Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla” (3Y) mücadele etmek üzere yola çıkan hükümet, önceki gün tam 12 yılı geride bıraktı.
4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı 4 bin lira.
Asgari ücret ise “açlık sınırı”nın (1200 TL) bile altında: 804 TL.
Şili ve Meksika’dan sonra “gelir dağılımında” en kötü üçüncü ülkeyiz.
Yolsuzluk yapmak suç olmaktan çıktı.
Koskoca Meclis bir komisyon kurdu, yolsuzlukla suçlananların ayağına gitti, zanlılar ifade vermeye bile tenezzül etmediler. O derece…
***
Ve yasaklar…
12’inci yılın sonunda hükümet canını sıkan her şeyi yasaklamaya başladı.
Bunun için akla gelen her türlü baskı ve tehdidi kullanmaktan çekinmedi.
Canını sıkan gelişmelere “yayın yasağı” koydurdu.
Sıkıştığı yerde de “devlet sırrı” kavramına yapıştı.
13 Haziran 2012’de bunun kanununu çıkardı.
Esasen her şey ta o günden “geliyorum” diyordu.
***
Devlet sırrına örnek çok:
- 28 Şubat soruşturmasını yürüten savcılık, 28 Şubat 1997 MGK’sının tutanak ve ses kayıtlarını istedi. “Devlet sırrı” diye verilmedi.
- Son yolsuzluk operasyonunda Halkbank’la ilgili bilgiler “devlet sırrı” diye gönderilmedi.
- Bülent Arınç’a suikast soruşturmasında Genelkurmay, “devlet sırrı” diye Kozmik Oda’ya kimseyi yaklaştırmadı. (Uzun direnişin ardından izin çıktı.)
- Malum… Hatay’da ihbar üzerine TIR’lar durduruldu. Araçtakiler “Arayamazsınız, devlet sırrı” dedi.
- İçişleri Bakanlığı, Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye’deki mültecilere dair istediği istatistiki verileri “devlet sırrı” saydı.
- Hrant Dink davasında mahkeme, TBMM’den gelen evrakların “devlet sırrı” olup olmadığını bir türlü teyit edemedi. MİT, topu Genelkurmay’a attı.
En son…
Mimarlar Odası, Atatürk Orman Çiftliği arazisine yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ilişkin iskân izninin olup olmadığını sordu.
Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ), belgenin “devlet sırrı” kapsamına girdiğini bildirdi.
***
Fıkrayla bitirelim:
İçip kafayı bulan bir sarhoş, sokakta “öküz başbakan öküz başbakan” diye sayıklıyormuş.
İki polis adamı yaka paça karakola götürmüş.
Mahkemeye çıkarmışlar, idam cezası almış.
Asılmadan önce son arzusunu sormuşlar, şöyle haykırmış: “Bu ülkede demokrasi vardı hani? Herkes istediğini söyler.”
“Senin suçun o değil ki” demişler:
Devlet sırlarını açıklamak!
