Olaylar malum failler meçhul: 3 ayda 63 cinayet işlendi, tek fail yok
AZİZ İSTEGÜN -İSMAİL AVCI 01 Ocak 1970
Doğu ve Güneydoğu’da son 3 ayda gerçekleşen saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 63’ü buldu. En yetkili ağızların ‘Failler yakalandı’ açıklamasına rağmen henüz hiçbir cinayet aydınlatılamadı. Bazı olaylarla ilgili yayın yasağı getirildi. Gelişmeler, faili meçhul ölümlerin zirve yaptığı 90’lı yılları hatırlattı.
Türkiye, son dönemde faili bulunamayan cinayetlerle çalkalanıyor. Bingöl, Yüksekova ve Diyarbakır’da sokak ortasında 8 güvenlik görevlisi şehit edildi. Kobani olaylarında 48 kişi hayatını kaybetti. Adana’da bir gazeteci, Suruç’ta eski belediye başkanı ve oğlu infaz edildi. Son 3 ayda faili meçhul saldırılara kurban gidenlerin sayısı 63’ü buldu. Bazı olaylardan sonra gözaltına alınan isimler oldu, bazılarında hiçbir işlem yapılmadı. 3 askerin şehit edildiği Yüksekova saldırıları için yayın yasağı getirildi. Devlet yetkilileri, henüz ifadeleri bile alınmayan şüpheliler için ‘Failler yakalandı’ açıklaması yaptı. Ama tetiği çeken isimler bulunamadığı gibi olayların üstündeki sis perdesi de aralanamadı. Faili meçhul cinayetlerin zirve yaptığı 90’lı yılları andıran gelişmeler sadece bölge halkını değil bütün ülkeyi endişelendiriyor. HDP Milletvekili Altan Tan, 6-7 Ekim olaylarından dolayı Başbakan ve İçişleri Bakanı hakkında suç duyurusunda bulunurken, vefat eden lise öğrencisi Yasin Börü’nün annesi Hatice Börü, devletin kendilerini PKK’nın insafına bıraktığını söyledi.
Türkiye’de son zamanlarda işlenen birçok cinayetin faili yakalanamadı. Bingöl, Yüksekova ve Diyarbakır’da sokak ortasında 8 güvenlik görevlisi şehit edildi. Kobani olaylarında 48 kişi hayatını kaybetti. Adana’da bir gazeteci, Suruç’ta eski belediye başkanı ve oğlu infaz edildi. Bazı olaylardan sonra gözaltına alınanlar oldu, bazılarında hiç gözaltı yapılmadı. Yetkili ağızlar henüz ifadeleri bile alınmayan şüpheliler için ‘olayların faili yakalandı’ diye açıklama yaptı. Ama tetiği çeken isimler bulunamadığı gibi olayların üstündeki sis perdesi de aralanamadı. Bunun son örneği Hakkari Yüksekova’da üç askerin şehit edildiği saldırıda yaşandı. 25 Ekim günü Yüksekova’da sivil giyimli Jandarma Uzman Çavuş Ramazan Gülle, er Ramazan Köse ve er Yunus Yılmaz, maskeli şahıslar tarafından şehit edildi. Olaydan sonra, suikastla ilgili 6 kişinin gözaltına alındığı duyuruldu. Olayın faili olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan şahıslardan 4’ü, daha emniyetteyken delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. 2 kişi ise uyuşturucudan kaydı olduğu gerekçesiyle adliyeye sevk edildi. Mahkeme, denetimli serbestlik kararı vererek şahısları serbest bıraktı. Olaydan bir gün sonra 3 kişi daha gözaltına alındı. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Hakkâri Valiliği, temmuz ayında Uzman Çavuş K.U.’nun yaralanması olayı ile ilgili E.A. isimli şahsın Bodrum’da yakalandığını belirtti. Açıklamada, “Yüksekova’da 3 askerin şehit edilmesi olayının faili olduğu değerlendirilen K.T. ve O.C. ise Yüksekova’da gözaltına alınmıştır.” denildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu da, “Yüksekova’da askerlerimizi şehit edenler yapılan takiplerle yakalandılar ve adalete teslim edildiler.” ifadelerini kullandı.
TUTUKLAMA GEREKÇESİ CİNAYET DEĞİL
Ancak ‘olayın faili’ olduğu belirtilen 3 kişinin yapılan sorgularında cinayete karışmadıkları ortaya çıktı. Mahkemeye sevk edilen şüphelilerin delil yetersizliğinden serbest bırakılmalarına karar verildi. Bunun üzerine Hakkâri Emniyeti, yeni formüller aramaya başladı. Başbakan’ın kamuoyuna ‘faillerin yakalandığını’ açıkladığı; ancak söz konusu kişilerin serbest kaldığı belirtilerek Ankara’yla görüş alışverişinde bulunuldu. İddiaya göre, mahkemenin serbest bıraktığı şüpheliler emniyette bekletildi. Savcıdan aynı şahıslar için ikinci kez gözaltı kararı çıkarıldı. Daha sonra farklı bir hâkimin önüne çıkarılan 3 kişiden 2’si tutuklandı. Ancak tutuklama gerekçeleri yine farklılık gösterdi. Şahıslardan biri, temmuz ayında gerçekleşen yaralama olayından dolayı cezaevine konuldu. 19 yaşındaki K.T. ise temmuz ayında gerçekleşen yaralama olayı ve Yüksekova’da 3 askerimizin şehit edildiği olayda gözcülük yaptığı iddiasıyla tutuklandı. K.T. olayın yaşandığı dakikalarda bir kargo şirketinde olduğuna dair kamera kayıtlarını mahkemeye sunmasına rağmen cezaevine gönderildi. K.T.’nin avukatları, suikastın saat 15.45’te gerçekleştiğini, Tekin’in saat 15.44’te halen kargoda olduğunu vurguluyor.
BİNGÖL SUİKASTI MUAMMAYA DÖNDÜ
Bingöl Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ile Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu’nun şehir merkezinde şehit edildiği saldırının failleri de henüz yakalanamadı. İki polisin şehit edilmesinin hemen ardından Genç’te 4 kişinin güvenlik güçleri tarafından öldürülmesi üzerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Failler cezalandırıldı.”, Başbakan Ahmet Davutoğlu “Failler öldürüldü.” demişti. İçişleri Bakanı Efkan Ala ise saldırıdan sonra basın toplantısı düzenlemiş ve 5 kişinin öldürüldüğünü açıklamıştı. Ancak öldürülen 4 kişinin üzerinden çıkan iki Kalaşnikof marka tüfeğin yapılan balistik incelemesinde Bingöl şehir merkezindeki olayda kullanılmadığı ortaya çıktı. Saldırının gerçekleştirildiği 9 Ekim’de Genç ilçesi girişinde çıkan çatışmada öldürülen 4 kişi ile birlikte olduğu öne sürülen ve o tarihten beri aranan Erhan Şenyuva da, 3 Kasım’da Bingöl merkezde bulunan bir evde gözaltına alındı. Şenyuva, ifadesinde suikastla ilgisi olmadığını, kiraladığı aracın hiçbir şekilde olayın gerçekleştiği yere gitmediğini belirtti. Saldırı anıyla ilgili bölgedeki kameralardan herhangi bir görüntü elde edilemedi. Olaydan hemen sonra bütün görüntülerin MİT tarafından toplanarak Ankara’ya götürüldüğü ileri sürülüyor. Emniyetin elindeki kamera görüntülerinde, sadece olayı gerçekleştiren bir kişinin ayakkabısının göründüğü, saldırıda kullanılan araçların plakasının okunamadığı iddia ediliyor. Suikastı gerçekleştirenlerin olaydan sonra mobeselere girmediği öğrenildi. Ayrıca istihbarat, terör, kaçakçılık ve organizeden sorumlu emniyet müdür yardımcısı Muharrem Ay’ın, saldırganların silahının tutukluk yapması üzerine olaydan yara almadan kurtulduğu belirtiliyor.
POLİS KATİLLERİ 77 GÜNDÜR MEÇHUL
Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde 26 ve 27 Ağustos’ta peş peşe iki polis cinayeti yaşandı. Osman Bal (42) ve istihbaratçı Ali Kızıloğlu (25), evlerinin önünde pusuya düşürülerek şehit edildi. Kızıloğlu’nun öldürülmesinde kullanılan tabanca, olaydan hemen sonra Peyas Mezarlığı’nda bulundu. Ancak gece yapılması gereken teknik takibin ‘daire başkanı rahatsız olmasın’ diye sabaha bırakıldığı, bu esnada olayın failinin kaçtığı anlaşıldı. Bir dizi ihmalle suçlanan Diyarbakır Emniyeti, cinayetlerin üzerinden 74 gün geçmesine rağmen faillere ulaşamadı. Bazı örgüt mensuplarının, lojman dışında kalan polislere yönelik keşif çalışması yaptığının belirlendiği, buna rağmen gerekli önlemin alınmadığı ileri sürüldü.
Astsubay pazarda vuruldu
Diyarbakır’daki Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı’nda görevli Astsubay Necdet Aydoğdu, Bağlar ilçesi Körhat Mahallesi’ndeki semt pazarında hamile eşi ile birlikte alışveriş yaparken başından vurularak şehit edildi. Olayı gerçekleştiren kişi ya da kişiler ara sokaklara kaçarak kayboldu. Saldırıdan sonra gözaltına alınan kişilerin olayla ilgisinin olmadığı ortaya çıktı.
Gazete dağıtıcısına karanlık kurşun
Adana’da Özgür Gündem ve Azadîya Welat gazetelerini dağıtan Kadir Bağdu (46), arkasından yaklaşan kişilerin açtığı ateş sonucu 19 Ekim’de öldürüldü. Bağdu, Seyhan ilçesi Şakirpaşa Mahallesi’nde sabah saatlerinde gazete dağıtırken yanına motosikletle yaklaşan maskeli iki kişinin saldırısına uğradı. Otopsi raporunda Bağdu’nun kafasına 5 kurşunun isabet ettiği belirlendi. Katil zanlıları şu ana kadar yakalanamadı. 8 çocuk babası Kadir Bağdu’nun, 90’lı yıllarda Siirt’te köyleri yakıldığı için Adana’ya göç etmek zorunda kaldığı, 16 yıldır gazete dağıtıcılığı yaptığı öğrenildi.
Cizre’de YDG-H infazı
Şırnak’ın Cizre ilçesinde Abdullah Budak (22) isimli genç, Nur Mahallesi Karataş Sokak’ta 7 Kasım’da başından vurularak öldürüldü. PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H’ye bağlı ‘Botan Şehit Rêber Timi’ sokakta bildiri dağıtarak cinayeti üstlendi. Budak’ın ajan olduğu, yargılandıktan sonra infaz edildiği belirtildi. Budak’ı öldüren kişiler bulanamadı. 8 Kasım’da Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde Osman Toprak’ın (46) işyerine gelen kişi ya da kişiler silahlı saldırıda bulundu. Başına bir el ateş edilen Toprak hayatını kaybetti ve aynı ilçede defnedildi. Failleri ortaya çıkarılamadı.
HÜDA-PAR’lıların da failleri meçhul
Bingöl’ün Karlıova ilçesinde evinden çıkan Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) temsilcisi Fethi Yalçın, 22 Ekim’de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Görgü tanıklarının iddialarına göre, saldırı beyaz renkli bir araç içerisinden uzun namlulu silahlarla gerçekleştirildi. Ancak failler yakalanamadı. HÜDA-PAR üyesi Cengiz Tiryaki de, Karlıova, Serpmekaya köyündeki evinde 9 Ekim Perşembe gecesi silahlı saldırıya uğradı. 10 gün yoğun bakımda kalan Tiryaki, kurtarılamadı. Cinayet, faili meçhul kaldı.
Altan Tan: Ölüm var ama tek gözaltı yok
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, 6-7 Ekim olaylarında Diyarbakır’da 3 gencin bir evde öldürüldüğünü ve birinin cesedinin aşağıya atıldığını gösteren görüntülere rağmen, bugüne kadar tek bir gözaltı ve tutuklama olmadığını belirtti. 5 Kasım’da Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Tan, Emniyet yetkilileriyle görüştüğünü ve kayda değer tek bir cümle kurulmadığını söyledi. Başbakan, İçişleri Bakanı, Diyarbakır Valisi ve savcı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirtti ve ekledi: “Bunlarla ilgili işlem yapacak varsa suç duyurusunda bulunuyorum. Yoksa da deniz bitti diyorum.”