Kandil’den 450 PKK’lı Kobani’ye nasıl geçti?..
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
Kaldığımız dünkü yerden devam edelim.. Terör örgütünün bölgedeki idareyi nasıl ele geçirdiğini ve devlet otoritesinin nasıl sıfırlandığına dair fotoğrafı iyice büyütelim..
AKP iktidarının “çözüm süreci” ile şımartıp, azgınlaştırıp, semirttiği terör örgütü kapı kapı dolaşıyor. Evlere girip gerekli bildirimler yapıldıktan sonra yazılı metinler bırakılıyor.. Bölgedeki “emniyet güçleri” ise elleri kolları bağlı sadece seyretmekle yetiniyor. Müdahale edemedikleri bölücü faaliyetlerin materyallerini ise “bilgi için” Ankara’ya gönderiyorlar. Güvenlik birimleri ise kendilerine ulaşan “bilgileri” rapor ediyor, Hükümete iletiyor.. İktidar, bildiğiniz gibi; “söz konusu PKK’nın istediği çözüm süreci ise gerisi teferruattır” ilkelerinden bir milim taviz vermiyorlar.
İstemeye istemeye verdiğimiz bazı haberlerle, köşe yazılarımızla, terör örgütünün propaganda faaliyetlerine katkıda bulunduğumuzun farkındayım. Ama bizler de maruz kaldığınız bin bir türlü algı operasyonları yüzünden sizlere gerçeği anlatabilmenin başka bir yolunu bulamıyoruz. Yine böyle bir iş olacak fakat mecburum. Yukarıda bahsettiğim ve başkentte güvenlik birimlerinde elden ele dolaşan bir PKK propaganda materyalini aktaracağım. Çünkü; 6-8 Ekim ayaklanmasını, “çözüm süreci”ni, “Kobani” yi, kısacası başımıza örülen çorabı belki daha rahat görebilirsiniz!.. Birebir cümleleri almayacağım kısa alıntılar yapacağım;
“Önder Apo sabırla ve son derece bilinçli bir şekilde adım atmaktadır”.
“Türk Devleti köşeye sıkışmış durumdadır”.
“Mücadelemiz o kadar yüksek bir düzeye ulaştı ki artık Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığına aday oluyor ve 3. büyük gücüz”.
“Unutmayalım ki Rojava’da çok zor koşullarda devrim gerçekleşiyor”.
“Demokratik özerklik projesini hak eden diğer bir parça da Kuzey Kürdistan’dır”.
“Şimdi herkes Rojova’ya ve YPG’ye katılıyor. Bu büyük bir onurdur. Namus ve şeref borcumuzdur.Y arın Kuzey’de de devrim olduğunda aynı dayanışma olacaktır”.
“...Artık Kürdistan’da onların yaşam hakkının bittiğini onlara hatırlatmaktır”.
“Halkımızdan ve hareketimizden af dilemeyenler ülkemizden defolup gidecektir”.
“Özerkliği inşa ediyoruz”.
“Tüm işlerimizi erteleyelim ama özgürlük mücadelemizi asla ertelemeyelim”.
Vee!.. Propaganda metninin son paragrafında PKK’ya karşı mücadele veren Geçici Köy Korucularının tek tek ismi ve nerelerde bulundukları sıralanıp tehditler savruluyor.
Bu kendi ellerimizle düştüğümüz ihanet sürecinin bir yüzü. Diğer yüzünde de Cumhuriyet Bayramı törenlerini izlediğimiz(!) gibi terör örgütü YPG’ye destek için topraklarımızdan geçirilen çapulcular ve ardındaki acı gerçekler var.
Kandil’in, bebek katili Öcalan’ın, İmralı heyetinin, HDP ve tüm yan kuruluşlarının, çapulcubaşı Barzani’nin her dediğine “hay hay başüstüne efendim” çeken AKP iktidarının son yol verdiği hizmeti(!) aktaralım..
Güvenlik birimlerinden ulaştığım teyitli bilgilere göre; son 10 gün içinde “Kobani” ye geçen PKK’lı militan sayısı 450. Hem de hiç sıkıntı çekmeden!..
“Bunlar nasıl geçti. Hangi yolları kullandı” sorusuna ise verilebilen net ve somut bir yanıt yok.
Yalnızca tahminler(!) var..
Şimdi bu son bilgiyi yukarıdaki propaganda faaliyetleri ile birleştirin ve durumunuzu bir daha gözden geçirin!..
Büyük fotoğraf karesine küçük bir montaj yapalım.
Hatırlarsınız!.. Hüseyin Çelik, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü iken “çözüm süreci” nin en ateşli savunucularındandı. Koltuğu Beşir Atalay’a kaptırınca “başına saksı düştü” herhalde. Kulislerde bulabildiği dostlarına; “PKK ile masaya oturulmasına karşı çıktım. Bu durumu dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve yönetici arkadaşlara her fırsatta söyledim. Uyardım. Ama dinletemedim. HDP sokaklara çıkın ama yakıp yıkmayın çağrısı yaptım diyor. Bu bir barajın kapağının açılmasına benzer. Neleri alıp götüreceğini bilemezsin. PKK’nın kıvıracağını en baştan beri söyledim. Dediklerim birer birer çıktı. Artık süreç denen yanlıştan dönülmesi lazım” diye dert yanıyormuş!..
Önce sayın Google’a “Hüseyin Çelik+ çözüm süreci” yaz. Karşına dökülen haberleri oku...
Sonra gel de balık hafızamızla(!) son dediklerine inan...
Hüseyin Çelik’in söylediklerini de AKP propagandası yapmak için kaleme almadım.
AKP tıynetini, gerçek yüzünü, iki yüzlülüğünü görürsünüz diye yazdım.
Belki!..