Kendi paranızla cep telefonu almayın, başkasının parasıyla saray yaptırın!
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
Eğri oturup doğru konuşalım. Bu konuda Cumhurbaşkanı haklı.
Gerçekten “Vatandaş çiklet alır gibi cep telefonu alıyor!”
Cumhurbaşkanı haklı çünkü bu millet cep telefonuna kazandığından çok daha fazlasını harcıyor!
Aslında bu kapitalizmin işlemesinin olmazsa olmaz şartı olan 'israf ekonomisi' sadece cep telefonu konusunda değil.
- Borçla, krediyle ve dolayısıyla israfla yaşamaya alışan, alıştırılan...
- Yarın ne olacağını pek de önemsemeyen, mortgage ile borçlandırılan, dolayısıyla ömür boyu faizle yaşamaya mahkûm edilen...
- Ömrünü birkaç odalı bir apartman dairesi bir de alt-orta sınıf otomobil sahibi olmak uğruna tüketen insanların yaşadığı bir yer olan bu 'Yeni Türkiye'de her alanda hâkimiyetini sürdürüyor.
Kapitalist düzene hizmet
AKP hükümeti kendini ne sanıyor bilmiyorum, ama icraat adı altında bütün yapıp ettikleri uluslararası kapitalist düzene hizmet ve ülkenin bu vahşi sistemin ayrılmaz bir parçası haline gelmesi için çalışmaktan başka bir şey değil!
Aslında kurulu düzene Türkiye'deki kadar itaat eden bir başka toplum da yoktur diyebilirim.
- Öyle olmasa yüzde 80'e varan vergi yüzünden dünyanın en pahalı benzinini kullanan bir toplum olmazdık!
- Böyle olmasa dünyada satılan en pahalı iPhone Türkiye'de olmazdı.
Şimdi... Bu işin bir tarafı.
İşin diğer tarafı da şu.
Kendisine milletin parasıyla hiç gereği yokken milyarlarca lira ile ifade edilen bin odalı saraylar yaptırıp sonra da vatandaşın yaptığı bir israfı dile getirmek...
Yani bu acayip bir psikoloji olmalı.
Evet cep telefonu konusunda israf yaşanıyor ama Yeni Türkiye'nin bin odalı, üstelik de kaçak biçimde yapılmış bir sarayının olması olmazsa olmaz bir ihtiyaç.
Vatandaş kendi parasıyla alıyor
Cumhurbaşkanı cep telefonu israfı konusunda haklı, ama Cumhurbaşkanı’nın hem mevcut kapitalist ekonomik düzen sebebiyle hem de kendi icraatlarıyla kıyaslandığında bunu söylemeye hakkı yok!
Çünkü evet vatandaş cep telefonu konusunda müsrif davranıyor ama sonunda kendi parasıyla alıyor. Ödeyemediği zaman gidip cep telefonunu, arabasını, evini söke söke elinden alıyor bankalar.
Peki ya milletin parasıyla, kimseye sormadan milyarlarca dolarla yapılan, hiç de ihtiyaç olmadığı halde yapılan bin odalı Ak Saray’a ne demeli...
Bu durum da aynı cep telefonu israfındaki durum gibi. Bir telefon varken ikincisini alan israf ediyorsa, bir Cumhurbaşkanlığı Köşkü varken, ikincisini yaptırmak israfın dik alası değilse nedir?
Buradaki psikolojiyi ancak zihinlerdeki avam-havas anlayışıyla açıklayabiliriz.
Havasa caiz olan avama caiz olmayabilir tuhaf anlayışı ile...
Vatandaşa bir cep telefonunu çok gör ama kendine vatandaşın parasıyla bin odalı saray yaptır...
Doğrusu açıklaması zor bir durum!
Efendim, demirbaş!
Demirbaş olması israfı ve müsrifliği engelliyor mu yani!
Bu konuda Hayrettin Karaman Hoca ne buyururlar acaba?