Ekonomik kolera yılı ve tehlikeli pazarlık!..
İbrahim KARAGÜL 23 Ocak 2008
George Bush ve Nicolas Sarkozy'nin Ortadoğu ziyaretlerinin arkasındaki gerçek sebepleri bilinmeden 2008'e ilişkin öngörüde bulunma şansımız hiç yok. Peki bu ziyaretlerin arkasında ne var ki bu kadar önemli olsun! Birlikte bakalım….
Siyasi gündemi bütün bölgeyi “İran tehdidi”ne karşı ortak cepheye dönüştürmek olan turların gerçek sebebi para. Evet, para! Silah satışı, petrol ticareti, “petrodolar”ın geleceğini güvence altına almak, ABD ekonomisindeki durgunluğun önüne geçmek, büyük finans kuruluşlarının batışını engellemek... Bütün bunlar için de, bölgedeki sermaye birikimini yeniden ABD piyasalarına çekmek.
2007'yi ABD ekonomisinin geleceğini tartışarak geçirdik. Morgage krizi, finansal kriz, merkez bankalarının hem ABD'de hem de Avrupa'da on milyarlarca dolar aktararak krizi önleme çabası konjonktürel değil, bunu anladık. Aynı yöntem devam edecek. Nereye kadar?
ABD'nin küresel hegemonyasının sembolü olan dolar, 2007'de itibarını kaybetti. Güvenilir kur olmaktan çıktı. “Dolar yoksa ABD de yok” sloganlarını duyuyoruz artık. Çünkü dünya ABD ekonomisini dolayısıyla refahını finanse etmekten vazgeçmeye, paralarını ABD piyasasından çekmeye başladı. Bu fonlar başka adreslere yöneldi. Gittikleri her adreste ABD çıkarlarına darbe vurur hale geldi. Petrol fiyatlarının yükselişi ile biriken sermaye yeni refah alanları yaratır oldu.
2008'de bu süreç hızlanarak devam edecek. Daha şimdiden yeni yıl “Ekonomik kolera yılı” ilan edildi bile. Finans sisteminde büyük krizlerin beklendiği, doların düşüşünün, altın ve petrolün yükselişinin devam edeceği, durgunluğun ABD ve Avrupa'da kendini hissettireceği (ortalama büyüme 3,3'e inecek), buna karşı gelişmekte olan ekonomilerin canlılığını sürdüreceği (ortalama büyüme yüzde 7,1) bir yıl öngörülüyor.
Siyasi ve ekonomik gündemi birlikte değerlendirince gerçek resim ortaya çıkıyor. ABD Başkanının son ziyaretleri de böyle bir şey: Sadece S. Arabistan'a akıllı bomba teknolojisi satışı milyarlarca dolar ediyor. Körfez ülkelerine on milyarlarca dolarlık silah satışı pazarlıkları yapılıyor. Ancak en önemli pazarlık Körfez Sermayesi'ni tekrar ABD piyasalarına çekmek. Bir diğeri ise petrol ticaretinin dolar üzerinden yapılmasını güvence altın almak.
Bütün dünya biliyor ki, arkasında petrol olmayan doların hiçbir gücü kalmayacak. “Petrodolar” saltanatı biterse, enerji ticareti başka kurlar üzerinden yapılırsa ABD ekonomik ve siyasi olarak büyük darbe alacak. 2007'de doların düşüş sebeplerinden biri enerji üreten ülkelerin kur değiştirmeleri ve dolar rezervlerini azaltmaya gitmeleriydi. Son OPEC toplantısında da benzer pazarlıklar yaşandı. İran ve Rusya'nın, bir çok ülke tarafından desteklenen, petrol ve doğalgaz satışlarında dolar kullanmama kararı ABD'yi derinden yaraladı. ABD-S. Arabistan pazarlıklarının temelinde bu yatıyor.
Dün Citigroup 18 milyar dolar zarar açıkladı. Citigroup'un 2007'de piyasa değeri 127 milyar dolar azaldı. Bunu diğerleri izleyecek. Oysa Abu Dabi Investment Authority, kuruluşun yüzde 4,9'u için 7,5 milyar dolar ödemişti. Körfez'den fonlama yeterli olmadı ama ABD bütün ülkelerin kapılarını aşındırmaya devam edecek. Ediyor da. Bush'un son ziyareti gibi.
Geçtiğimiz ay finans kuruluşlarının akın ettiği Körfez ülkelerine bu sefer Bush gitti. Petrol şirketlerini, silah şirketlerini ve bankaların temsilcisi olarak…
Sarkozy'nin ziyaretlerine bakalım: Üç hafta içinde bölgeye üçüncü ziyaretini yapıyor. Daha önce Mısır ve Cezayir'le nükleer santral anlaşmaları imzaladı. Aralık ayında Paris'e getirtip çadır kurdurttuğu Libya lideri Kaddafi ile 10 milyar dolarlık silah anlaşması imzaladı. Bunun içinde Airbus satışı ve Libya'ya nükleer santral kurma da var.
Sorkozy son ziyaretinde ise S. Arabistan'la yine nükleer santral görüşmeleri yaptı. Birleşik Arap Emirlikleri ile nükleer santral anlaşması imzaladı. Silah anlaşmalarını da ekleyelim. Ortada kaç on milyar dolar dönüyor?
Sarkozy neden bir anda İran ve Suriye'ye karşı aslan kesildi? İran'ın suçu nükleer çalışmaları değil miydi? O zaman ABD ve Fransa Kuzey Afrika'dan Basra Körfezi'ne kadar olan bütün ülkeleri şimdi neden nükleer çalışmalara yönlendiriyor?
Libya'yı bunun için aforoz etmediler mi? Kaddafi diktatördü. ABD ve İngiltere baskısıyla nükleer çalışmadan vazgeçti, dost oldu. Aynı Kaddafi'ye milyarlarca dolar karşılığında nükleer santral hediye ediyorlar. Sarkozy anlaşmadan sonra “Kaddafi diktatör değildir” demedi mi?
İkiyüzlülük ya da yüzsüzlük.. Bölgenin bütün zenginliğini çekmek için her türlü senaryo uygulanıyor. Batı zenginlikleri kendine çekerek ekonomik durgunluğu önlemeye, refahı güvence altına almaya çalışıyor. Karşılığında bölgesel savaş senaryoları ve nükleer ölçekli silahlanma yarışı başlatıyor.
Ama gerçek değişmeyecek: ABD ekonomisi daha da sarsılacak. Dolar daha da düşecek. Altın ve petrol daha da yükselecek. Ve büyük banka batışları yaşanabilecek. Ne de olsa “ekonomik kolera” yılı. Ve bu, son derece bulaşıcı…