O belgeleri kimler, neden sızdırıyor?
Mustafa MUTLU 29 Ocak 2008
Günlerdir "Ergenekon Çetesi"yle yatıp kalkıyoruz... Bu oluşuma "sempati" duyabileceğimizi sanan bazı "art niyetliler", "Ne oldu? Neden bu konuyu hiç yazmıyorsun" diye akıllarınca dalga geçiyor!
Hemen belirteyim:
Ergenekon'un "e"siyle işim olmaz...
Çünkü ırkçılığın her türlüsüne karşı olduğumu belki binlerce kez yazdım!
Sürekli okurlarım, silahlı örgütlenmeye de asla sıcak bakmayacağımı, mücadelenin sadece demokratik yöntemlerle yapılanından yana olduğumu bilirler...
Ne "Kızıl Elma" bilirim ne de askeri hiyerarşiyle biçimlenen bir örgütlenmeyle uzaktan yakından ilişkim olur...
Yakalananlar gerçekten suçludur ya da değildir...
Cinayet işlemiş, bunun için kendi aralarında plan-program yapmışlardır ya da yapmamışlardır...
Bunların hiçbirini dava sonuçlanıncaya kadar bilemem...
Bu yüzden de yargı sürecinin tamamlanmasını bekliyorum...
***
Sakın yanlış anlaşılmasın:
Benim tek itirazım "yöntem"e:
Eğer ortada suçlu varsa...
Emniyet yakalar, adalet yargılar!
Suçlular mı bilmem ama ortada birileri ve haklarında bir iddia var...
Emniyet de onları yakaladı, adalete teslim etti...
Yapılan bütün soruşturmalar ve yargılamanın şu ana kadarki tüm aşamaları "gizli..."
Daha doğrusu gizli olması gerekiyor!
İyi ama o zaman "dinci" ya da "İkinci Cumhuriyetçi" gazetelere o belgeleri kim sızdırıyor?
Amaçları ne?
Bu yaptıkları suç değil mi?
Suçsa, emniyet ve yargı o bilgileri ve belgeleri pompalayanları neden arayıp bulmuyor, neden hesap sormuyor?
Hukuk devletlerinde bir kişinin suçlu ya da suçsuz olduğuna mahkemelerin yapacağı adil yargılamalardan sonra karar verilir...
Oysa bu gazeteler günlerdir "yargısız infaz" yapıyor!
Diyelim ki bu adamlar gerçekten suçlu:
Ama bu yayınlar yüzünden "mağdur" ve "mazlum" pozisyonuna düşüyorlar!
***
Bu gibi durumlarda yapılması gereken şey, soğukkanlılığı kaybetmeden beklemek ve kamu vicdanının yanlış oluşmasına katkıda bulunmamak!
"Aklı başındaki tüm meslektaşlarımı sağduyuya davet ediyorum" diyeceğim ama; biliyorum ki bu, bazılarının umurunda bile olmayacak...
Çünkü "taraftarlık" ruhlarını esir almış...
İşte; suskunluğumun nedeni bundan ibarettir!