Parti milisleri linç timleri!..
Mehmet Türker 01 Ocak 1970
AKP eski Milletvekili Feyzi İşbaşaran’a yapılan linç girişimi, Türkiye’deki “tek parti” rejiminin çok tehlikeli bir hale geldiğinin dehşet verici manzarasıdır!..
Bu, kendiliğinden gelişen basit bir olay değil, organize bir saldırıdır!..
Bundan böyle Tayyip’e yönelik her eleştiri, eli sopalı parti milislerinin, linç timlerinin tehdidi altındadır!..
* * * *
Feyzi İşbaşaran, Turgut Özal’ın başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde onun Başdanışmanlığını ve özel kalem müdürlüğünü yapmış, ANAP’tan milletvekili olmuştu…
AKP kurulduktan sonra bu partiye geçti ve milletvekili seçildi…
Hakkında ihraç isteminde bulunulunca AKP’den istifa etmiş ve son zamanlarda Tayyip’i eleştirmeye başlamıştı…
Twitter hesabından hakaret içerikli mesajlar paylaştığı iddiasıyla “Cumhurbaşkanı’na hakaretten” soruşturma açıldı ve ifade vermeye gitmediği için de hakkında yakalama kararı çıkarıldı…
* * * *
Kaldığı otelde gözaltına alınan eski vekil İşbaşaran Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünde, orada onu bekleyen 100 kişilik bir grubun saldırısına uğradı…
Protesto için gelenlerin ellerinde bir reklam şirketi yapımı olduğu anlaşılan “Şehir eşkıyası Feyzi”, “Seninleyiz Erdoğan”, “Recep Tayyip Erdoğan cumhurun adamı ya sen” yazılı pankartları taşıyorlardı…
Ve bunlar, Feyzi İşbaşaran’a tekme tokat giriştiler…
* * * *
Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü görüşme odasında da Sedat Peker’in avukatı olduğu ileri sürülen şahıs tarafından dövüldüğü iddia edildi…
Sedat Peker açıklama yaptı:
“Odada yalnız kaldıkları bir an Feyzi İşbaşaran başını duvarlara vurarak kendine zarar vermiştir”
Bu açıklama, bundan 44 yıl öncesinde polis muhabirliği yaparken, siyasi şubede dayak yiyenler için “Başını duvarlara çarparak kendine zarar verdi” gibi yapılan açıklamaları hatırlattı!..
* * * *
Feyzi İşbaşaran hem darp edildi yüzü gözü kan içinde kaldı, hem yumurta yağmuruna tutuldu…
AKP’li vekil Metin Külünk de olay yerindeydi…
İşbaşaran Çağlayan Adliyesi’ne getirildiğinde de saldırıya uğradı ve mahkeme tarafından tutuklandı…
Şimdi sormak gerekiyor:
1- 100’e yakın kişi nereden haber almıştı da Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü önünde toplanmıştı?..
2- Pankartlar tek tek o insanlar tarafından hazırlanamayacağına göre, onları ellerine kim vermişti?..
3- AKP’li vekil Metin Külünk orada ne arıyordu?..
4- Sedat Peker’in avukatı olduğu ileri sürülen şahıs görüşme odasına neden girdi ve İşbaşaran’ın başını duvarlara çarptığına dair kamera kayıtları var mı?..
5- Hakaret suçu tutuklanmayı gerektirir mi? (Ben hiç duymadım)
* * * *
Hitler’in de elleri sopalı, demir çubuklu milisleri vardı…
Türkiye, Nazi Almanya’sının düşük düzeyde bir modeli oldu!..
Suçu ne olursa olsun…
İnsanlar, parti milisleri ve linç timleri tarafından linç girişimine uğrayabiliyorsa…
Türkiye bir korku imparatorluğu halinin son aşamasına gelmiştir!..
Anormallikler!..
Bu devirde anormallikler saymakla bitmez…
Eş, dost, akraba için Yeni Türkiye’nin nimetleri tükenmez…
Tahsil, kariyer, performans, ehliyet kimin umurunda?..
Yandaşlar hızla yükseliyor; bir de “istisnai memuriyet” kapısı açıldı ya, al temizlik işçisini vali yap!..
Mesela tornacı Ahmet, Paris’e büyükelçi…
Son anormalliklerde Su Ürünleri Hali eski Müdürü, Ümraniye Zabıta eski Müdürü, Şehir Tiyatroları Müdürlüğü’ne getirildi…
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu da, eşini müsteşar muavini yaptı…
Eşinin kariyeri buna müsait olabilir, bir ülkeye büyükelçi olarak da tayin edilebilir, ona sözümüz yok… Ama bir insan karısını kendine yardımcı yapar mı?..
Yaptı ve oldu!..