« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

22 Ara

2014

Davutoğlu’nun sözleri

Mehmet Kamış 01 Ocak 1970

17 Aralık yolsuzluk soruşturmasından sonra her iddianın iftira olduğunu, Barış Güler’in evinde bulunan kasaları polislerin koyduğunu söylüyorlardı.

Bugün geldiğimiz noktada bu kasaların Barış Güler’e ait olduğunu bizzat babası teyit etti. 17-25 Aralık yolsuzluk tapelerinin tahrif edildiği, montajlandığı söyleniyordu. Şimdi bu tapelerin doğruluğunu; Meclis yolsuzluk komisyonuna ifade veren Erdoğan Bayraktar’ın bizzat kendisi tıpkı Adli Tıp Kurumu gibi teyit etti. O dönemde hatırlıyor musunuz yandaş gazetelerde, televizyonlarda, miting meydanlarında bu iddialar nasıl da yüksek sesle dillendiriliyordu. 17 ve 25 Aralık yolsuzluk dosyalarında bugüne kadar iddia edilen her şeyin gerçek olduğu bir bir ortaya çıkıyor.

Hatırlayacaksınız; dört üst düzey yetkilinin özel korumalı kozmik odada yaptığı Suriye ile ilgili konuşmaların internete düşmesindeki kabahatlerini de hemen başkasına yüklemişlerdi. Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun kozmik odasında, dört üst düzey devlet yetkilisinden başka kimsenin girmediği bir toplantının konuşmaları, sosyal medyaya sızdırılıyor ancak bunlar yine sütten çıkmış ak kaşık oluyor. Normal bir ülkede bu beceriksizliğin hesabının verilmesi gerekirken hiçbir delil ve mesnet olmadan suçu başka birilerinin üstüne atıyorsunuz ve aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen suçlamanıza mesnet olacak vicdanların ikna olacağı hiçbir şey ortaya koymuyorsunuz.

Maalesef bu yöntem son yıllarda iktidarın çokça başvurduğu bir yol haline geldi. Yani işin gerçekliği değil algısıyla ilgileniyorlar ve bunu yaparken de yalan yanlış sözleri çok kolay bir şekilde kullanıyorlar. Sonra kendilerini söyledikleri sözleri ispat etme gibi bir yükümlülükte hiç hissetmiyorlar.

Dün Polonya dönüşü uçakta gazetecilere konuşan Ahmet Davutoğlu’nun örgütle Hizmet Hareketi’nin ilişkili olduğuna dair sözleri, iktidar mensuplarının daha önce söyledikleri gibi hiçbir delile hiçbir mesnede dayanmayan tuhaf bir suçlamadan başka anlam taşımıyor. Bunları söyleyenlere sorarlar, bunca yıl örgütle Oslo’da, İmralı’da, Kandil’de görüşen, onlarla gizli dehlizlerde anlaşan, bütün bir Güneydoğu’yu elinde silah olan bir örgütün insafına bırakan siz değil misiniz? Üstelik ne görüştüğünüzü, ne sözleştiğinizi, ne söz verdiğinizi de kimse bilmiyor. Ne oldu da yol arkadaşlarınızı, yoldaşlarınızı başka birilerine havale ediyorsunuz?

Siz de biliyordunuz ki, çözüm süreci bu haliyle çıkmaza girecekti. Çünkü başta yanlış kodlanmıştı. Şimdi bu çocuğu bırakacak bir bahçe arıyorsanız başka bir kapı bulmanızı tavsiye ederim. Buradan size ekmek çıkmaz. İşler kötü gidiyorsa dönüp kendinize bir bakın. İçinizdeki samimiyeti bir sorgulayın. Bu işe kalkışmanızın sebebi gerçekten insanların, gencecik çocukların ölmesinin vicdanlarınızda oluşturduğu yara mıydı, yoksa günlük siyasi hesaplarınız mı? Niye ikna edici olamadığınızı, niye insanların size güvenmediğini düşünün. Politikalarınızın tutarlılığını yeniden masaya yatırın. Bütün başarısızlıklarınızı başka birilerine havale etmekten vazgeçin artık. Çözüm sürecine inanan sivil Kürt halkının umutlarını yine çarçur etmeyin. Yoksa tarih sizi hiçbir zaman affetmez. Yolsuzluk ortaya çıkar başkasına, hırsızlar yakalanır başkasına, sel olur başkasına, maden göçer hep başkasına suç bulursunuz. Bu ülkedeki bütün yetkiler elinizde ve yıllardır olduğu gibi bütün tasarrufları siz yapıyorsunuz. Bugüne kadar iyi şeyleri hep sahiplendiniz kötü gidenleri ise hep birilerine havale ettiniz ancak bundan sonra bütün başarısızlığın tek bir adresi var, o da sizsiniz.

Mesnetsiz iftiralarınıza kimseyi inandıramazsınız artık.

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 20209

ulkucudunya@ulkucudunya.com