« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

29 Oca

2008

Sentetik kâğıttan’ balon patladı

UFUK SÖYLEMEZ 29 Ocak 2008

BİR dolarlık bir mortgage (ipotekli konut kredisi) alacağını teminat göstererek, bundan türetilen bonolarla 85 dolarlık bir sentetik kâğıt piyasası yaratılan ABD ekonomisinde hiç görülmemiş bir türbülans yaşanıyor.
Sorunun ABD ile sınırlı kalmamasının en önemli sebebi de işte bu varlığa dayalı menkul kıymetler ya da CDO ve CDS olarak adlandırılan bu yapılandırılmış kredi ürünleri.
Çünkü, ABD'deki fonlar yüksek getirili ve yüksek riskli bu kâğıtları portföylerine koyarken, 3A ratingli sigorta şirketlerine sigorta ettirmişler. Ancak subprime mortgage krizi patlayınca bu yapılandırılmış menkul kâğıtların, bonoların hiçbir değeri kalmıyor. Panikleyen fon şirketleri, sigorta şirketlerine tazmin için başvurduklarında, anlı-şanlı ABD sigorta şirketleri milyarlarca dolarlık bu talebi ödemeyeceklerini açıklıyorlar. Böylece bankaları, fonları ve sigorta şirketlerini de içine alan, boyutları ve derinliği hâlâ kestirilemeyen büyük türbülans, güvensizlik ve panik tüm piyasalara yayılıyor.
Zarar 750 milyar dolar
CItibank ve Merrill Lynch gibi dünyanın da en büyük bankaları tarihlerinde olmayan zararları açıklamak zorunda kalıyorlar. Zararın boyutları FED başkanına göre 500 milyar dolar. Goldman Sachs'ın bir araştırmasına göre en az 750 milyar dolar olacağı açıklanıyor. Ama ciddi ekonomistler 1 trilyon doları aşan bir zarar ve riskin kaçınılmaz olduğunu belirtiyorlar. ABD'nin Harward, Yale gibi ünlü okullarından mezun, finansal cambazlık uzmanı, yuppielerin işte bugün junk bond'a yani hiçbir işe yaramayan, değersiz kâğıda dönüşen sentetik kâğıtları Avrupa'dan Asya'ya kadar yaygın bir şekilde pazarlamış oldukları da ortaya çıktı. O nedenle ABD'nin dışında Asya, Avrupa ve neredeyse tüm piyasalar alt üst oldu, olmaya da devam ediyor.
IMF Türkiye'yi söylüyor
TÜRKİYE bu işten en ciddi etkilenecek gelişmekte olan ülke olarak gösteriliyor.Bunu bizzat daha düne kadar "ekonomimiz çok iyi" diyen IMF Başkanı Dominique Strauss Kahn ve Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau söylüyor hem de. Türkiye 35 milyar doları aşan rekor cari açığı ile Macaristan ve Romanya ile birlikte en zayıf halka olarak görülüyor maalesef. Sıcak paraya, fahiş reel faizler ödeyerek, ithalata dayalı, yalancı bir bahar yaşanan Türk ekonomisinde alarm çanlarının duyulması elbette ki üzücü ve düşündürücü. ABD'de başlayan ve giderek resesyon ihtimaline dönüşen büyük dalgalanmanın, daha derin bir krize dönüşmesi halinde bizim gibi ekonomilere olası taze ve sıcak para ve fon akışlarında duraklama, yavaşlama hatta kesilme olabilir. Daha da ürkütücüsü sıcak para ülkeden çıkmak isteyebilir.
Er-geç duvara çarpacaklar
İŞTE o zaman yıllardır düşük kur, değerli YTL, aşırı faiz üçgeninde başarılı ekonomi yönetimi yapıldığını pazarlayanlar ne diyecekler, ne yapacaklar? Gerçekten merak ediyorum. El parası ile, üretmeden, gerçekçi kur yerine, örtülü kur çıpasına dönüşen hatalı kur rejimi ile, ithalata dayalı ekonomi politikalarının er-geç duvara çarpacağını bizzat bu köşede defalarca yazdık ve uyardık. Sayın Başbakan'ın "Dünyadaki ekonomik çalkantıya karşı gerekli tedbirleri alırız", anlamındaki sözlerinin ise hiçbir pratik gerçekliğinin olmayacağını aklı başında tüm ekonomistler iyi biliyor. İktidarın krizin kalıcı olmaması ve derinleşmemesi için dua etmekten başka elinden bir şey gelmeyeceğini herkes görüyor. Türk ekonomisi bu yetersiz kadrolar ve yanlış ekonomik politikalarla bugün kriz karşısında savunmasız, B planından yoksun ve kırılgan bir şekilde bir korku filmini izler gibi dünyadaki gelişmeleri izlemekten öteye bu aşamada maalesef fazlaca bir şey yapma gücüne ve fırsatına sahip görünmüyor.

Ziyaret -> Toplam : 125,07 M - Bugn : 95310

ulkucudunya@ulkucudunya.com