Hasan Ağabey
Tarık Toros 01 Ocak 1970
Bazen ne deseniz boştur, belki de değersiz.
Onun için mikrofonu daha makbul birine bırakırsınız.
Ben de bugün sözü ve sazı, usta öğreticim Ufuk Güldemir’in usta öğreticisi Hasan Cemal’e bırakıyorum.
Bakın Bab-ı Ali’nin Hasan Ağabey'i, medyaya son operasyonu nasıl yorumluyor:
- Tek kelimeyle özgürlüğe vurulan yeni bir darbe. İktidarın darbe sürecini derinleştirme yolunda yeni bir adım, demokrasiye son derece kaba bir tasalluttur bu.
- Ben Tayyip Erdoğan hükümetini bir dönem, askeri vesayete karşı mücadelesi konusunda desteklemiştim. Ama şunu da vurgulamıştım: “Demokrasi ve hukuk devletine dönük asker freni çekilirse yerine sivil freni konur!” Ne yazık ki bu dediğim son birkaç yıldır ortaya çıktı.
- Yolsuzluk ve hırsızlıklar konusunda suçüstü hali ortaya çıkınca bunları kapatmak için “darbe var” diye kendi darbesini yaptı ve gitgide derinleştiriyor.
- Yayın yasaklarıyla basın özgürlüğüne ağır darbe indiriliyor. Medyaya dönük karartma daha da koyulaşabilir.
- Medya üzerine büyük “korku ağı” gerildi. Bir tarafta havuz medyası var diğer taraftaki medya üzerinde de “neyin haber olacağı neyin olmayacağı” konusunda büyük bir baskı…
- Gazeteci milleti bu duruma ağır ağır isyan edecektir. İktidar sahipleri, bu baskı mekanizmasının böyle devam edip gidebileceğini düşünmesin.
- Tarih boyunca, baskı mekanizmaları demokrasi ve özgürlükler karşısında sonuna kadar üstünlük sağlayamamışlardır.
- Bir de tehlikeli bir durum var: Böyle günlerde eski hesaplar çıkarılır. Bazı eleştiriler haklılık taşır ama bu gibi günlerde önemli olan demokrasinin ve özgürlüklerin ipine bağlanmaktır.
- Farklı ne kadar görüş olursa olsun… Birbirimize ne kadar kızsak, fikirlerimizi paylaşmasak da önemli olan sesimizin çıkacağı özgürlük ortamlarını savunmaktır.
- İsteyen istediği filmi yapar, istediği senaryoyu yazar. Şiddete başvurmadan, hepimizin çok sesliliğini koruyan demokrasiyi savunmalıyız.
- Özellikle gazeteci milletinin demokrasi bayrağını alıp sallaması lazım. Demokrasi ve özgürlük yoksa gazeteci milletinin esamisi okunmaz. Varlık nedenleri budur.
- Erdoğan iktidarı, sadece kendi sesine güzelleme yapan medyayı duymak istiyor. Böyle bir zihniyetle demokrasi ve özgürlük olmaz.
- Onun için içeri alınmış arkadaşlarımızın ve susturulmak istenen medyanın yanında yer almak, hangi görüşten olursak olalım bütün gazetecilerin görevi olmalı.
- Bu çıkan sesler bana geleceğe dönük umut veriyor. Ne kadar özeleştiri yapabilirsek güzel günlere daha kolayca ulaşabiliriz.
- Hiç “ama”sız, özgürlüğe vurulan bu büyük darbeyi göğüslemek zorundayız.
(Hasan Cemal, BUGÜN TV, 15 Aralık 2014)