« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

22 Ara

2014

İlk sivil darbe

Gültekin Avcı 01 Ocak 1970

Türkiye’de rejim 1 yıl önce değişti.

AKP’nin gayesinin hukuk ve demokrasi olmadığı, AB’yi ve demokrasiyi araç olarak kullandığı tamamen ortaya çıktı.

Aklımda kalan kaba hatlar şöyle…

17 Aralık’ta mahkemenin hukuk ve kanuna uygun kararlarına dayanan yolsuzluk operasyonu başlıyor.

Sosyal medyaya yansıyan ses kayıtlarında dönemin Başbakanı Erdoğan panik içinde Bilal oğlana “paraları sıfırladın mı” diye soruyor.

Şimdi hukuksuzca tutuklu olan dönemin Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı, “Para taşıyan kamyonları yakalayamadık” diyor.

Bakan çocuklarının evlerinde bulunan ayakkabı kutularındaki milyonlarca lira, para sayma makineleri…

Ayakkabı kutularında 4,5 milyon dolar…

Çikolata kutularında ve “hediye” takım elbiselerle bakanlara giden rüşvetler…

Mahkeme kararına dayanan ses kayıtlarında Reza’nın iş arkadaşı Abdullah Happani kahkahayı basıyor ve “Kabinenin yarısı bize kefil olacak” diyor.

Reza’nın Zafer Çağlayan’a aldığı 700.000 TL’lik o meşhur kol saati.

Reza’ya yaranabilmek ve önünü açabilmek için “Önüne yatarım” diyen bir İçişleri Bakanı…

Operasyon sırasında Barış Güler'in babası Muammer Güler’i araması…

Bakan Güler’in evi aranan oğlundan "Oğlum ne var sende" sorusuna aldığı cevap: "Üç beş kuruş kalan param var baba, onu da sen biliyorsun zaten."

“Başbakan’ın talimatıyla yaptım”

Üç beş kuruş denilen para 1 trilyondu.

Utanç içinde ve sesi titreyerek NTV’ye yaptığı açıklamada “Ne yaptıysam Başbakan’ın talimatıyla yaptım. Başbakan’ın istifa etmesi gerekir. Başbakan’ı rahatlatacak beyanatta bulunmam isteniyor” diyen dönemin bakanlarından Erdoğan Bayraktar…

MİT’in Erdoğan’a 17 Aralık 2013 tarihinden 8 ay önce bakanların yolsuzluğunu haber vermesi ve Erdoğan’ın doğrulaması…

Sosyal medyaya yansıyan ses kayıtlarında neredeyse tüm ihalelerin dönemin Başbakanı Erdoğan’dan geçtiğini yansıtan konuşmalar…

Birleşmiş Milletler tarafından teröre destek veren isimler listesinde olduğu iddiasıyla kara listeye alınan, Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye'ye girişi yasak olan Yasin El Kadı ile Erdoğan'ın 14 Nisan 2012'de Haliç Kongre Merkezi'nde Latif Topbaş’ın evinde gerçekleşen görüşmeleri…

İş takipleri, ihaleler ve kupon araziler…

Urla’da 1. derece sit alanına yapılan ve Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen villalar…

Havuz medyasının kurulması için işadamlarına kesilen faturalar ve ödenen 100 milyonlar…

Erdoğan’ın “Hayırsever bir işadamıdır” dediği Reza Zarrab’ın “O…punun ve memurun bahşişini peşin vereceksin” sözleri…

Ve daha saymakla bitmeyecek nice yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlıklar…

17 Aralık’ta başlayan adli soruşturma, Erdoğan ve AKP’nin hukuksuz girişimleriyle 18 Aralık’ta ezilmeye başladı.

AKP’nin Anayasa ve hukuku askıya alma süreci başlamıştı.

25 Aralık 2013 tarihi ise Türk demokrasisinde açık bir sivil darbe tarihi.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez AKP’den talimat alan polis teşkilatı mahkeme kararını yerine getirmedi.

Türkiye yolsuzluğa yenildi

Ve bundan sonraki süreç Anayasal demokratik rejimin kaldırılıp AKP totaliterliğinin yerleştirildiği dönem.

Türkiye AKP’nin tarihe dudak uçuklatan bu büyük yolsuzluğuna yenildi.

Hukuk devleti ilkesi ortadan kaldırıldı.

Polis teşkilatı bitirildi, nice namuslu polis şefleri meslekten atıldı.

Hâkim ve savcılar darmadağın edildi.

Yargı ve HSYK hukuksuz girişimlerle AKP yanlısı siyasal İslamcı kadrolarla dolduruldu.

Ve 31 Mart yerel seçimleri ile cumhurbaşkanlığını artan bir güçle kazanan AKP, savcıları ve 6 Sulh Ceza Hâkimi’yle muhalifleri tenkil sürecini başlattı.

İşe tüm yolsuzluklarına ve suçlarına sert bir şekilde karşı çıkan Hizmet Camiası’ndan başladı.

Artık AKP için Anayasa, demokrasi, hukuk, AB önemsizdi.

MİT ve TİB, milli bir teşkilat olmaktan çıkarılıp, İran yanlısı İslamcı kadrolarla dolduruldu.

Ve yeni AKP rejiminin koruyucusu ve kollayıcısı olarak İran Devrim Muhafızları ve Muhaberat tarzı bir yapıya kavuşturuldu, utanç verici kanunu çıkarıldı.

Ve bugün sivil toplumun ve demokrasinin son kalesi özgür basını kuşattı.

Son kale düşmek üzere.

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 18604

ulkucudunya@ulkucudunya.com