Türkiye’nin günahı büyük!..
Mehmet Türker 01 Ocak 1970
“Türkiye’nin günahı” derken, Türkiye’yi idare eden kifayetsiz muhterislerin günahından söz ediyoruz…
“Arap Baharı” dedikleri süreç başladığında, o ülkelerin sokaklarına Tayyip’in posterleri asılıyordu…
Arap Baharı tersine döndü, demokrasiye kar yağdı, ama bizimkilerin İslamcı reflekslerle başlayan coşkusu bitmedi!..
Radikal İslamcı teröristler, Esad’ı devirme ihtirasıyla “cici çocuklar” haline getirildi!..
* * *
Bu iktidarın Esad takıntısı yüzünden radikal İslamcı El-Nusra’yı desteklediği bir sır değil…
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Ricciardone bunu açık açık anlattı, ABD ve Batılı ülkeler Türkiye’yi defalarca uyardı…
El-Kaide‘nin kolu El-Nusra’dan doğup gelişen IŞİD, sonuçta Türkiye’nin de başına bela oldu!..
Öte yanda Müslüman Kardeşler Örgütü var…
Onlar da radikal İslamcı terör örgütleriyle işbirliği içindeydi…
Türkiye’deki kifayetsiz muhterisler sırf “Müslüman kardeşliği” uğruna bunların faaliyetlerine göz yumdu, Filistin’deki kolu Hamas’ı destekledi ve desteklemeye devam ediyor…
* * *
Mısır’da Müslüman Kardeşler Örgütü’nün iş başına getirdiği radikal İslamcı Mursi’nin devrilmesi, Tayyip’i çileden çıkardı…
Onu deviren ve Devlet Başkanı seçilen Sisi’yi darbeci ilan etti, Türkiye’nin Mısır’la ilişkilerini koparttı…
Ve dört parmak işaretiyle “Rabia” diye bağırarak meydanlarda dolanmaya başladı…
Şimdi ise…
Rabia işareti bütün Arap ülkelerine yasaklandı…
Onların içinde Tayyip’in tek dostu olarak kalan Katar da bu kervana katıldı ve Rabia işareti tarihe gömüldü…
* * *
Katar, Tayyip’in tek dostuydu, ama şimdi Sisi ile kol kola…
Tayyip ise değerli yalnızlık içinde…
Onun yalnız kalması bir şey değil, Türkiye de sözü ciddiye alınmayan, hatta dalga geçilen bir ülke haline geldi!..
Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı çıkarılan
Tayyip’in bir numaralı dostu, “Darfur Kasabı” namıyla ünlü darbeci Sudan Diktatörü Ömer El-Beşir bile Sisi ile kucaklaşıp Türkiye’yi sattı!.
* * *
Türkiye İslamcılıkta uygun adım ilerlerken, Suriye sınırında El-Nusra militanları eğitildi, CHP’li vekiller kamplara sokulmadı;
Silah ve cephane yüklü olduğu iddia edilen MİT TIR’ları Türkmenlere insani yardım şalıyla örtüldü, gerçek anlaşılamadı!..
Şunu unutmayalım:
Türkiye laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu mahkeme kararıyla kesinleşmiş bir parti tarafından yönetiliyor!..
Türkiye’de din sömürüsü dibine kadar yapılıyor!..
Cumhuriyetin kazanımları birer birer yok edilirken, Atatürk ilke ve devrimleri aşağılanıyor!..
* * *
Kifayetsiz muhterislerin eline düşen Türkiye’nin günahı büyük!..
Boko Haram adlı dinci terör örgütü daha önceki gün 2000 kişiyi katletti…
Kelle kesen, kurbanının kanını içen IŞİD, toplu infazlara devam ediyor!..
Paris’te 12 kişi vahşice katlediliyor!..
Türkiye’yi yönetenler, bütün bu olup bitenlerin, terör eylemlerinin, her türlü vahşetin fer’i sorumluluğu ve günahından kurtulamazlar!..
İşte bu kafa!..
Türkiye’nin ne hale geldiğini anlamak için Eğitim Bakanlığı’nın okullara gönderdiği “Değerler Eğitimi” kitapçığında ölümü özendiren şu sözlere bir göz atmak yeterli:
“İnancımız gereği ölüm nimettir. Çoğu zaman ağırlaşmış hayat yükünden kurtulmaktır. Uykunun büyük kardeşi olan ölüm, dünyanın boğucu ve sıkıntılı hallerinden kurtulma vesilesidir.”
Şu kafaya bakar mısınız, genç beyinlere sokulmak istenen ölümle ilgili değerler (!) ile radikal İslamcılık birleşince ver eline silahı IŞİD’e katılıp ölsün!..
Canlı bomba olsun, kendini patlatsın!..
Onlar ölsün…
Bu dünyanın nimetlerinden de 1150 odalı saraylarda yaşayanlar yararlanıp, sefalarını sürsün!..