“Minareyi çalan komisyonu hazırlar”
Rahmi Turan 01 Ocak 1970
Sevgili okurlar… Birinci sayfadaki TOKMAK-1 sütunumda, sizlerden gelen tepkilerin bir kısmını naklettim.
Bunlar kamuoyu vicdanını yansıtıyor.
4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesine nasıl bir tepki gösterildi?
Halkımız, hukuki değil, siyasi olduğu bilinen karar hakkında neler düşünüyor? Gelen çok sayıdaki mesaj bu konuda yeterli fikir veriyor.
Birinci sayfada naklettiklerim kısa birer örnektir. Tüm tepkileri yayınlamaya sütunlar yetmez!
* * * *
AKP’li üyelerin çoğunlukta olduğu komisyondan farklı bir karar beklenemezdi. “Vicdanî bir karar verdik.” sözü palavradır.
Kendilerine tepeden verilen talimat öyleydi. Başka türlü davranamazlardı.
Eğer Yüce Divan yolu açılsaydı, işler iyice karışacak, olaylar çorap söküğü gibi açılıp uzayacak umulmadık yerlere varacaktı.
“Minareyi çalan, kılıfını hazırlar” ünlü bir atasözümüzdür. Bundan sonra o yaygın atasözü toplumda değişime uğrayıp:
“Minareyi çalan komisyonunu hazırlar!” şekline dönüşürse hiç şaşırmamak gerekecek.
Hak, hukuk, adalet, vicdan gibi sözcükler günümüzde sadece lügatlerde kaldı.
Artık adaletin gücü değil güçlülerin adaleti var!
* * * *
Rüşvet ve yolsuzlukla suçlanan 4 eski bakan, suçsuzluklarına inanıyorsa, göğüslerini gere gere “Bizi Yüce Divan’a gönderin. Aklanmak istiyoruz!” diye haykırmalıydı.
Daha önce, Yüce Divan’a gönderilen “Başbakan ve bakanlar” gördük. Savunmalarını yaptılar ve alınlarının akıyla beraat ettiler.
Bu 4 eski bakan, siyaseten aklanacak ama halkın vicdanında, ne yazık ki, hep şaibeli kalacak ve hayat boyu, boyunları eğik yaşayacaklar!
Suçsuz olan, yargıdan korkmamalıdır!
* * * *
Âdil olmayan milletler, özgür de olamaz!
Ben, adında adalet olan AKP iktidarının “âdil ve dindar” olduğuna inanmıyorum.
Dinden yararlanmak için dindar görünüyor ve gösteriş yapıyorlar.
Eğer gerçek mümin olsalar, adaletten şaşmazlardı…
…Ve Hazreti Muhammed’in şu tarihi sözleri onların kulaklarına küpe olurdu:
“Kâfirlerin iktidarı bile, eğer âdilse, devam edebilir. Fakat müminlerin iktidarı, eğer adaletsiz ise, mutlaka yok olur.”
Devlet Bahçeli bilmecesi!
“Sosyal ve siyasi anlaşmazlıklar keskinleşti. Şiddet haberleri çoğaldı. Çeteler kol geziyor, gücünün yettiğine saldırıyor!
Mafya türü oluşumlar dehşet saçmaktadır!
Sokaklar, gözü dönmüşlerin denetimindedir!
Türkiye büyük buhran yaşamaktadır.
Suça gömülmüş bir ülkenin toparlanması imkânsızdır!
İktidarın varlığı bile milli güvenlik sorunudur!
İktidarın bizzat kendisi, geleceğe tehdittir. Hukuka çengel, huzura engeldir. Helâlle haram yer değiştirmiştir!
Siyasi bağlantıları olan yolsuzluk çeteleri siyasi malzeme haline getirilmişlerdir!
Çirkinlik, çirkeflikle ağız birliği yapmıştır. Milli irade ikiye ayrılmıştır. Demokrasi dinamitlenmiştir!”
* * * *
Yukarıdaki etkili sözler, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye aittir ve konuşması, isabetli saptamalarla ülkenin durumunu özetlemektedir.
Ancak, bu doğru tespitleri yapan aynı Devlet Bahçeli’nin, yıllardan beri, iktidar partisinin her sıkıştığı dönemde, ona koltuk değneği gibi yardımcı olmasına ne demeli, bilemiyorum!
“Şüpheler daha da güçlendi!”
Rüşvet ve yolsuzlukla suçlanan 4 eski bakanın aklanmasına yönelik komisyon kararı, Avrupa Parlamentosu’nda da yankı buldu.
Avrupalılar, bu tür kararları çok yadırgıyorlar. Akılları almıyor bunu…
“Ortada vahim iddialar ve bunları destekleyen belge ve bilgiler varsa, kararı siyaset adamları değil, yargıçlar verir. Hiç kimse yargı kararı olmadan aklanamaz.” diyorlar.
* * * *
Avrupa Parlamentosu’nun Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Rebecca Harms da AKP’lilerin hâkim olduğu komisyon kararına tepki göstererek şöyle dedi:
“Bu karar, iktidarın yolsuzluk iddialarına yönelik iddiaları ve bütün şüpheleri daha da güçlendiriyor. Aklanmak için, siyasi etkilere kapalı bir soruşturma olması şarttı. Karar, Avrupa Parlamentosu’nda maalesef hiç kimseyi tatmin etmedi!”
Günün Sözü
Bazı yaralar vardır ki kapansalar bile, dokununca sızlar!