Söz savcının: Asrın yolsuzluğunda, asrın hukuksuzluğu yapıldı
Saygı Öztürk 01 Ocak 1970
Celal Kara, 18 yıllık Cumhuriyet Savcısı… Bunun 6 yılını “özel yetkili” olarak geçirdi. Yani terör ve organize suçları soruşturdu. Elinden binlerce uyuşturucu, silah, terör, organize suç örgütü dosyaları geçti. Kendisine “En iddialı, en kapsamlı, en çok belgeli dosyanız hangisidir?” diye sorduğunuz zaman hiç düşünmeden “Reza Zarrab, üç bakan ve çocuklarıyla ilgili dosyadır” diyor.
Peki bu nasıl kapsamlı, kanıtlı dosyadır ki, soruşturması elinden alındıktan sonra Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner, “takipsizlik” veriyor. Peki nasıl kapsamlı, bu kadar kanıtlı dosya ki TBMM’de oluşturulan Soruşturma Komisyonu’nun
AKP’li üyelerinin tamamı “bakanları aklayan” karara imza atıyor. Siyasetçiler konuştu, o hep sustu. 17 Aralık soruşturmasını başlatan, bakan çocuklarını gözaltına aldırınca soruşturmadan alınan Cumhuriyet Savcısı Celal Kara, sessizliğini SÖZCÜ’ye bozdu. İşte anlattıkları:
İnsanlık tarihinin en dolu dosyasıdır
“Çok iddialı konuşuyorum; 18 yıllık meslek hayatımda bu kadar delilli, mesnetli dosya görmedim. En dolu dosyadır. Dahası, insanlık tarihinde gelmiş geçmiş en kapsamlı dosyadır. Daha bunun ötesi yoktur. 25 Aralık soruşturmasının da bu kadar dolu olduğunu sanmıyorum. Dosyamda hiçbir usulsüzlük olmamasına rağmen asrın yolsuzluğunda, yapılanlar da asrın hukuksuzluğudur.
Savcının takipsizlik kararında, ‘Bu kadar basit gerekçeyle hakim dinleme kararı vermemesi gerekir’ diyor. Hakim dinleme kararı verdiyse, buna savcının karışma yetkisi yok. ‘Delil yetersizliği’ni gerekçe gösterip takipsizlik veremiyor, ‘usulsüz delil elde edilmiş’ diyor. 32 ayrı hakimden karar alınmış. İddialı olarak söylüyorum: Usulsüz delil elde edilmiş değil. Dosyamda, bir tane bile usulsüz delil yok. Dinleme kararı, dinlemenin uzatılma kararı alınmış, hepsi elden geçirilmiş. Takipsizlik kararını da usulsüz dinlemeden veriyor. Çünkü, sığınacak bir başka şey yok. Bu da dayanaksız bir gerekçedir.”
Delil türü ve sayısı çok kapsamlı
“Savcının ‘takipsizlik’ kararıyla o dosya ebediyen kapatılmış olmaz. Dönem değişir, bir sayfalık bir belge, o dosyanın yeniden açılmasını sağlar. TBMM’de komisyon üyelerine baskı yapıldığına ilişkin basında hayli haber yayınlandı. Ben baskı değil, gönüllü bir anlaşmayla karar verildiği kanısındayım. Bir soruşturma dosyasında bulunabilecek en çok delil ve delil türü, sayısı, ‘şu da olmalıydı’ denilebilecek her belge bol bol mevcut. Aramalarda, tapelerde, takiplerde, ulaşılan belgeler arasında yok yok. Delil yönünden zerre kadar sıkıntı olmayan örnek bir dosya hazırlamıştık. O yüzden üstüne basarak bir kez daha söylüyorum: İnsanlık tarihinin en delilli, en mesnetli soruşturma dosyası Reza Zarrab, bakanlar, çocukları, banka genel müdürü dosyasıdır.”
Hepsi mahkumiyetle biterdi
“Eğer dosya elimizden alınmamış, iddianame hazırlayıp mahkemeye sevk etmiş olsaydık, dosyamızda şüpheli olarak yer alanların hepsi çatır çatır mahkumiyet alırdı. İşte, böyle olacağı bilindiği için dosya elimden alınıp başkasına verildi. Davanın mahkumiyetle biteceğini, şüphelilerin çok güvendikleri hukukçuların da söylediği yolunda duyumlarım vardı. İşte, bundan sonra dosyanın takipsizliğe gideceğini tahmin ediyordum ve nitekim de öyle oldu. Çünkü bu dosya için hiçbir hakim beraat kararı veremezdi.
Böyle bir takipsizlik gerekçesi olur mu? Tam 4 sayfa Reza Zarrab’ın cari açığı kapatması övülüyor. Bu bir ayıptır, hukuk metninde böyle bir şey olamaz. Cari açığı kapatıyorsa bu işlenen suçu ortadan kaldırmaz.”
Dosyam kapı gibi sağlam
“Teknik yönden dosyanın aleyhine söyleyecekleri bir şey yok. Dava mahkemenin önüne gitseydi, tartışılmaya başlansaydı nereye gideceği belliydi. Şuna herkes inansın ki, dosyam ‘kapı gibi sağlam’dır. En ufak bir hukuk hatası olmadığı konusunda iddialıyım.
Nasıl ki dosya için takipsizlik kararı verileceğini bekliyorsam aynı durumun TBMM Soruşturma Komisyonu’nda da, bakanların Yüce Divan’a sevk edilmeyeceğini tahmin ediyordum.”
Şimdi eski bakanlarla ilgili Genel Kurul kararı bekleniyor. Ama şaşırtan bir karar da beklemeyin…