Öcalan'ın Seçim Planları ve Cizre
Sedat Laçiner 01 Ocak 1970
HDP, Genel Seçimlere parti olarak katılacağını söylüyor… Açıklamaları ısrarlı, geri adım atmayacaklarmış… Oysa ki anketler HDP’nin oyunu hala % 7 ve altında gösteriyor… Yani% 10’luk seçim barajını aşmaları imkânsız değilse bile imkânsıza yakın…
HDP eşbaşkanları ise ısrar ediyor, “seçimlere tek başımıza, parti olarak katılacağız ve en az % 14 alacağız” diyor… Ya alamazlarsa, ya parlamento dışı kalırlarsa? Buna da cevapları, “onu da AKP düşünsün. O zaman bir çözüm bulmak zorunda”…
HDP’NİN DEĞİL, ÖCALAN’IN KARARI
HDP’nin seçimlere parti olarak katılması kararı kendi kararı değil, kesinlikle Abdullah Öcalan’ın kararı. Bırakın seçimlere partinin katılmasını, Öcalan kimin milletvekili adayı olacağına kadar hemen hemen her kararı gözden geçiriyor, kendisi kararlaştırıyor.
Bu durumda soruyu “HDP neden böyle davranıyor” diye değil, “Öcalan’ın bu kez aklında ne vara acaba” diye sormak gerekiyor…
Öcalan, sürecin kritik bir noktaya geldiğini düşünüyor, Hükümet’i bir şeylere zorlamaya çalışıyor… HDP’nin meclis dışı kalması halinde sokakta siyasetin, yani terör ve şiddetin sahne alacağı tehdidinde bulunuyor. HDP, meclise giremezse Cizre’de olduğu gibi PKK’nın en şiddet yanlısı ve kontrolü güç kanatlarının Türkiye’yi kaosa sürükleyeceğini ima ediyor.
Öcalan’a göre HDP % 10’u aşar ve Meclis’e girerse en az 50, belki de 70 milletvekiline sahip olacak. Eğer bunu başarırlarsa istediklerinden fazlasını alacaklar. Bu kadar milletvekili ile HDP TBMM’yi kilitlemeyi başarır. Böylece Süreç’te, Öcalan’ın ve PKK’nın eli güçlenir. Bunun varacağı nokta ise PKK yönetiminde özerklik, ayrı toprak ve ayrı bayraktır…
Diğer senaryoda ise HDP’nin % 7-10 arasında bir bantta oy almasına rağmen Meclis’e girememesi hem Öcalan-HDP-PKK çizgisini mağdur durumuna sokar, hem de AK Parti’nin Anayasa’yı değiştirmesini sağlayacak kadar milletvekilliği kazanmasını sağlar. Eğer şu anki anketler gerçekleri yansıtıyorsa, seçimlerden sonra Hükümet’in AnayasayıÖcalan’ın talepleri doğrultusunda değiştirme konusunda mazereti kalmaz…
İkinci senaryo gerçekleşirse, AK Parti çok sayıda milletvekilliği kazanır belki, ancak Türkiye’nin dört bir yanında serhildan (ayaklanma) başlar ve PKK’nın pazarlığı daha kanlı olur. Buradan da varılacak nokta sınırları belirlenmiş, ayrı meclisi ve bayrağı olan özerk, ama fiilen özerkliğin ötesinde PKK denetiminde bir Kürdistan’dır. Buraya varılamazsa hem PKK hem de Öcalan iç çatışmaları göze almış durumdadır…
CİZRE VE ÖCALAN
Diğer taraftan Cizre’deki olaylar nedeniyle PKK ve Öcalan arasında çatlak oluştuğu iddiası kısmen doğrudur. Örgüt, Öcalan’ı dinliyor ve dediklerini yapıyor. Çünkü aralarındaki fark, sanıldığı kadar çok değil. Fark gibi görünenler de özünde fark değil, nüans veya stratejinin bir gereği… Her ikisi de ayrı bir devlet istiyor, onun için çalışıyor, o hedefe çok yaklaştıklarını düşünüyorlar… Tek fark, PKK’nın Öcalan’ın stratejisini anlamakta ve uygulamakta zaman zaman zorlanması, Öcalan’ın devlet elinde ne kadar bağımsız kaldığını kısmen sorgulaması… Ancak her seferinde akış Öcalan’ın istediği çizgiye geliyor. Bazen de Öcalan, PKK’nın uygulamayacağını bildiği mesajları veriyor, böylece devlet ile görüşmelerinde elini güçlendiriyor...
Öcalan, çek-bırak stratejisini izliyor. Bir geriyor, bir serbest bırakıyor… Bu konuda elindeki en önemli araç ise PKK, yani şiddet…
Abdullah Öcalan, devleti kendi istediği çözüme zorlamaya çalışıyor, bunun için PKK’nın şiddet yanlısı kanatlarını da kullanıyor. Yani YDG-H, Öcalan’a karşı çatışmalara giriyor değil. Onların da Öcalan’ın stratejisinde önemli bir yeri var. Öcalan, “yüzler kapatılmayacak” dedikten sonra YDG-H’nin yüzler maskeli yaptığı silahlı eylemleriÖcalan’a itaatsizlik olarak görmüyorum. Belki bazen ölçü kaçıyor, ancak Öcalan bu görüntüde itaatsizliği dahi kullanıyor, devlete dönüp, “görüyorsunuz, Cizre’de beni dahi dinlemiyorlar, acele edin, şu taleplerimi yerine getirin” diyor…
Elbette KCK/PKK ve HDP içinde de farklı görüşler var, ancak herkes ‘çözüm’e, yani özerk bir Kürdistan’a, belki de fazlasına yaklaştıklarını düşünüyorlar…
Kürt siyasetinde sular ısınıyor ve akış hızlanıyor… Öcalan ve Örgüt önümüzdekiNevruz’da özel bir girişimde bulunacak. PKK, Hükümet’i genel seçimler öncesinde birkaç kez daha sınayacak, meselenin ne kadar hayati olduğunu ona hatırlatacaklar.