Kobani kurtuldu mu?
Sedat Laçiner 01 Ocak 1970
Kürt siyasetinde radikal değişiklikler yaşanıyor. Geçtiğimiz hafta Suriye’de orta büyüklükte bir şehir olan Kobani, PKK’nın Suriye şubesi sayılan PYD ve müttefiklerinin mücadelesi sayesinde IŞİD unsurlarından arındırıldı.
"GÜZEL KÜRTÇEMİZ"
Kobani’de bu gelişmeler olurken Başbakan Ahmet Davutoğlu ezber bozan açıklamalar yaptı. Başbakan Diyarbakır’da “İnşallah, biraz vakit bulsam güzel Kürtçemizi de güzel Türkçemiz kadar öğrenmek istiyorum. İşte bizim için 'Serok Ahmet' diyorlar. Sağolun” dedi…
“Vatandaş Türkçe konuş” resmi politikasından “güzel Kürtçemizi de öğrenmek istiyorum”a gelmek hiç şüphesiz Türkiye için radikal bir değişikliktir… Hatta bu değişim üzerine kitaplar, tezler yazılsa yeridir…
"KOBANİ'YE SELAM OLSUN"
Başbakan ayrıca Kobani’deki gelişmeleri de değerlendirdi, Kobani’ye selam gönderdi:
“6-7 Ekim Kobani olaylarını çıkardı provokatörler. 6-7 Ekim Kobani olayları, Kobani için çıkmadı. 3 günde 17-20 Eylül arasında 197 bin Kobani'li kardeşini sınırdan almış olan bu ülke Kobani'yi unutabilir mi? Kobani bize tarihin emanetidir. Kobani’ye buradan selam ediyorum. Kobani’deki her kardeşimin alnından öpüyorum.”
Gördüğünüz gibi, Kobani’deki söylem değişimi çok büyük... Nitekim bu sözler çok yerden yorum aldı, almaya da devam eder...
IŞİD BİTTİ Mİ?
Peki, Kobani gerçekten kurtuldu mu? Artık IŞİD sorunu bitti mi?
Öncelikle ‘Kobani kurtarıldı’ diye kutlamalar yapılan yer sadece şehrin merkezi. Kobani’nin etrafındaki yüzlerce köy hala IŞİD’in elinde. Ayrıca IŞİD, Kobani olayları başladığından bu yana Suriye’de bayağı yol katetti, sözde devletinin sınırlarını çok genişletti…
Bir diğer gerçek ise IŞİD’in aldığı bir yeri kolay kolay bırakmadığı, fil inadıyla zaman kolladığıdır. PYD güçleri Kobani’nin çevresindeki köyleri ve arazileri almak için açılır ise IŞİD’in yeniden saldırması ihtimali çok yüksektir…
'KÜRT ZAFERİ' Mİ?
Diğer taraftan PYD, PKK, HDP ve uzantıları Kobani ‘zaferi’ni kutluyorlar, Kobani’den bir Kürt efsanesi çıkarmaya çalışıyorlar… Kobani, bir anlamda yakın dönemde Kürtlerin kazandığı en büyük askeri zafer gibi lanse edilerek Kürt gençler heyecanlandırılmaya, çeşitli ülkelere dağılmış Kürtler pan-Kürt duygular etrafında birleştirilmeye çalışılıyor....
Özellikle PKK, Kobani’nin stratejik öneminden ziyade Kürt kimliğinin inşasını önemsiyor. PKK, ilk aylarda Kobani’de yaşadıkları yenilgiyi de algı operasyonu olarak başarıyla yönetti, şimdi kazandıkları silahlı başarıyı da…
Kobani kullanılarak ve elbette Türkiye’nin ilk başta bazı hatalarından yararlanılarak “zavallı ve terk edilmiş Kürtler Batılı değerleri korumak için canlarını ortaya koydular” imajı çizildi ve bunun üzerine “aslında PKK terörist değildir” vurgusu inşa edilmeye çalışıldı…
Şimdi ise, “IŞİD’i durdurabilecek tek güç Kürtlerdir” imajı üretiliyor…
Peki, gerçek böyle mi, derseniz IŞİD’i PKK’nın veya genel olarak Kürtlerin durdurduğu iddiasına katılmak mümkün değil. ABD ve müttefiklerinin hava operasyonları olmasaydı sadece Kobani değil, belki de Erbil dahi düşmüştü… Kobani’de ABD ve diğer bazı devletler özel istihbarat birimlerini görevlendirdiler, bunlar IŞİD’e karşı bazı operasyonlar da yaptı, yer-hava koordinasyonuyla hava operasyonlarının etkili olmasını da sağladılar…
TÜRKİYE'NİN KATKILARI
Aynı şekilde Kobani’de PYD’ye başarıyı getiren Türkiye’nin katkılarıdır. Türkiye, Kobani çatışmalarında IŞİD’e karşı PYD’nin müttefiki gibi lojistik destek verdi. Yiyecek, içecek, sağlık malzemeleri, hatta silahlar Türkiye üzerinden geçti. Suruç, Kobanİ’deki çatışmaların arka cephesi gibi oldu…
Türkiye’nin bir diğer katkısı ise 200 bine yakın Kobanili’yi ülkesine kabul etmesi olmuştur. Eğer o insanlar Kobani’de kalsaydı PYD etkin bir mücadele sergileyemezdi.
Üçüncü olarak, Kuzey Irak’tan Peşmergelerin, Suriye’den ise ÖSO militanlarının Kobani’ye geçmesini Türkiye organize etti ve PYD çok kıymetli bir silahlı desteğe kavuşmuş oldu…
Türkiye, Kobani'ye destek olmasaydı Kobani büyük olasılıkla düşerdi...
Kısacası, Kobani’de elde edilen zaferi sadece PYD’ye bağlamak kolay değil. Bunu söylerken PYD’nin mücadelesini hafife almak da yanlış olur. Ancak, eğer PKK ve PYD Kobani’de tek başlarına zafer kazandıklarını düşünürlerse bunun bedelini gelecekte yaşanabilecek olaylarda ağır ödeyebilirler.
PKK ve HDP’nin Türkiye içinde Kobani’den yararlanarak daha önce bahsettiğimiz Kürtçü hareketi canlandırma çabası da bazı sorunlara yol açabilir. İşte, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun söylemde geliştirdiği manevra belki de bu sorunları baştan engellemeyi hedefliyor… Ancak bunun yeterli olup olmayacağını bizlere zaman gösterecek.
