`Tam Bağımsız Türk Devleti`
METİN ÖZKAN 12 Şubat 2008
GELECEĞE dönük senaryoları, hedefleri olmayan ülkelerin güçlü olması imkânsızdır.
Perspektifi olmayan veya hedefleri vatandaşının beklentilerinden ve realitelerden uzak bir devlet; başka devletlerin, milletlerin senaryolarına ancak malzeme olur.
Hedefsiz, milleti ile doku uyuşmazlığı olan devlet ise başka güçlerin arenası haline dönüşerek yabancı senaryoların oyun sahnesi olur.
Özetle; kullanılmaya açık hale gelir.
Bu nedenle devlet-millet bütünleşmesi ve örtüşmesi çok önemlidir.
Milletle temel konularda ayrışan bir devletin güçlü olması, harici odaklarla mücadele etmesi, ülkeyi bir bütün halinde tutabilmesi imkânsızdır.
Milletle devletin arasındaki açının arttığı bir ülke, yönlendirmeye, müdahaleye ve provakatif eylemlere çok açıktır.
Oysa ülkemizde kurumsal ve toplumsal alanda, demokrasinin geliştirilmesi adına hep beraber el ele verip çözmemiz gereken çok önemli sorunlarımız var.
Ancak bu sorunlar ne bireysel, ne etnik, ne de bölgesel anlamda; yani kimse için ayrıcalık yaratan veya özel kısıtlama getiren bir durumdur.
Özetle eksiklikler de, geliştirilmesi gereken konular da hepimizi aynı derecede etkileyen ortak sorun ve konulardır.
Yine kaşıdı...
ANCAK, yaman bir çelişki içine düşen DTP "Kardeşim" dediği PKK teröristlerine demeçleri ile çanak tutarken diğer yandan "etnik temeli esas alıyoruz" yalanlarıyla bölgedeki vatandaşlarımıza baskı uyguluyor.
"Kürt Milletvekili" diye ayrımcı ve bölücü bir tanımlama ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girecek sonra da, bölgedeki vatandaşlarımıza terör örgütü kanalı ile tehditler savuracaksınız.
Buna düpedüz ülkemizin insanını hiçe sayma, densizlik, eşkıyalık ve kendini bilmezlik denmez mi?
İşte bu densizliklere dün bir yenisini daha ekleyen, izzet ve haysiyetten yoksun DTP'li kuklaların dilinin ne kadar uzadığı bir kez daha ortaya çıktı.
Türkiye Barış Meclisi'nin "Yeni Anayasa Sürecinde Demokratikleşme ve Kürt Sorunu" adıyla düzenlediği konferansta konuşan DTP Milletvekili Aysel Tuğluk, "Önümüzdeki üç aylık süreçte kritik çatışmalar yaşanacak. Şu an yaşadığımız çatışmanın çok ötesine geçebilecek çatışmaların kaygısını ifade ediyorum" diyerek tehdit savurdu.
Başbakan Erdoğan'ın Kürt sorununa "kardeşim, canım" diyerek getirdiği yaklaşımı da eleştiren DTP Milletvekili Aysel Tuğluk, "Biz böyle kardeşlik istemiyoruz. Kürtler gerekirse federasyonu da, ayrılmayı da tartışabilir" diyerek bölücülük yapmaya devam etti.
PKK = ASALA
TOPLANTIYI izleyen muhabir arkadaşımın ifadesiyle konferansın konuşmacılarından sözde aydın gazeteci Murat Belge, Cengiz Aktar ve Tarhan Erdem ise Aysel Tuğluk'un bu densiz ve dengesiz açıklamalarına karşılık, "Türkiye'deki demokrasiye rağmen, millete rağmen geminin rotasıyla oynayıp motoru kilitlemeye çalışarak, dümene müdahale etmeye utanmıyor musunuz?" deme cesaret ve yürekliliğini gösterememişler.
Gerçi çok şaşırdığımı da söyleyemem.
Dün haber ajanslarında açıklamasını okuduğum özde bir aydının önemli bir iddiası vardı.
Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik... Yılmazçelik'in iddiası şöyle;
"Ermeni diasporası 1974 yılından itibaren Türkiye ve Türkler'e yönelik terör eylemlerini PKK'ya ihale etmiştir. Nitekim 1985 yılından günümüze gelen terör eylemlerinde yakalanan çok sayıda sünnetsiz terörist Ermeni olduğunu itiraf etmiştir. Kısacası PKK, Ermeni terör örgütü Asala'nın devamıdır."
Anayasa Mahkemesi'nde "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine eylemlerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle DTP aleyhine açılan kapatma davası için tanınan ön savunma süresi bugün saat 17.00'de doluyor.
Tıpkı milletin sabır sınırının dolduğu gibi...
Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, karanlık güçler ile paylaştığınız Türkiye'yi parçalama rüyanız daha öncede olduğu gibi yine kabusla bitecek.
Siyaset adına ne söylerseniz söyleyin bundan ötesi yalandır.
