DURAN ADAM DİRENME HAKKIDIR
Mehmet Tezkan 01 Ocak 1970
CHP lideri Kılıçdaroğlu salı günü ‘direnme hakkı’ kavramını gündeme getirince kılıçlar çekildi..
Yaylar gerildi, oklar atıldı..
İktidar çevrelerince iç savaş çağrısı olarak yorumlandı..
İç savaş çağrısını fazla bulanlar insanları sokağa dökmek istediğini söyledi...
Akıllara 6-7 Ekim olayları getirildi..
27 Mayıs 1960 darbesinin de ‘direnme hakkına’ dayandığı hatırlatması yapıldı.. Mesele, CHP liderinin askere seslendiği, darbe iması yaptığına kadar götürüldü..
Köpürtülmeye çalışıldı..
*
CHP lideri ne dedi de 55 yıl öncesine kadar uzandık?
Söylediği şu:
“Bir ulusal kurtuluş savaşı başlatmak zorundayız. Anayasası askıya alınmış, parlamentosu baskı altında bir toplum var. Bu süreç biraz daha devam ederse, halkın direnme hakkı ortaya çıkacaktır.”
*
Cuma günü Kılıçdaroğlu ile görüşme imkanı buldum.. İlk sorduğum buydu..
Halkın direnme hakkı ne demek?
‘Evrensel haktır’ diye söze başladı..
‘Ağzınızdan lokmayı alacaklar bunun adı hukuk olacak. Olmaz böyle şey. Direnme hakkı meşru müdafaadır.’
Direnme hakkı evrensel haksa, hukukta yeri varsa, insanlar bu haklarını nasıl kullanacak?
CHP lideri, ‘tabii ki barışçıl yöntemlerle, tabii ki hak ve özgürlüklerin sınırları içinde’ dedi ve ekledi:
‘Direnme hakkı şiddet içermez.’
*
Somut örnek verin dedim.. Direnme hakkının kullanılmasına birkaç örnek..
Kılıçdaroğlu saymaya başladı..
Taksim’de duran adam direnme hakkıdır..
Polisi alkışlı protesto direnme hakkıdır..
Güç kullanan polise karanfil vermek direnme hakkıdır..
Gezi Parkı’nda yüzüne gaz sıkılan kırmızılı kadının dimdik durması direnme hakkıdır..
Taksim’de tazyikli su fışkırtan TOMA’nın önüne geçip göğsünü geren siyah elbiseli kadının yaptığı direnme hakkıdır..
*
Peki dedim, 6-7 Ekim olayları için de aynı tabiri kullanıyorlar.. Direnme hakkı deyince 50’ye yakın kişinin öldüğü kalkışma diyebileceğimiz eylemleri gösteriyorlar..
Bununla bağlantı kuruyorlar..
Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi: ‘O AKP’nin anladığı direnme hakkı, o AKP’nin tarif ettiği direnme hakkı. Bizim anladığımız değil. Bir kez daha söylüyorum; direnme hakkı şiddet içermez.’
*
Söz, başkanlık rejimine, tek adam modeline de geldi..
Kılıçdaroğlu rejim değişikliğini mümkün görmüyor, bu konunun ön planda tutulmasını da seçim stratejisine bağlıyor..
‘Seçmenini diri tutma, hedefe kilitleme, başka meselelerin konuşulmasını önleme niyetli.’
*
Başyazarımız Güneri Cıvaoğlu da dün benzer bir tespit yaptı: ‘Erdoğan’ın seçim stratejisidir bu, sandıkların önüne her defasında bir iddia koyar, heyecan veren adrenalini yüksek bir hedef seçer’ diye yazdı..
Peki muhalefet ne yapmalı?
İlginçtir.. Cıvaoğlu’nun önerisi muhalefetin direniş hakkını kullanması..
Direniş heyecanını üretmesi..
Okuyalım:
“Bu strateji karşısında muhalefet sadece ‘protest’ konumda ‘pasifi’ oynamaya mahkum mu?
Eğer karşı strateji geliştirilirken muhalefet de ‘adrenalini yüksek, heyecanı köpürtecek’ bir ‘yüksek voltajlı ortak hedef’ ortaya koyarsa teoride ‘kazananın’ yeri değişebilir.
Muhalefet ‘edilgen’ konumdan, yani Erdoğan’ın senaryosundaki ‘pasif’ rolden ‘aktif’ role geçebilir.
Hatta AK Parti’yi ‘edilgen’ konuma geriletebilir.
Nedir o masada kartların yeniden dağıtılmasını sağlayacak ve kozları muhalefetin eline kaydıracak ‘yüksek voltajlı ortak hedef?’
Siyasetin doğal akışında zaten belli.
Muhalefet de ‘direniş hakkı’ gibi yerkürenin her coğrafyasındaki halkları elektriklendiren ‘kutsal’ etrafında birleşebilir. ‘Tek adam’ rejimine karşı demokratik ‘direniş’ heyecanını üretmeye oynayabilir.”
*
Katılıyorum.. İyi pazarlar!..