Zirveden düşen bir cumhurbaşkanı
Faruk Mercan 01 Ocak 1970
“Dört savcı ve 24 polis, 14 ay boyunca hayatımın en ücra köşesine kadar girdiler. Sadece ana dosyalar 30 bin sayfaydı…”
Bu sözler 17 Şubat 2012 günü istifa etmek zorunda kalan Federal Almanya’nın 10. Cumhurbaşkanı Christian Wulff’a ait…
Christian Wulf 30 Haziran 2010 tarihinde Almanya Federal Meclisi tarafından 625 oyla cumhurbaşkanı seçiliyor. Seçilmesinden kısa bir süre sonra başını Bild gazetesinin çektiği Alman medyasında eyalet başbakanı olduğu dönemle ilgili suistimal haberleri çıkıyor. Ve henüz görevinin ikinci yılını doldurmadan istifa etmek zorunda kalıyor.
Wulff cumhurbaşkanı olmadan önce Almanya’nın ikinci büyük eyaleti olan Aşağı Saksonya’nın başbakanıydı. Yaşadığı süreci“Zirveden Düşerken” ismini verdiği 232 sayfalık kitapta anlatıyor. Kitabın Türkçe baskısına önsözü 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gülyazmış…
45 banka hesabı, 37 telefon hattı, 100 tanık, 400 dosya
Peki 4 savcı ve 24 polisin 14 ay boyunca yaptığı soruşturmada eski cumhurbaşkanı hakkında hangi araştırmalar yapılmış? Kitabından aynen aktarıyorum:
“Ailemin özel sinema ziyaretlerinde izledikleri filmlerin adı soruldu. Eşimin kozmetikçisi sorguya çekildi ve Nerdeney’e yaptığım gezide feribotun ve sahildeki şezlongların parasını ödeyip ödemediğim araştırıldı. 100 tanık, bazıları tekrar tekrar; bazıları da günlerce sorguya çekildi. Sabit bilgisayarlar, notebooklar, tabletler, bilgisayar hafızaları, USB bellekleri ve mobil telefonlar olmak üzere toplam beş terabaytlık bir veri hacmi değerlendirildi. SMS’lerden, e-postalardan 1 milyon veri ve evrakların bulunduğu neredeyse 400 dosyaya el konuldu. 45 banka hesabı ve 37 telefon hattı araştırıldı. 8 ev araması yapıldı. 3 yabancı ülkeye adli yardım talebinde bulunuldu…
Başından bir ev araması geçen herkes, memurların yatak odası, banyo, bodrum katları gibi evin her köşesini aramalarının ne demek olduğunu bilir… Elbise dolabımın içine el atan komiser, daha önceki özel korumamın karısıydı… Dışarıda bir gazeteci ve kameraman ordusu bekliyordu. Akşam geç saatlerde yaptıkları yayınlarda komşularımın oturma odasına kadar ışık tutmuşlardı… Özel korumalarımın sorgulanması bu 14 ayın en kötü aşamalarından biridir… Kiminle nerede ne zaman sohbet etmişim, dondurmamın parasını kendim mi ödemişim, nakit paramı pantolonumun hangi cebinde taşıyordum, ikinci eşime birinci eşimden daha farklı mı davranıyordum?..”
Çöreğin parasını öderdim, 10 euro’luk hediyeyi teslim ederdim
Cumhurbaşkanı Wulff eyalet başbakanı iken nasıl hassas davrandığını şöyle anlatıyor: “Kabine toplantısında yediğimiz çörekleri kendimiz alıyorduk. 10 euro’dan fazla hediyeleri, kaydını tutup teslim etmek zorundaydık…”
Cumhurbaşkanı Wulff’ın yargılanmasına sebep olan başlıca suistimal iddiaları şunlar: “Yakın bir arkadaşının yazlık evinde eşiyle tatil yapmak; çıktığı bir tatilin ödemesini bir arkadaşının kredi kartı ile ödemek; eyalet başbakanı iken aldığı evin kredisi için yakın bir arkadaşından 500 bin euro borç almak; bir uçak seyahatinde kendisine ve eşine ekonomi sınıfı bilet aldığı halde, bir üst sınıftan uçmak…”
Cumhurbaşkanı Wulff Aşağı Saksonya Eyalet Mahkemesi’ndeki yargılama sonucunda 27 Şubat 2014 tarihinde bütün suçlamalardan beraat ediyor.
Dikkat ettim. Cumhurbaşkanı Wulff hakkında haber yapan Alman medyasını yerden yere vuruyor ama savcılar için sadece şunu söylüyor: “Gösterdiğim tanıkları dinlemediler…”
Şöyle diyor: “Bir hukuk devletinde yaşıyordum. Başıma gelen ne olursa olsun sonuçta adil bir yargılama yürütüleceğine ve adil kararlar alınacağına inanıyordum.”
Üstelik eyaletin adalet bakanı ve başsavcı, Cumhurbaşkanı Wulff’ın siyasi hasımları olmasına rağmen… Ve soruşturmayı bu husumetle açmalarına rağmen…