Halit Fahri OZANSOY (1891-1971)
İsmail Parlatır 01 Ocak 1970
Şair, gazeteci ve yazar.
13 Temmuz 1891’de İstanbul’da doğdu. Baba tarafından büyük dedesi Sa‘diyye şeyhi Rusçuklu Yahyâ Efendi’dir. Babası tıp, tarih, tiyatro ve şiir olarak basılı pek çok eseri bulunan Mehmed Fahri Paşa’dır. Eğitim hayatına Zeyrek, Vefa semtlerindeki mahalle mekteplerinde başladı, Sultanahmet’teki Tefeyyüz Mektebi’ni bitirdi. Bakırköy Rüşdiyesi’nden sonra 1904’te Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’ne yatılı olarak girdi; hastalanınca öğrenimine ara vermek zorunda kaldı. Hava değişimi için bir süre Filibe’deki amcası Ali Hilmi Bey’in yanına gitti, dönüşünde yeniden Mekteb-i Sultânî’ye, arkasından İstanbul Dârülfünunu Fransız Dili Şubesi’ne devam etti. 1916’da Edebiyat Şubesi’nden imtihanla öğretmenlik hakkı aldı ve Muğla Sultânîsi’ne edebiyat öğretmeni tayin edildi. Bir yıl sonra görevi Konya Sultânîsi’ne nakledildi; ardından Vefa Sultânîsi’ne geçti ve emekli olduğu 1956 yılına kadar Kadıköy, Galatasaray, İnönü ve Aatürk Kız liseleri olmak üzere İstanbul’un değişik okullarında öğretmenlik mesleğini sürdürdü. Emeklilik sonrasında gazeteciliğe ağırlık veren Halit Fahri, son yıllarında Tercüman gazetesinde haftalık “Sanat ve Hatırat” köşesine devamlı yazılar yazdı. 23 Şubat 1971’de İstanbul’da vefat etti.
Şiir ve yazı yazma zevkini ailesinden alan Halit Fahri’nin, Galatasaray’dan hocası Ali Kâmi’nin (Akyüz) yazdıklarını tashih etmesi, okul müdürü olarak Tevfik Fikret’i yakından tanıması ve ona hayran olmasıyla edebiyat merakı iyiden iyiye gelişti. İlk yazısı “Fâcia-i Beşerden Bir Levha” başlığıyla Mart 1910 tarihli Tirâje, ilk şiiri “Mâzideki Aşk İçin Sana” 1912’de Rübâb dergilerinde yayımlandı. Ardından Alemdar ve Yeni Mecmua gibi gazete ve dergilerde yazıları, şiirleri çıktı. Bu yıllarda tiyatro ile de yakından ilgilendi; Dârülbedâyi-i Osmânî’yi kurmakla görevli André Antoine’ın da bulunduğu jüri önünde Abdülhak Hâmid’in Nesteren’inden ve Şehabeddin Süleyman’ın Kırık Mahfaza’sından iki sahne oynayarak başarılı bir imtihan verdi ve Dârülbedâyi-i Osmânî’ye kaydoldu (14 Temmuz 1914). Ertesi yıl da ona ilk şöhreti kazandıran Baykuş adlı piyesini yazdı. Piyes Dârülbedâyi’de oynanan ilk Türk dramı unvanını kazandı. Daha sonra Yeni Mecmua’da bir araya gelen hececiler arasına katılan Halit Fahri derginin kapanmasının ardından kendisi Şair Nedim dergisini çıkardı (29 Ocak 1919). Bunun yanı sıra gazetecilik mesleğinde en parlak yıllarını Servet-i Fünûn’a yazı işleri müdürü olarak başladığı 1926 yılından bu görevden ayrıldığı 16 Mart 1943 yılına kadar geçen süre içinde yaşadı. Nitekim derginin Uyanış adını almasında (6 Aralık 1928) onun da rolü oldu.
Şiire Fecr-i Âtî edebî hareketi döneminde başlayan Halit Fahri, ilk şiirlerinde gerek dil gerek duyuş bakımından bu edebî anlayışın etkisinde kaldı. I. Dünya Savaşı yıllarında edebiyat dünyasında ön plana çıkan millî ve hamâsî duyguları işleyen şiir yazma anlayışına o da katıldı ve Cenk Duyguları adlı ilk şiir kitabı bu anlayışın ürünü olarak ortaya çıktı. 1921’de ünlü “Aruza Veda” adlı şiirini kaleme aldıysa da aruzu tamamıyla bırakamadı. Gülistanlar Harabeler (1922) isimli kitabında yer alan şiirlerin pek çoğu aruzladır. Mütareke yıllarının kötümser havasını terennüm eden bu kitap hece ve aruz arasında bocalayan bir şairin havasını yansıtır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında kaleme aldığı bazı şiirlerinde yine aruzu kullanır. Halit Fahri, ancak 1931’de yayımladığı Balkonda Saatler adlı kitabıyla heceye tam anlamıyla yöneldi. 1930-1940 yılları arasında heceye yeni bir ruh kazandırma gayreti içine girdi ve zaman zaman da serbest şiiri denedi.
Eserleri. İkdam, Alemdar, İleri, Akşam, Hâkimiyet-i Milliye, Cumhuriyet, Büyük Mecmua, Rübab, Dergâh, Hayat, Fikir Hareketleri, Millî Mecmua, Resimli Ay, Dârülbedâyi, Şehir Tiyatrosu, Türk Tiyatrosu, Varlık, Hisar gibi çok sayıda gazete ve dergide yazan Ozansoy’un bu süreli yayınlarda 1500’den fazla makalesi ve kitaplarına girmemiş 300’den fazla şiiri vardır. Yayımlanmış on bir şiir kitabı, yedi tiyatrosu, iki romanı ve dört hâtıra kitabından başlıcaları şunlardır: Şiir: Cenk Duyguları (1918), Efsâneler (1919), Bulutlara Yakın (1921), Gülistanlar Harabeler (1922), Paravan (1929), Balkonda Saatler (1931), Sulara Dalan Gözler (1938), Hep Onun İçin (1962), Sonsuz Gecelerin Ötesinde (İstanbul 1964). Tiyatro: Baykuş (1917), İlk Şair (1923), Sönen Kandiller (İstanbul 1926), Nedim (İstanbul 1932), On Yılın Destanı (1933), Hayalet (1936), Bir Dolaptır Dönüyor (İstanbul 1958). Roman: Sulara Giden Köprü (1939), Aşıklar Yolunun Yolcuları (1939). Hâtıra: Edebiyatçılar Geçiyor (1939), Dârülbedâyi Devrinin Eski Günlerinde (1964), Eski İstanbul Ramazanları (İstanbul 1968), Edebiyatçılar Çevremde (Ankara 1970).